Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin önde gelen iki gazetecisinin sorularına yanıt verdiği televizyon programında, ABD ve İngiltere’yle birlikte Suriye’ye düzenledikleri hava saldırılarının ‘uluslararası camianın itibarı için zorunlu’ olduğunu savundu. Macron, "Gerçek çözüm için İran, Rusya ve Türkiye ile konuşmamız gerekiyordu” diye ekledi.
Habertürk yazarı Umur Talu, Macron’un 2.5 saat boyunca deneyimli gazeteciler Jean-Jacques Bourdin ve Edwy Plenel’in sorularına verdiği yanıtları köşesine taşıdı. Macron’un ilk sorudan Türkiye’yi andığını kaydeden Talu, Fransa Cumhurbaşkanı’nın şu açıklamalarını aktardı:
"1. Suriye kimyasal tesislerine saldırı, uluslararası camianın itibarı için zorunluydu. Gerçek çözüm için İran, Rusya ve Türkiye ile konuşmamız gerekiyordu. (Saldırının Fransa ve müttefiklerini “çözüm süreci”nde etkili kılacağını ima etti.)
2. Bir masaya Sünni ve Şiileri oturtabilmemiz lazım. Fransa herkesle konuşuyor. İran nükleer anlaşmasında da ABD ile mutabık değiliz. Rusya, Türkiye, İran’ın Astana sürecine alternatif grubumuz var zaten. Hedefim, Rusları ve Türkleri masaya geri getirmek.
"Fransa, Türkiye’nin desteğini çok önemli gördü"
3. Erdoğan, Putin, Ruhani ile birlikte olmak için Ankara’ya gitmeye kararlıydım. Suriye rejimi Guta saldırılarını yoğunlaştırınca olmadı. (Macron’un Astana-Soçi sürecine müdahil olma, onu Cenevre’ye eklemleme isteği açık. Çok istediğini biliyorum ama neden gidemediği tam anlaşılamadı; 3 liderden kabul görmemiş olması muhtemel!)
4. Füze saldırısıyla Rusya ve Türkiye’yi birbirinden ayırdık. Biri karşı çıktı, biri destekledi. Fransa, Türkiye’nin desteğini çok önemli gördü.)”
"Başörtüsü, kadın-erkek eşitliğine ve cumhuriyete aykırı ama hoşgörmeliyiz"
Röportajda, Suriye’ye savaş ilan etmediklerini savunan ve ABD Başkanı Donald Trump’ı saldırının ‘kimyasal tesislerle’ sınırlı kalması konusunda da kendilerinin ikna ettiğini söyledi. Talu’nun aktarımına göre, Bourdin ve Plenel ile Macron arasındaki 2.5 saatlik ‘soru-cevap savaşı’ oldukça gergin geçerken, Cumhurbaşkanı, radikal İslam ile ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi:
“4.5 ile 6 milyon Müslüman var. Cumhuriyet açısından yeni bir olgu. Fransa tarihi Katoliklik, Protestanlık, Musevilikle ilişkili. (Onca zaman sömürgelerde İslam’la ilişki aklına gelmedi!) Çok kişi bu yüzden korkuyor. Birlik istiyorsak, din ve inanç özgürlüğünü kabul etmeliyiz. Korku, yüzleşmemiz gereken şeyden kaynaklanıyor: İslam’la alakasız radikal İslamcılık! Çocuklara musallat olmuş cihatçıları engellemek için yetkiler çıkardık. 3 cami kapatıldı, kimileri sınırdışı edildi. Bu arada, Irak veya başka yerde Fransız cihatçılar idama mahkûm olursa, hapse çevrilmesini isteriz. Başörtüsü, kadın-erkek eşitliğine ve cumhuriyete aykırı ama hoşgörmeliyiz.”