Matrix film serisinin yapımcı ve yönetmenleri Wachowski kardeşlerden Lana Wachowski, İnsan Hakları Derneği’nin Görünürlük Ödülü’ne layık görüldü. Dernek başkanı Chad Griffin, ödülünü vermeden önce Wachowski’yi “Lana, Hollywood’da bir efsane olsa da, dünyadaki milyonlarca LGBT birey için tam manasıyla bir kahraman” diyerek tanıttı.
Lana Wachowski ödül töreninde yaptığı konuşmada, cinsiyet değiştirme sürecini şöyle anlattı:
“Yaşım büyüdükçe sonsuz bir uykusuzluk ve yalnızlık hissi birleşip kaçınılmaz bir depresyona dönüştü. Hiçbir zaman uykucu biri olmadım, fakat lisenin ikinci yılında, etrafımdaki bütün erkek arkadaşlarımın sakalları çıkmaya başladığında, ben de yorulmadan, uyumadan saatlerce aynaya bakmaya başladım, bir gün kendi yüzümde göreceklerimden korkarak. Kendimi koruyacak dile sahip olmadığım, kendime örnek alacağım kimsenin olmadığı bu noktada kafamda duyduğum seslere inanmaya başladım ben de – Bir ucube olduğuma, içimde bir şeylerin kırık olduğuna, bende çok yanlış bir şeylerin olduğuna, beni kimsenin sevmeyeceğine inanmaya başladım.
Böyle bir gün, okuldan sonra Burger King’e gidip bir intihar notu yazdım. Sonunda mektubum dört sayfayı buldu, dediğim gibi biraz gevezeyimdir. Ama mektup anne ve babama yazılmıştı, onları bunun onların suçu olmadığına, benim hakikaten hiçbir yere ait olmadığıma ikna etmek istiyordum. Bu mektubu yazarken çok ağladım (ama Burger King’in personeli orada daha önce neler görmüşler, umurlarında bile olmadı) Tiyatro yüzünden eve geç dönmeye çok alışıktım, tren platformunun boş olacağını da biliyordum çünkü geceleri her zaman öyle oluyor. B treninin geçip gitmesine izin verdim çünkü biliyorum ki bir sonraki A treni olacak ve o tren durmuyor. Trenin ışıklarını gördüğüm zaman sırt çantamı çıkarıp kenardaki banka koyuyorum. Çantanın ön gözünde veda mektubum var. Tren yaklaştıkça önüne atlamaktan başka bir şey düşünmemeye çalışıyorum. Platform titremeye başladığında rampada birinin yürüdüğünü görüyorum. Sıska, yaşlı bir adam, gözünde bana büyükannemi hatırlatan 1970 stili kocaman gözlükler var. Adam bana hayvanların birbirini tartması gibi uzun uzun bakıyor. Neden gözünü çevirmediğini bilmiyorum. Tek bildiğim, bugün o yaşlı adam kafasını çevirmediği için hayattayım.
Yıllar sonra trans bir birey olduğumu ve bunun beni kimsenin sevmeyeceği anlamına gelmediğini kabul etme gücünü kendimde buluyorum. Bir kadınla tanışıyorum, insanların beni farklılıklarıma rağmen değil tam da bu farklılıklar yüzünden sevdiğini anlamamı sağlayan ilk insan. Beni tam bir varlık olarak gören ilk insan. Ben hayatımdaki bu iki mavi gözün varlığına sonsuz bir şükran duyarak, her sabah bu insanın yanında uyanıyorum."
Kaynak: www.kaosgl.com