Pazar günkü seçimden önce konuştuğum bir Fransız seçmen "Macron'a oy vereceğim ama sadece Le Pen'in cumhurbaşkanı olmasını engellemek için" demişti.
Fransa'da aşırı sağın iktidara gelmesini engellemek için oy vermek yeni bir olgu değil.
Fakat kendisine oy verenlerin dağılımı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un üzerine düşünmesi gereken bir konu.
Kendisine değil rakibi Marine Le Pen'in cumhurbaşkanlığını engellemek için oy verenlerin yanı sıra protesto amacıyla boş veya geçersiz oy atan milyonlar da vardı. Yüzde 42 ise rakibi Le Pen'i destekledi.
Macron'un Pour Tous (Herkes İçin) sloganının içi boşalmış gözüküyor.
Zafer konuşmasını Eyfel Kulesi önünde Fransız bayrağının önünde yapan Macron, sıra dışı bir mütevazilikle ülkedeki kutuplaşmayı kabul ederek bu ayrışmayı gidermek için elinden geleni yapacağını söyledi.
Bu kolay olmayacak. Ve kendisi de bunun farkında.
Önündeki ilk zorluk, önümüzdeki ay gerçekleşecek Parlamento seçiminde çoğunluğu almak.
Fransa yalnızca parti tercihlerine göre değil, zengin kent merkezleri (özellikle de Paris) ve unutulmuş taşra, ulusalcılar ve enternasyonalistler, zenginler ve yoksullar olarak da bölünmüş durumda.
Beş yıl önce iktidara gelirken ne sağda ne de solda olacağını söylemiş, toplumsal adalet ve ekonomik iyileşme vadetmişti.
Fakat önce pandemi, ardından da Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ekonomiyi etkiledi.
Öte yandan sağcılar ve aşırı sağcılar da güvenlik ve göç gibi konularda sürekli olarak baskı uyguladı.
Sosyal adalet ve çevre alanındaki reform vaatleri de bu süreçte ikinci planda kaldı.
Bu konulara önem verenler, örneğin dün konuştuğum bir öğretmen, Macron'un ikinci döneminin daha farklı olacağına inanmıyor.
Macron Fransa'da kutuplaştırıcı bir figür olsa da Brüksel'de seviliyor. En azından rakibi Le Pen'e kıyasla.
AB liderleri zaferinin ardından Macron'u kutlamak için sıraya girdi.
Avrupa Komisyonu Başkanı'ndan İspanya ve Almanya liderlerine kadar pek çok siyasetçi Macron'u kutlamanın yanı sıra bunun Avrupa'ya bir güven oyu anlamına da geldiğini söylediler.
Le Pen ne kadar tutuklu bir Avrupa Birliği karşıtıysa Macron da o kadar ateşli bir AB savunucusu.
Kampanya ekibi seçim mitinglerinde Fransa bayraklarının yanı sıra AB bayrağı da dağıtıyordu.
Uzun zamandır savunduğu AB'yi gıda, enerji ve savunma alanlarında daha bağımsız kılma politikaları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve pandeminin küresel tedarik zincirleri üzerindeki etkisinin ardından diğer Avrupa liderleri arasında da popülerleşti.
AB'nin en büyük ikinci ekonomisi ve Brexit sonrası tek büyük askeri gücü olan Fransa, AB'nin yanı sıra NATO'da da liderlik rolüne sahip.
Le Pen'in Moskova ile tarihsel bağları ve ülkeyi NATO'dan çıkarma isteği Atlantik Okyanusu'nun iki kıyısında da endişe yaratmıştı.
Bu endişeler seçimin ardından yerini rahatlamaya bıraktı.