CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Burdur'da diyalizin ardından rahatsızlanan ve entübe edilen hastaların durumuna CHP'li hekimlerin erişmesinin engellendiğini belirterek, "Bunlardan 14'ü entübe edildi. 3 hekim arkadaşımızı görevlendirdik; Burdur'da, Isparta'da, Afyon'da ve Antalya'da bu arkadaşlar çalışma yapıyorlar. Sizin oradaki il sağlık müdürleriniz bu arkadaşlarımıza bilgi vermiyor, bu arkadaşlarımızın hastaneye girmesini engelliyor. Neyi saklıyorsunuz? Diyaliz gibi temel bir hakkı alırken zehirlenen ve entübe edilen hastalara CHP'nin hekim milletvekillerinin erişmesini engellemeye çalışarak ne yapmaya çalışmaktadır? Bütün bunlar memleketin nasıl yönetilemediğinin çok açık göstergeleridi" dedi.
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Burdur Devlet Hastanesi diyaliz ünitesinde diyalize giren tüm hastalara ulaşıldığını belirterek, "Bu hastalardan durumu riskli görülenlerin ileri tetkik ve tedaviler için çevre illere nakilleri gerçekleştirilmiştir. İlgili diyaliz biriminin faaliyetleri geçici olarak durdurulmuştur, süreçle ilgili adli ve idari soruşturma da başlatılmıştır" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, 27 Mayıs darbesine imza atanları ve tüm darbecileri kınadıklarını belirterek, "Darbeye imza atıp seçilmiş hükümeti devirenler tarihin utanç sayfasında yerlerini aldılar ancak o gün, Başbakanlıktan indirilen ve asılarak şehit edilen Sayın Adnan Menderes ve yol arkadaşları milletimizin gönlünde yer aldılar ve almaya da devam edecekler" diye konuştu.
Şahin, Gazze'de savaşın devam ettiğini aktararak, şöyle konuştu:
"İsrail'in, Refah kampına düzenlediği son saldırı İsrail'in niyetini, bir kere daha, bütün dünyaya, açık bir şekilde ortaya koymuştur. İsrail'in amacı terörle mücadele etmek değildir. Ortada bir terör de yoktur, var olan terör İsrail'in faaliyetleridir. İsrail'in yapmış olduğu eylemler bir insanlık suçudur, soykırım suçudur dolayısıyla bütün dünyanın artık buradaki drama, buradaki soykırıma daha güçlü bir şekilde ses çıkarması, bütün dünyanın ayağa kalkması gerekir."
"Sokak hayvanları için uyutma insani değil, uygun bulmuyorum"
Sokak hayvanları konusundaki tartışma üzerinden toplumun ayrışmaması gerektiğini söyleyen Şahin, "Bu konu bugün Türkiye'nin, toplumumuzun önemli bir sorunu ve çözülmelidir. Ancak burada uyutulma gibi insani olmayan yöntemleri doğru bulmadığımızın altını çizmek istiyorum." dedi.
"2 devletli yapı tesis edilmeli"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, 27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü'nde Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm şehitleri rahmet ve minnetle andığını belirtti.
Kılıç, İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i resmen tanımalarından dolayı memnun olduklarını belirterek, "Filistin devletini tanıyan ülke sayısının hızla artması ve iki devletli bir yapının bir an önce tesis edilmesi hususunda da hassasiyetimizi bir kez daha dile getirmek istiyoruz" dedi.
"Darbe mekaniğini sonlandırmamız gerekiyor"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, İsrail'in vahşetinin sürdüğünü vurgulayarak, "35 binin üzerinde insan katledildi, son olarak da çadırlar yakılarak 45 Filistinli maalesef yaşamını yitirdi. Ölenlerin çoğunun çocuk ve kadın olduğunu biliyoruz. Bu vahşetin bu yöntemle durmayacağını da öğrenmiş olduk" ifadelerini kulandı.
27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı rahmetle andığını söyleyen Temelli, "Darbe mekaniğinin, darbe tarihinin başlangıç tarihidir 27 Mayıs ve o günden bugüne bu ülkede defalarca darbelerle karşılaştık, 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar gibi ama sadece darbelerle karşılaşmakla kalmadık, darbe mekaniğinin sürekliliği altında yaşamak zorunda da kaldık. Darbelere karşı çıkmak için her şeyden önce bu darbe mekaniğini sonlandırmamız gerekiyor" diye konuştu.
"Filistin'i sosyal demokrat ülkelerin tanımasında CHP'nin anlamlı katkıları var"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 27 Mayıs darbesi sonrasında idam edilenlere rahmet dileyerek, demokrasiyi eksiksiz savunmaya devam edeceklerini belirtti.
Günaydın, İsrail'in saldırılarının artık bir insanlık suçu niteliğine dönüştüğünü söyleyerek, "36 binden fazla insan hayatını kaybetti ve en son Refah'ta yerinden edilmiş sivillerin kurdukları çadırları bombalamaları sonrasında kadınlar, çocuklar, 40'tan fazla insan hayatını kaybetti. Bugün sevinçle ifade ediyoruz ki; İspanya Başkanı Sanchez'le beraber İsveç, Norveç yani sosyal demokrat, sol iktidarlarla yönetilen bütün ülkeler peş peşine Filistin devletini tanımak için adeta sıraya girmişlerdir. Burada Cumhuriyet Halk Partisinin çok anlamlı katkıları vardır" dedi.
Burdur'da diyalizden zehirlenen 33 kişiyi hatırlatan Günaydın, şöyle konuştu:
"Bunlardan 14'ü entübe edildi. 3 hekim arkadaşımızı görevlendirdik; Burdur'da, Isparta'da, Afyon'da ve Antalya'da bu arkadaşlar çalışma yapıyorlar. Sizin oradaki il sağlık müdürleriniz bu arkadaşlarımıza bilgi vermiyor, bu arkadaşlarımızın hastaneye girmesini engelliyor. Neyi saklıyorsunuz? Diyaliz gibi temel bir hakkı alırken zehirlenen ve entübe edilen hastalara CHP'nin hekim milletvekillerinin erişmesini engellemeye çalışarak ne yapmaya çalışmaktadır? Bütün bunlar memleketin nasıl yönetilemediğinin çok açık göstergeleridir. Biz, her ne kadar saklamaya çalışsanız da sağlık skandallarını, Rize'deki çay sorununu, Türkiye'deki buğday sorununu ve buna bağlı bütün memleket sorunlarını Meclis gündemi yapmaya devam edeceğiz."
"Yeni anayasayla bu kazanımlar daha öteye taşınacaktır"
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Mersin TAG Otoyolu'nda meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralılara şifa diledi. Akbaşoğlu, Filistin'de katliam ve soykırım olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Uluslararası Adalet Divanı'nın 'saldırıları durdurun' kararına rağmen terör devleti İsrail hain saldırılarına her dakika bir yenisini ekliyor. Bombaların yağmur olduğu, mermi seslerinin bir an kesilmediği, insanların aç ve susuz bırakıldığı Gazze'de insanlık yok ediliyor. Gazze'de yaşamak için tek bir güvenli yer kalmamış durumda. Soykırımcı İsrail her türlü zulmü Gazzeli kardeşlerimize yaşatıyor. Öyle ki diri diri bebekleri, insanları, yaşlıları yakıyorlar. Suçunu bastırmak için, gündemi değiştirmek için İsrail Dışişleri Bakanı dünya mazlumlarının gür sesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan hezeyanlarını ve alçakça iftiralarını ortaya koymak suretiyle bir gündem oluşturmaya çalışıyor. Bu iftiraları münasebetiyle bu açıklamaları şiddetle kınıyor ve lanetliyorum."
Akbaşoğlu, 27 Mayıs darbesiyle Türkiye'ye bir yüzkarası lekenin vurulduğunu söyleyerek, "Bir yargı tiyatrosuyla idama gönderilen Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle, minnetle yad ediyorum, Rabb'im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Yassıada mahkemelerinde türlü baskılara, hakaretlere ve işkencelere maruz kalan 3 devlet adamımız isimlerini milletimizin gönüllerine 'milli irade kahramanı' olarak yazdırmışlardır. Üzerinden değil 64 sene asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve asla affetmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
27 Mayıs'ın karanlık gölgesinin her on yılda bir tekrarlanan darbelerle milli iradenin peşini bırakmadığını belirten Akbaşoğlu, "Şunu ifade etmek istiyoruz ki; milli iradeye kimsenin pusu kurmasına izin vermeyiz, her kim ki bu kanunun dışına çıkarsa karşısında tüm kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bulur, Hükümetimizi bulur, Parlamentomuzu bulur. Yeni anayasayla bu kazanımlar daha öteye inşallah taşınacaktır." dedi.
Türkiye'nin mevcut darbe anayasasına mahkum edilmesinin, siyasete olan güveni zedelediğini söyleyen Akbaşoğlu, "Onca değişikliğe rağmen, mevcut Anayasa'nın dilinden ruhuna kadar birçok problem taşıdığı bir gerçektir. Mevcut anayasayla yola devam edemeyeceğimizi, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılının darbe anayasasıyla geçirilmesinin bu millete büyük bir mahcubiyet kaynağı olacağını ifade ediyorum." şeklinde konuştu.
"Çevre illere nakilleri gerçekleştirilmiştir"
Akbaşoğlu, muhalefet partisi milletvekillerinin açıklamaları üzerine Burdur Devlet Hastanesi'ndeki duruma ilişkin de şu bilgileri verdi:
"25 Mayıs 2024 Cumartesi günü Burdur Devlet Hastanesi diyaliz ünitesinde diyalize alınmış hastaların bazılarında bulantı, kusma, baş dönmesi gibi semptomların ortaya çıkması sonrası hızla gerekli önlem ve tedbirler alınmış, bu çerçevede o gün diyalize giren tüm hastalara ulaşılmış, bu hastalardan durumu riskli görülenlerin ileri tetkik ve tedaviler için çevre illere nakilleri gerçekleştirilmiştir. Bugün itibarıyla Antalya ilinde 23 hasta, Afyon ilinde 6 hasta, Isparta ilinde 3 hasta, Denizli ilinde 1 hasta tedavi görmektedir, 3 hastamız Antalya ilinde, 1 hastamız da Afyon ilinde entübe durumdadır, diğer hastalarımızın genel durumları iyi olup yakın takipleri devam etmektedir. İlgili diyaliz biriminin faaliyetleri geçici olarak durdurulmuştur, süreçle ilgili adli ve idari soruşturma da başlatılmıştır."