Dünya

'McCain'in cenazesi, Trump'ın Beyaz Sarayı'na karşı yapılmış en büyük muhalif toplantıydı'

McCain'in ABD'si ‘yeniden muhteşem yapılmaya' ihtiyaç duymuyordu

02 Eylül 2018 21:32

ABD’li Senatör John McCain’in ‘başkanlık hırsı’nın önünü kesen iki siyasi lider, ABD’ye başkanlık yaptı. McCain, başkanlığa adaylığını koyduğu her dönemde, rakiplerinin en dişli muhalifiydi. Sinirli, kimi zaman huysuz, anlaşması zor bir Cumhuriyetçi profili çiziyordu. Kaybettiği siyasi yarışların ardından da kazananı kutluyor ama her zaman Senato’daki koltuğundan Beyaz Saray’a dair eleştirilerine devam ediyordu. 

Senatör, hayatının son gününe kadar ABD Başkanı Donald Trump'ı da -aynı partiden olmalarına rağmen- sözünü esirgemeden eleştirmeye devam etti. Trump'a karşı duran Cumhuriyetçilerin sözcülerinden biriydi. Cenazesi için New Yorker, 'Trump'ın Beyaz Sarayı'na karşı yapılmış en büyük toplantıydı' nitelendirmesinde bulundu; ama Başkan'ın adı hiçbir zaman anılmadı. Senatörün hayatı boyunca mensubu olduğu partinin adayı olarak Beyaz Saray’a yerleşen Donald Trump da zaten senatörün vasiyet niteliğindeki isteği üzerine cenazeye katılmadı. Hatta, ABD Başkanı'nın cenaze sırasında bir golf oyununda olduğu yönünde haberler çıktı. 

“Onun Amerikası her zaman muhteşemdi”

25 Ağustos’ta hayatını kaybeden senatörün eski rakipleri Barack Obama ve George W. Bush, cenazede, senatörün kendi isteği üzerine birer konuşma yaptı. Fakat dikkatleri en çok çeken, cenazede duygu yüklü bir konuşma yapan McCain’in kızı Meghan McCain’in sözleriydi. 

McCain'in kızı, Trump'ın başkanlık kampanyasındaki 'Amerika'yı yeniden muhteşem yapalım' sloganına gönderme yaparak 'babasının ABD'sinin yeniden muhteşem kılınmaya ihtiyaç duymadığını' dile getirdi. 

Meghan McCain, babasının ‘bir savaşçı, Kongre üyesi, Senatör ve başkan adayı’ olduğunu söyledi; ancak onun ‘iyi yaşanmış hayatını’ tanımlamak için bunlardan hiçbirinin yeterli olmadığını ekledi: “O, iyi bir adamdı.”

Meghan McCain konuşmasının sonunda ‘babasının Amerikası’nı’ da tanımladı: “John McCain’in ülkesi, devrimin ülkesidir; Abraham Lincoln’ün ülkesidir; ‘herkes eşit yaratılmıştır’ ilkesinin ülkesidir.”

Trump’ın adını anmadan ABD Başkanı’nın 2016’daki seçim kampanyasına (“Amerika’yı yeniden muhteşem yap”) gönderme yaparak sözlerine devam eden McCain, “John McCain’in Amerikası ‘yeniden muhteşem yapılmaya’ ihtiyaç duymuyordu; çünkü onunun Amerikası her zaman muhteşemdi” dedi.

Rakipleri kürsüde

McCain, ilk defa ‘başkanlık yarışı meydanına’ çıktığında Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olmak için öne atılmıştı. Karşısında George W. Bush vardı ve ona kaybetti. Partisinin adayı, babası da ülkeye başkanlık yapan Bush oldu. Bir sonraki denemesindeyse partisinin adayı olmayı başardı; fakat yıl 2008’di ve karşısında bir ‘Obama fenomeni’ vardı. Barack Obama, McCain’e karşı zafer kazandı ve ABD’nin ilk siyah başkanı oldu.

İki yarış için de -ve genel olarak McCain’in siyasi sahnedeki duruşu itibarıyla- senatör, karşısındaki rakiplerini ‘şeytanlaştırma’ya, onları ‘düşman’ gibi göstermeye çalışmadı. 2008’de ‘Obama’ya Arap olduğu için güvenemediğini’ söyleyen kendi seçmenine, “Yalnızca bazı noktalarda anlaşamıyoruz ve bu kampanya yalnızca bu yüzden başladı” demişti: “O iyi bir aile babası ve vatandaş.”

“Büyük güç ve nimetlerle, büyük sorumluluk geldiğine inanıyorduk”

Cenazesinde kürsüye çıkan iki eski rakibi de McCain’in ‘nadir görülen bir figür’ olduğuna dikkat çekti. Obama, McCain ile siyasetin de hayatın da iki ayrı ucunda olduklarını ama hiçbir zaman birbirlerinin vatanseverliklerini sorgulamaya kalkmadıklarını söyledi: 

“Farklı jenerasyonlara aittik. Ben, parçalanmış bir ailede babasını kaybetmiş bir siyahken o, ABD’nin en köklü, askeriyenin en tanınan ailelerinden birinden geliyordu.”

Konuşmasının başında Obama, McCain’i ‘savaşçı, vatansever ve devlet adamı’ diyerek tanımladı ve senatörün Bush ile kendisini ‘daha iyi birer başkan, senatoyu daha iyi bir senato ve ülkeyi daha iyi bir ülke yaptığını’ belirtti.

Obama, McCain’in kendisinden bu yılın başında cenazesinde konuşma yapmasını istediğini aktarırken, Vietnam’da esir tutulmasını ve yaklaşık altı yıl sonra ülkesine bir ‘kahraman’ olarak dönmesini de hatırlatarak “Kanser onu korkutmamıştı” dedi.

“Ona karşı uzun zamandır hayranlık beslediğimi kendisi de anlamıştı”

McCain’in iki eski siyasi rakibi olarak cenazesinde konuşma yapmalarına da değinen Obama, Bush ile kendisinin senatör hakkında ulusal bir yayında övgü dolu sözler söylemelerinin ise McCain’in ‘espri anlayışı’nın ve ‘geçmişi geçmişte bırakmasını’nın bir örneği olarak işaret etti.

Başkanlığı sırasında, McCain’in gözünde, günde en az bir kere hata yaptığını ve kapalı kapılar ardında sürekli tartıştıklarını da anlatan eski ABD Başkanı, o tartışmalarda beraber güldüklerini ve birbirlerinden birçok şey öğrendiklerini belirtti: “Ona karşı uzun zamandır hayranlık beslediğimi kendisi de anlamıştı.”

Obama, konuşmasına McCain’in en sevdiği kitaptan, Ernest Hemingway’in ‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’undan bir alıntıyla devam etti: “Bugün, gelecek bütün günlerden yalnızca biri. Fakat bütün o gelecek günde olacaklar, bugün yaptıklarına bağlı olabilir.”

Obama, McCain’in bu sözlerin hakkını ‘her gün ama her gün’ verdiğini ekledi.

Siyasetin ve partilerin üstündeki prensiplere senatörün bağlılığına da değinen eski ABD Başkanı, o değerlerin içine ‘kurumların özgürlüğünü, insan haklarını, basın özgürlüğünü, dürüst tartışmayı, güçler ayrılığını’ koydu: “Bu ülkeye olan bağlılığımızın kanımızla, görünüşümüzle, ailelerimizin nerden veya ne zaman geldiğiyle değil; eşit yaratılmamızla oluştuğunu biliyordu.”

Obama, McCain’in hiç kimseye rengi, ırkı ya da cinsiyeti sebebiyle farklı davrandığını görmediği de aktardı: “Büyük güç ve nimetlerle, büyük sorumluluk geldiğine inanıyorduk.”

Her ne kadar konuşması boyunca Trump’ın adını anmasa da Obama, bugünkü politik sahnenin ‘sahte tartışma ya da öfke’ ile doluyken ‘güçlü ve cesur’ görünmeye çalıştığını; aslında ‘korkudan beslendiğini’ ifade etti ve McCain’in ‘bundan daha iyi, bundan daha büyük olmamız lazım’ dediğini hatırlattı.

“Biz bundan daha iyiyiz”

Cenazede konuşan Bush da 2000 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmak için girdikleri yarışı, ‘büyük bir maçı’ hatırlar gibi yad ettiklerini; fakat zaman içerisinde ‘siyasi rakiplik’ten, ‘dostluğa’ uzandıklarını ifade etti ve McCain’in kendisini ‘daha iyi biri’ yaptığını söyledi. “İşin sonunda, hayatın en büyük armağanlarından birinin tadına vardım: John McCain’in arkadaşlığı...”

Bush, McCain’in siyasette her zaman ‘küçük adamlar, unutulmuş yerlerdeki unutulmuş insanlar’ için konuştuğunu da vurguladı ve ‘arkadaş’ının ölümü için “Bazı hayatlar o kadar parlaktır ki, bitmesine inanamazsınız” dedi.

Ayrıca eski ABD Başkanı, McCain’in siyasi sahnede her zaman kendi doğrularını en büyük otoriteye karşı bile yılmadan savunduğunu, ‘ABD’ye yakışmadığını düşündüğü uygulamaları gördüğünde sorumlularına dönüp “Biz bundan daha iyiyiz; ABD bundan daha iyi” dediğini’ belirtti: “Mükemmel bir adam değildi - ve bunu kendisinden duyabilirdiniz. Ama ABD’nin değerlerini korumak için yaşadı.”

Bundan sonra da McCain’in sesinin siyasilerin kulağındaki bir fısıldama olarak kalacağına dikkat çeken Bush, senatörün sözlerini bir kez daha hatırlattı: “Biz bundan daha iyiyiz; ABD bundan daha iyi”