Gündem

Meclis, operasyona kilitlendi

Muammer Güler, Gezi eylemcileri için söylediği 'Polis durup dururken kimseyi gözaltına almaz' sözleriyle vuruluyor. Bakanların istifasına yönelik baskı artırıyor

18 Aralık 2013 17:48

Hülya Karabağlı/ ANKARA

TBMM’de iktidar ve muhalefet, rüşvet, kara para ve ihaleye fesat karıştırma gibi  yüz kızartıcı suçlarla ilgili  operasyona kilitlendi. Bütçe görüşmelerinin önüne geçen operasyonla ilgili  gelişmeler de üç bakan hedefte. İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, Gezi eylemcileri için kullandığı, “Polis durup dururken kimseyi  gözaltına almaz” sözleriyle vuruluyor. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “  Oğlunun soruşturmasının şaibeli olmadığını göstermek için bir an önce Muammer Güler istifa etmelidir” dedi. Aygün, Güler’e, "Polis durup dururken kimseyi gözaltına almaz” göndermesi yaptı.

CHP’li Cihaner de, üç bakanın istifa etmesi gerektiğini belirtti. T24’e, Cihaner, “Soruşturmanın  selameti için  öncelikle  bakanlar istifa etmeli” eddi. Meclis’te, yolsuzluk soruşturmasına ilişkin  açıklama ve değerlendirmeler şöyle:

 

HDP: AKP yolsuzluklar iktidarı

 

HDP eş başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü yazılı bir açıklamada hükümetin kendini mağdur  pozisyona  yerleştirmesini  kabul edilemez  bulduklarını  bildirdi.  Açıklama şöyle:

AKP'li bakanların oğullarını, koruma kurulları yöneticilerini, banka genel müdürlerini, büyük sermaye sahiplerini ve belediye başkanlarını hedef alan yolsuzluk operasyonunun Türkiye'nin çatısında sürüp giden bir siyasi hesaplaşma ortamında gerçekleşiyor olması AKP hükümetinin bir yolsuzluklar iktidarı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Hükümetin bu suçlamalara açık bir yanıt vermek yerine kendini mağdur konumuna yerleştirmesi, bir “cemaat operasyonu”na maruz kalındığı savunması kabul edilemez. Bu savunma Türkiye'nin AKP iktidarında bir “muz cumhuriyeti” haline getirilmiş olduğunun da itirafıdır. Bakanların yakınlarının bir devlet içi hesaplaşmanın hedefi oldukları iddiaları gerçek olsa bile bu, AKP'nin kamu idaresini, maliyeyi, emniyeti, yargıyı kim ve ne olduğu meçhul (!) bir cemaatle paylaşmış olmasının kefaretidir. AKP ve Başbakan devleti tek adamın keyfine göre, gizli anlaşmalarla, gizli ortaklarla sürdürmeye kalkışmanın maliyetini ödemektedirler. Hükümetin yasaya rağmen, meclise sayıştay raporları olmaksızın, şeffaflık ve denetim ilkesi yerle bir edilerek sunduğu bütçeye bakmak bile yolsuzluğun gübreliğinin nerede yattığını görmeye yeter.

 

CHP’li Aygün: İstanbul’daki cesur savcılar

 

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Gezi parkı eylemlerinde, kampüste pankart astıkları gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılan çocuklarla düzenlediği basın toplantısında,  “Eğer adalet varsa bu afişi asan çocuklardan değil,  hırsızlıktan oğlu içeride  olan  İçişleri Bakanı’ndan hesap sorulmalı.  Oğlunun soruşturmasının şaibeli olmadığını göstermek için Güler istifa etmelidir” eddi.  Aygün, “  İstanbul'daki cesur savcıların yürüttüğü bu mücadeleyle Türkiye'deki talan ve hırsızlık düzeni paramparça olur” dedi.

 

MHP: Bütçe bulandı

 

MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna işaret ederek, "Sadece bu olaylara adı karışan bakanlarla ilgili bir yorum yapmayı düşünmüyorum fakat siz bu bütçeyi, bu bakanlarla, nasıl bunlara emanet ederek yürüteceksiniz? Artık, bu, bulandı" dedi.