Tarlabaşı Toplum Merkezine düzenlediği “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” başlıklı etkinliği Milat gazetesinin hedef göstermesi üzerine kapatılmak için iki ayrı dava açıldı. İddianamede derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri ile ilgili ifadeleri “Toplumda kısaca LGBTİ olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” şeklinde yer aldı.
Evrensel'in haberine göre dernekle ilgili açılan “Yokluğun tespiti” davası 14 Nisan Perşembe 11.45’te İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek. Dava öncesi dernek tarafından yapılan açıklamada derneği 25 Haziran 2021’den bu yana bazı medya organlarının karalama haberlerle hedef gösterdiği belirtilerek; “İstanbul Valiliği tarafından İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinde “Derneğin amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiği” gerekçesi ile derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesi talepli bir dava açıldı. Bu davanın ilk duruşması, 14 Nisan 2022 Perşembe 11.45’te İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği iddianame ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçeleriyle derneğin feshi davası da açıldı. Bu davanın ilk duruşması da 18 Mayıs 2022 tarihinde görülecek. Dava kapsamında dernek hakkında verilen “Faaliyetten alıkonulma” tedbir kararı ise 6 Nisan’da TTM’nin başvurusu üzerine kaldırıldı” açıklaması yapıldı.
"Çocukların cinsel kimliğini etkilemeye çalışma" suçlaması
TTM’nin, kendilerine açılan davayı da kendilerini hedef gösteren medyadan öğrendiği belirtilen açıklamada; “9 Şubat’ta tüm karalama sürecini başlatan Milat gazetesinin manşetinde yeni bir davadan bahsedilmesi üzerine dernek avukatları adliyeden bilgi aldı ve 10 Şubat’ta dernek hakkında bir de fesih davası açıldığını öğrendi. Davanın gerekçesi ise, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” hale geldiğini öne sürerken iddianamede sıralanan eylemlerin hiçbiri fesih sonucunu doğuracak yoğunlukta olmayıp, ancak idari para cezası yaptırımı doğurabilecek defter kayıtlarındaki eksikler ile eğitim faaliyetlerinde bulunulup izin alınmadığı, dernek yayınlarının cumhuriyet başsavcılığına bildirilmediği gibi hususlar. Ayrıca davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri hukuka aykırı ve ayrımcı bir şekilde “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri de “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” ifadeleriyle rapora ve iddiaameye girdi” denildi.