Maslak İTÜ Ayazağa Metro İstasyonu'nda meydana gelen yürüyen merdiven kazasında merdiven boşluğuna düşerek yaralanan Mehmet Ali Erik, "Herhalde buradan kurtulamayacağız' dedim. Parçalara ayrılacağım diye düşündüm" ifadesini kullandı. Başından geçenleri anlatan Erik, "Yürüyen merdiven kullanamıyorum. Metroya binemiyorum. Herhangi bir siren sesinde bile kendimi çok kötü hissediyorum" ifadesini kullandı.
Uzmanlar, "Duran merdivene şüpheyle yaklaşılmalı, kullanılmamalı" uyarısında bulunuyor.
"Tek hatırladığım şey ilk adımımla beraber bir boşluğun oluştuğu"
İTÜ Ayazağa Metro İstasyonu'nda 27 Şubat'ta yürüyen merdivenlerin çökmesi sonucu boşluğa düşerek yaralanan ve itfaiye ekiplerinin bir saat süren çalışmaları sonucu kurtarılan Mehmet Ali Erik, o anları anlattı. Erik, "Eve dönüş için metroyu kullanmaya yöneldim. Hatta o sırada bir arkadaşımız minibüse binelim dedi ama trafik yoğunluğuna takılmayalım diye metroyu tercih ettik. Telefon görüşmesi yapıyordum. Hatırladığım şey, yürüyen merdivene ilk adımımla birlikte aşağıya düşmüş olduğum. Ama sonrasında çıkan görüntülerde orada bir mücadele verdiğim gözüküyor. Ama ben o anı hiç hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey ilk adımımla beraber bir boşluğun oluştuğu" dedi.
"Herhalde buradan kurtulamayacağım dedim"
Yürüyen merdivenin içine düştükten sonra sürüklendiğini ifade eden Erik, "Sonrasında sol kolumun bir yere sıkışmasıyla durdum. Etrafta bağırış, çağırışlar, çığlıklar duyuyorum. Olayın şokuyla neye uğradığımı anlamadım. Merdivenlerin darbeleriyle birlikte hayatım sanki film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Dedim 'herhalde buradan kurtulamayacağız.' Parçalara ayrılacağım diye düşündüm" dedi.
Mehmet Ali Erik, şunları kaydetti:
"Kolumun sıkışmasıyla durdum, 30 saniye geçti. Sonrasında etrafa bağırmaya başladım. Telefon elimdeydi, civarda arkadaşlarım vardı. Onları arayıp irtibata geçtim. Belki de en büyük avantajım bilincimin yerinde olması ve telefonumun elimde kalmasıydı. Arkadaşlarımı arayıp durumu anlattım. Sonrasında hastanede konuştuğumuzda arkadaşlarım 'Biz seninle telefonla konuşmasaydık, yürüyen merdiveni hareket ettirip seni almayı düşünüyorlardı' dedi. Öyle bir şey olsaydı, şu an muhtemelen karşınızda olamazdım. Biliyorsunuz, o metronun yürüyen merdiveni uzun. Ben bir plakanın üzerinde kaldım yüz üstü, aşağı doğru. Çok bir derinlik yoktu ama kolum ve sağ bacağım sıkışık pozisyonda kaldı."
"Bir parmağımı hissetmiyorum"
Vücudundaki yaraların durumuna dair de bilgi veren Erik, "Vücudumda çok iz var. Kolumda da eziğe bağlı ödem oluşmuştu. Ölü doku sonrasında dikildi. Ellerimdeki yaralar yeni yeni geçmeye başladı. Parmağımda sinirin ezilmesine bağlı hissizlik var. Bir parmağım kalkmıyor. Sağ bacağımda ödem hâlâ duruyor. Şişliği ve yaralar belli oluyor zaten. Sol bacağımda da hafif bir şekilde ödem var. Ayaklarım üzerinde de ufak tefek yaralar var" dedi.
"Tek beklentim, belediyenin açıklamasını düzeltmesiydi"
Olayla ilgili hukuki süreci başlatacağını söyleyen Erik, "Olayın maddi boyutunda değilim. Benim isteğim, insan hayatı bu kadar basit olmamalı. Saat 17.20'de oraya düştüm. Saat 17.30'da 'uyarıcı levhayı dikkate almayan vatandaş yürüyen merdivene girdi ve olay yaşandı' gibisinden belediyenin bir açıklaması var. Benim üzüldüğüm asıl konu bu. Böyle bir durum yok. Tek beklentim bu açıklamanın belediye tarafından düzeltilmesiydi. Ama böyle bir açıklama olmadı. Tamamen kendilerini savunma taraftarılar" diye konuştu.
Erik, "Tek istediğim, insan hayatının bu kadar basit olmaması ve uyarıcı tabelaların herhangi bir insanın gelip de kenara çekemeyeceği boyutlarda olması. Bu tadilatların sıklıkla yapılması" dedi.