Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Kayacık Mahallesi’nde 2013 yılında yapılan kalekol protestosunda askerlerin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitiren Medeni Yıldırım'ı "olası kastla öldürmekten" yargılanan er Adem Çiftçi'nin yargılandığı davanın 9. duruşması görüldü. TÜBİTAK olayın görüntülerine dair bilirkişi raporu hazırlamayacağını mahkemeye bildirdi.
28 Haziran 2013’te yapılan karakol-kalekol protestosunda askerlerin açtığı ateş sonucunda Medeni Yıldırım yaşamını yitirirken, 8 kişi ise yaralandı. Protestonun yapıldığı alan yapılan olay yeri incelemesinde askerlerin silahından çıkan 317 adet kovan bulundu.
Sanık Çiftçi duruşmaya katılmadı
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasına, Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım ve avukatları Reyhan Yalçındağ, Zeynep Işık, Mehmet Emin Aktar ve Raci Bilici katıldı. Daha önce Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılma talebinde bulunan sanık Çiftçi ve avukatı, müsait SEGBİS odası bulunmadığı gerekçesiyle duruşmaya katılmadı.
TÜBİTAK rapor hazırlamayacak
İstanbul ATK, TÜBİTAK ve TRT’ye yazılan müzakerelere verilen cevaplar okundu. Mahkeme başkanı, TRT ve İstanbul ATK’nin görüntüleri iyileştirebileceğini bildirdiği, TÜBİTAK’ın ise olayın görüntülerine dair rapor düzenlenemeyeceğini bildirdiğini kaydetti.
Mahkeme aynı konuda daha önce de TRT’den rapor istemiş, ancak 16 Mayıs 2019 tarihli duruşmada TRT mahkemeye gönderdiği yanıtta bilirkişi raporu hazırlayacak imkanlarının olmadığını belirtmişti.
Ardından söz verilen anne Fahriye Yıldırım, önceki ifadelerini tekrarlayarak, şikâyetçi olduğunu söyledi. Yıldırım ailesi avukatlarından Reyhan Yalçındağ ise, bilirkişi raporlarının zamanında tebliğ edilmemesine tepki gösterdi. Avukat Mehmet Emin Aktar da TRT ve TÜBİTAK’ın rapor hazırlamaktan kaçındıklarını ve hakikat arayışına dahil olmak istemediklerini dile getirdi.
Silahın kaç atış yaptığı araştırılacak
Savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmayı 14 Mayıs'a erteledi. Mahkeme, ayrıca şu kararları aldı: "Sanık ve müdafilerine SEGBİS’le duruşmaya katılmaları için mahal mahkemelerine talimat yazılması, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvar’ına müzekkere yazılarak biksi silahının tetiğine basmakla 10 adet mermi atıp atmadığı hususunda rapor istenilmesi, olaya ilişkin güvenlik kamera kayıtlarını içerir CD’nin TRT’ye gönderilerek, ses kalitesinin ileri teknoloji ile iyileştirilmesi sağlanarak CD’nin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesi ve 2-3 nolu müzekkerelere cevap verildiğinde duruşma günü beklenilmeksizin dosyanın kül halinde Ankara ACM’ye gönderilerek, Antep BAM 1. Ceza Dairesinin ilamında 2 nolu bozma nedeni doğrultusunda heyet halindeki bilirkişilere verilmesi ve rapor alınmasının istenilmesi.”
Ne olmuştu?
Gizlilik kararı konulan soruşturmanın iddianamesi Medeni Yıldırım ölümünün 2’nci yılında hazırlandı. İddianamede, olayın tek şüphelisi olarak gösterilen 23 yaşındaki er Adem Çiftçi hakkında, "Haksız tahrik altında olası kastla adam öldürme" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası ile dava açıldı.
Olay sonrasında kamuoyunda oluşan yoğun tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı, olayın soruşturulması için Lice'ye Mülkiye Müfettişleri göndermişti.
Müfettişlerin hazırladığı Ön İnceleme Raporu'nda, Kayacık Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Üsteğmen Mustafa Öztürk'ün "Ateş emrini ben verdim" itirafı yer aldı. Ön inceleme raporunda, ateşli silah kullanma yetkisi ortadan kalktığı halde göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı olduğu ve cezai sorumluluk gerektirdiği tespiti yer aldı.
İsimler iddianamede yer almadı
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili yürüttüğü soruşturmada görevsizlik kararı verdi. Dosya, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi, ayrıca dosyada gizlilik kararı verildi. Müfettiş raporuna rağmen, Kayacık Jandarma Karakol Komutanı, silah kullanma emri veren Jandarma Özel Harekat Tim komutanı ve karakolda görevli askerlerin isimleri iddianame yer almadı.
Çiftçi'nin yargılandığı davanın ilk duruşması 27 Ekim 2015’te görüldü. Duruşmalara SEGBİS aracılığı katılan sanık ikinci duruşmada yaptığı savunmasında ateş emrini komutanlarının verdiğini belirtti. Yıldırım ailesinin avukatlarının sanığın tutuklanma istemi kabul edilmedi.
Mahkeme beraat kararı verdi
Karar duruşması öncesi Cumhuriyet Savcısı, davanın esasına ilişkin sunduğu mütalaada, ölenin sanığa ait silahtan çıkan mermi ile hayatını kaybettiğine dair tespit yapılamadığını, sanığın olay sırasında hiç ateş etmediğini belirttiğini, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut inandırıcı delil bulunmadığını belirterek, CMK 223/2.e maddesi gereğince beraatını istedi. Davanın 8 Kasım 2016 tarihli 6’ncı duruşmasında karar çıktı. Yıldırım ailesi avukatları olayda 27 ayrı silah kullanıldığının çeşitli raporlarla tespit edildiğini, ancak davanın tek sanıkla yürütüldüğünü belirterek, soruşturmanın etkili ve yeterli olmadığını belirtti. Mahkeme heyeti savcının mütalaasına uyarak Adem Çiftçi'nin beraatına karar verdi.
Beraat kararı, istinaf incelemesinde Antep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nce oybirliğiyle bozuldu. Bozma gerekçesinde, sanığın mahkemede verdiği ifadeler arasındaki çelişkilerin giderilmediği belirtilirken, olayda maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılması için olay yeri krokisi, güvenlik kamerası görüntüleri, tanık beyanları, sanık ifadesi ve olay yerindeki maddi bulguların birlikte değerlendirilip, olay yerinde uygulamalı keşif yapılması gerektiği ifade edildi.
Mahkeme, bilirkişi raporu istedi
İstinaf kararından sonra yargılama 21 Aralık 2017’de yeniden başladı. İlk duruşmada sanık duruşmalardan vareste tutuldu. Bozma kararından sonra 8 dakikada süren 27 Eylül 2018'deki ilk duruşmada, olay yerinin keşfine ilişkin bilirkişi raporu, ancak 7 Şubat 2019 tarihli duruşmaya yetiştirildi. 13 Kasım 7 Şubat 2018'de TRT'den bilirkişi raporu hazırlanması istendi. 16 Mayıs 2019 tarihli duruşmada TRT’den mahkemeye gelen yanıtta bilirkişi raporu hazırlayacak imkanlarının olmadığı belirtildi. Mahkeme bunun üzerine TÜBİTAK veya ATK’den bilirkişi raporu alınmasına karar verdi.
Yeniden müzekkere yazıldı
İlgili kurumlardan bilirkişi raporu yine gelmeyince 17 Aralık 2019 tarihli son duruşmada, İstinaf Mahkemesi'nin davanın bozma ilamındaki tespitleri doğrultusunda bilirkişi raporu hazırlanması için talimat yazdıkları İstanbul Adli Tıp Kurumu, ATK, TÜBİTAK ve TRT’ye rapor hazırlamaları için tekrar müzekkere yazıldı.
Komutanlar hakkındaki suç duyurusunda yetkisizlik
Mahkeme Başkanı daha sonra, fail veya faillerin bulunması için 2016 yılında "ateş emri veren" komutanlar hakkında yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmanın akıbeti ile ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen müzekkereye yanıt verildiğini ve 2016/39328 no’lu dosyada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Lice Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini belirtti.
Raporlar yine gelmedi
Mahkemenin 7 Şubat 2018'de istediği ilk bilirkişi raporunun gelmemesinin üzerinden bir yıl 12 gün geçerken, 16 Mayıs 2019'dan beri bilirkişi raporu için her duruşmada müzekkere yazılmasına karar verdiği ATK, TÜBİTAK herhangi bir raporu mahkemeye ulaştırmadı. (MA)