Üniversite öğrencisi B.P. ile Gölcük’te astsubay olarak görev yapan M.Ö. 11 Mayıs 2013’te Ankara Kızılay’da bir kafede arkadaşlarının katılımıyla kendi aralarında yüzük taktı. Ancak kısa bir süre sonra çift ayrıldı. Genç kız, “Neden yokken nişanı bozdu, beni küçük düşürdü” diyerek M.Ö.’den 5 bin TL manevi tazminat talebiyle Ankara 11’inci Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, B.P.’nin talebini redderek, “Nişanlanma için yasada özel bir şekil şartı tanımlanmamakla birlikte ritüellere bağlanmıştır. Ancak her sevgililik ilişkisi tarafları evlilik yapma taahhüdünün altına sokmaz” dedi.
Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre, M.Ö. ise cevap dilekçesinde 6 aylık bir sevgililik dönemi yaşadıklarını söyleyerek şunları anlattı:
“Nişanın ritüelleri vardır”
“Kendi aramızda sadece sevgili olduğumuzun bir sembolü olarak yüzük taktık. Ancak bu bir nişan değildir, ailelerin ve arkadaşların da dahil olmak üzere kimsenin haberi olmamıştır.”
Hâkim Mustafa Karadağ, genç kızın tazminat talebini reddetti. Kararda, çiftler arasındaki nişanlanma eyleminin evlilik vaadiyle yapıldığına dikkat çekilerek “Nişanlanma için yasada özel bir şekil şartı tanımlanmamakla birlikte ritüellere bağlanmıştır. Ancak her sevgililik ilişkisi tarafları evlilik yapma taahhüdünün altına sokmaz” denildi.