07 Mayıs 2018 13:54
Mediar Analiz'in sahipleri, Ulaş Karakul ve Haluk Çalış, 24 Haziran'da gidilecek erken seçimlerde CHP, Saadet Partisi, İyi Parti, Demokrat Parti tarafından kurulan Millet İttifakı'na ilişkin olarak, "Bugünkü verilere göre meclis çoğunluğunu kazanabilirler" dedi.
Saadet Partisi'nin AKP'nin oylarını alabileceğini belirten Mediar, "Artık baraj kaygısı taşımayan Saadet Partisi’nin, AK Parti’den yüzde 1-1,5 oy alacağı görülüyor. Saadet oylarını ne CHP’den ne de İYİ Parti’den, AK Parti’den alıyor. Çalışmalarımızda Saadet’e verilen toplam destek yüzde 2,5- 3 civarındaydı" dedi.
Diken'den Minez Bayülgen'e konuşan Mediar'ın söyleşisi şöyle:
Erken seçim tarihi açıklandığından beri tüm araştırma şirketleri cumhurbaşkanlığı seçiminin iki tur olacağına işaret ediyor. Seçimin ilk turda sonuçlanması mümkün değil mi?
Ulaş Karakul: Hayır. Bugünkü verilere baktığımızda ilk turda cumhurbaşkanı seçilemiyor. Artık her partinin cumhurbaşkanı adayı belli, ittifaklar kuruldu. Şimdi tüm bu gelişmeler üzerinden biz anketçilerin silbaştan çalışması gerekiyor.
Örneğin Konsensus… Erdoğan’ı yüzde 55,1; İnce’yi yüzde 44,9 olarak açıkladı. Ancak bu anket hem İnce’nin adaylığından, hem de CHP-İYİ Parti- Saadet Partisi ve Demokrat Parti arasındaki ‘millet ittifakı’ kurulmadan önce açıklandı. Bu anket sonuçları hala geçerli mi?
U.K: Hayır, geçerli değil. Tüm parametreler değişti. Artık tüm partilerin açıklanan cumhurbaşkanı adayları bir şeyler yapacak, söylemleri olacak, bunların bazıları ters tepecek ve sonuçlar değişecek. Biz bu seçimleri iki partili bir seçim olarak görüyoruz.
O zaman Erdoğan, yüzde 55 oyu hangi kesimlerden alıyor?
U.K: Belli değil. O yüzden de izaha muhtaç bir oran bu. CHP’lilerden, HDP’lilerden ya da bugün İYİ Parti halini almış MHP küskünlerinden mi geliyor bu yüzde 55 destek?
Bugüne dek yapılan tüm anketler çöpe mi gitmiş oldu yani?
UK: Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılan tüm anketler hükmünü yitirdi. Çünkü biz dahil tüm anket şirketlerinin araştırmaları sırasında cumhurbaşkanı adayları net değildi. Özellikle CHP’nin. Şimdi adaylar ilan edildikten sonra insanlar oturup bir kez daha düşünecekler.
Gezici’nin açıkladığı son ankete göre, İYİ Parti lideri Meral Akşener, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’den daha fazla oy alıyor. Sizin anketlerinize göre de yoklamalar bunu mu gösteriyor?
U.K: Gezici bu anketi 14 -15 Nisan’da, henüz Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanmadan önce yaptı. Biz de son anketimizi nisan sonunda yaptık.
Yani bu ne anlama geliyor?
U.K: Şu an ‘Akşener mi yoksa İnce mi önde’ varsayımında bulunamayız. Eğer bir araştırmacı veya köşe yazarı “Meral Akşener, Muharrem İnce’den daha önde” diyorsa, dolaylı olarak, “HDP seçmeni, Akşener’i seçiyor” demiş olur.
Saadet Partisi’nin ittifaka girip artık bir baraj sorunu kalmadığına göre, bu seçimin tek kilit partisi HDP mi?
U.K: Evet. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tüm adayların durumunu HDP seçmeni belirleyecek. Şimdiye dek elimizdeki parametrelere baktığımızda Akşener’in, İnce’den daha yüksek oy alacağını düşünmek güç. Bir kere HDP seçmeni, Akşener’e oy vermekte zorlanıyor. İnce içinse HDP seçmeni daha kolay ikna edilebilir duruyor.
HDP seçmeninin tamamı partisinin işaret ettiği kişiye mi oy veriyor?
Haluk Çalış: HDP’li seçmenin yüzde 50’si partisinin işaret edeceği kişiye oy vereceğini söylüyor. Geri kalanıysa dağılıyor. Ancak dağılan oylarda da Akşener’in, İnce’nin gerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Evet, Akşener CHP seçmeninden oy alacaktır ancak aynı şekilde İnce de İYİ Parti seçmeninden oy alacak.
Yani…
H.Ç: Yani her ikisinin de birinci turda alacakları oy oranı sabit. O zaman HDP seçmeninin davranışına bakacağız.
Muharrem İnce, eş başkanlar Demirtaş, Yüksekdağ dahil, pek çok HDP milletvekilini cezaevine gönderen ‘dokunulmazlıkların kaldırılmasına’ ve bunu onaylayan partisine çok kızmıştı. HDP seçmeni bu tepkiyi İnce, Erdoğan karşısında kaldığında hatırlar mı?
U.K: Evet, HDP seçmeni Akşener ve İnce arasında bir seçim yapılacağında da bunu hatırlar. Ayrıca, seçim kampanya sürecinde İnce’nin HDP seçmenine dair söyleyeceği şeyler de önemli.
H.Ç: CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, seçimin sonucu bakımından çok önemliydi. CHP, İnce yerine hem sağın hem de Kürtlerin oyunu alabilecek bir aday açıklasaydı bu durum muhalefet açısından daha kolay olurdu. Zira HDP’den daha fazla oy almış olacaktı.
Adaylıkları kesinleşen dört isim var. Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu. Bugünkü şartlarda cumhurbaşkanlığı için sizce en şanslı kim?
H.Ç: Cumhurbaşkanı adayları için şu nokta net.. Adayların hepsi, bu ülkenin Kürt seçmenine dönük bir şeyler söylemek zorunda. “Kürtlerle nasıl uzlaşılabilir” sorusu, AKP-MHP’nin de bir sorunu. Kısacası bugün, ‘millet ittifakı’nın da, ‘cumhur ittifakı’nın da Kürt seçmenle ilgili çözülememiş engelleri var.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yapılacak milletvekilliği seçimine gelirsek… CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi-Demokrat Parti’nin oluşturdukları millet ittifakı meclis çoğunluğunu alabilir mi?
U.K: Evet, bugünkü verilere göre meclis çoğunluğunu kazanabilirler.
Peki, cumhurbaşkanlığı seçimi ne olur sizce ?
U.K: İkinci turda cumhurbaşkanlığını da kazanabilirler.
İki bin 660 kişi ile bir anket yaptınız ve millet ittifakının oy oranını ‘cumhur ittifakı’nda 14 puan yüksek hesapladınız. HDP, millet ittifakına dahil olsaydı nasıl bir sonuç ortaya çıkardı?
U.K: Saadet ve İYİ Parti açısından HDP, ittifak yapmanın güç olduğu bir parti. Bu partilerin kaygılarını anlıyoruz. Ancak HDP seçmeninin desteği olmadan da bu seçimi kazanamayacaklar.
HDP ile ittifak kurulsaydı millet ittifakının seçmenleri nasıl davranırdı?
U.K: HDP ittifakta yer alsaydı, İYİ Parti ve CHP seçmenlerinin bir bölümünde kararsızlar oluşacak, bazılarında da seçimlere katılmama kararına neden olacaktı. Bu yüzden HDP seçmeni, bu ittifak konusunda bir muhasebe yapmalıdır.
HDP’li Sırrı Süreyya Önder bir söyleşisinde parlementer sisteme eleştirdi. Ardından da, Meral Akşener’in ikinci turda AKP ile anlaşacağını iddia etti. Önder’in söylemi HDP tabanının görüşü ve beklentileriyle örtüşüyor mu?
U.K: Ben bir sosyoloğum ama bunu ancak bir psikolog yorumlayabillir herhalde. Bir film çekiyor olsaydık ve senaryoda Akşener’in ‘cumhur ittifakı’yla anlaşabileceği yönünde bir bölüm olsaydı, film ekibi için bile bu kısım fazla zorlama olurdu! Önder’in dediği gibi Akşener madem Erdoğan ile anlaşacak, o zaman İYİ Parti neden MHP’den ayrıldı? Önder’in bu savını destekleyen bir kanıtı var mı?
Peki, Önder bu açıklaması ile HDP’li seçmene ne mesaj veriyor?
H.Ç: HDP seçmenine, “İkinci turda Akşener ve Erdoğan kaldığında oy kullanmayın, dolayısıyla Erdoğan kazansın”diyor.
U.K: Zaten asıl kötü olan şey, kendi seçmenine “Oy vermeyin”mesajını göndermek. Önder doğrudan “Akşener geleceğine Erdoğan gelsin” deseydi hem bu yöndeki temennisini açıklamış, hem de daha samimi olurdu.
Önder’in bu temennisini HDP tabanı kabul eder mi sizce?
U.K: HDP tabanının tamamının Önder’in bu fikrine katıldığını sanmıyorum. Aksine seçmeninizi seçime katılma yönünde teşvik etmelisiniz. Bakın, ‘cumhur ittifakı’nın kazanması için yapılması gereken şey çok basittir.
Nedir?
U.K: HDP seçmeni seçime katılmazsa, ‘cumhur ittifakı’ net kazanıyor. HDP, bu tür söylemleri kendi içinde mutlaka tartışmalı. Çünkü bunlar HDP seçmeninde zihin bulanıklığına neden oluyor.
Ahmet Türk, HDP’nin millet ittifakına dahil edilmemesine öfkelendiğini ve Kürtlerin ikinci turda bu ittifakı desteklemesi için bir gerekçe oluşmadığını söyledi. Ahmet Türk tam olarak ne demek istedi?
U.K: Bakın, Ahmet Türk’ün açıklamaları her zaman Sırrı Süreyya Önder’den önemlidir. Ahmet Türk kendi açısından haklıdır. Ancak hem Türk, hem de Önder’in açıklamaları HDP liderliğinde bir sorun olduğunu gösteriyor. Ne olursa olsun HDP’nin kendi siyasi çıkarları bakımından yapması gereken şey basittir.
Ne yapması gerekir?
U.K: Seçimlere olabildiğince güçlü girmesi gerekir. HDP, meclis ittifakına dahil edilmedi ama zaten baraj sorunu gözükmüyor; aksine son seçimlerdeki oyunun da bir miktar üzerine çıkıyor. HDP’nin baraj tehlikesi asıl Önder ve Türk’ün bulanık söylemleriyle oluşuyor.
Nasıl yani?
H.Ç: Bu söylemler, HDP’nin doğrudan destekçisi olmayan ikinci halka dediğimiz seçmeninde gerilmeye yol açar. HDP bu tür açıklamaları sürdürürse bu seçmen kesimini kaybeder ve o zaman baraj sorunu yaşar.
Önder ve Türk’ün sözleri cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda HDP seçmenine boykotu mu işaret ediyor?
H.Ç: Evet. HDP bu söylemlerle millet ittifakına “Cumhur ittifakı kazanacak” mesajı veriyor ve buna razı olduğunu söylüyor.
İkinci tura kadar HDP, seçmenlerine desteklemesi için herhangi bir ismi önermezse bu durumun sonuçlara etkisi ne olur?
HÇ: HDP’nin, milletvekili seçimlerinde barajı geçeceği öngörüldüğü için orada bir sorun olmayacaktır. Muhalefet, 301’i bulacaktır. Ama cumhurbaşkanlığı seçimleri için Önder ve Türk’ün yaptığı bulanık açıklamalar, mevcut iktidarın işine yarar.
AKP’nin en çok çekindiği partilerden Saadet Partisi’ne gelecek olursak… AKP’nin tabanından oy alabilirler mi?
H.Ç: Evet, artık baraj kaygısı taşımayan Saadet Partisi’nin, AK Parti’den yüzde 1-1,5 oy alacağı görülüyor. Saadet oylarını ne CHP’den ne de İYİ Parti’den, AK Parti’den alıyor. Çalışmalarımızda Saadet’e verilen toplam destek yüzde 2,5- 3 civarındaydı.
En çok tartışılan sorulardan birini size de yöneltmek istiyorum: Saadet, dindar Kürtlerin oyunu alabilir mi?
U.K: Bunu, önümüzdeki günlerde netleştireceğiz. Kürt seçmenlerin yoğun olduğu illerdeki sonuçlara baktığımızda, AK Parti ve HDP dışında bir oy çıkmadığı görülüyor. Bugün orada bir kırılma var. Ancak bu kırılmaya göre, dindar Kürtlerin oyları Saadet Partisi üzerinden millet ittifakına mı, yoksa HÜDA-PAR üzerinden ‘cumhur ittifakı’na mı gidecek net değil.
Dindar Kürtler hala AKP’ye oy verebilir mi yani?
U.K: Biraz zor. Mantıken bu kesimin millet ittifakına doğru yönelmesi gerekir. Çünkü artık İslami duyarlılıkla hareket eden kitle bile Erdoğan’ın karşısındaki aday kimse, ona yöneliyor gibi duruyor. Burada da yine HDP’nin tutumu önemli olacak.
Dindar Kürtlerin oyu nereye gidiyor şimdi? Diğer seçenekler ne sizce?
U.K: HDP’nin vurguları İslami duygulara baskın çıkabilir ve pekala şimdiye kadarki seçimlerde AK Parti’ye oy veren dindar Kürtleri de kazanabilir. HDP böylelikle oylarını da artırabilir.
Araştırma şirketlerine göre kararsızların oranı yüzde 10 civarında. Bu seçimin sonucunu kararsızlar mı belirleyecek?
H.Ç: Türkiye, tarihinde ilk defa kararsızların oranının en düşük olacağı seçime gidiyor. Bizim çalışmalarımızda da kararsız değil ama sandığa gitmeyi tercih etmeyenler vardı.
Ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Dolar beş liraya doğru gidiyor. Dolar arttıkça enflasyon yani hayat pahalılığı ve sefalet artar. Sandığa gitmemek için ne tür gerekçeleri var?
U.K: Sandığa gitmeyecek olanlar, “Nasılsa karşı taraf kazanacaktır” diye düşünen muhalefet seçmeninden oluşuyordu. Gerekçeleri de, seçim sistemine duydukları güvensizlikti. 16 Nisan referandumunda da yüzde 15 oy kullanmadı. Ama artık bu da değişti. Sandığa gitmeme eğilimi de çok görünmüyor.
24 Haziran’daki seçimler yüksek katılımlı mı olacak?
H.Ç: Görünen o ki, Türkiye seçim tarihinin en yüksek katılımlı seçimleri olacak. Önümüzde cumhur ittifakı ve millet ittifakından oluşan ‘iki partili’ bir seçim var. Örneğin millet ittifakındaki bir parti mutlaka sizi temsil ediyordur, dolayısıyla kararsız kalınacak bir durum artık yok.
AKP, imar ve öğrenci affı, emekliye iki bin lira ikramiye gibi seçim vaatlerinde bulunuyor. Bu vaatler seçmenin oyunu etkiler mi?
U.K: Türkiye’nin iktisadi krizi bir, iki maaş ikramiyeyle çözülmenin ötesine geçti. TUİK ne derse desin, insanlar enflasyonu kendi hayatları içinde görüyor. En basiti, akaryakıt fiyatlarından anlıyorlar.
H.Ç: İktidarın bu tür yardım teşebbüsleri 24 Haziran’da bir etki yaratmayacak ve durumu değiştirmeyecek. Sadece ekonomi değil, ne dış politika, ne de iç güvenlik tartışmaları seçmenlerde bir tutum değişikliğine yol açar artık.
16 Nisan’daki referandumda gençlerin, AKP’ye oy vermedikleri görüldü. Bu seçimlerde gençler seçim sonuçlarını nasıl, hangi yönde etkileyecek?
U.K: Gençler, ‘cumhur ittifakı’na oy vermeyecek, vermeleri için de bir neden görmüyorlar. Eğitim sisteminin durmadan değişmesi ve üniversitelerin bölünme teşebbüsü gibi konularda derin kaygı yaşıyorlar.
© Tüm hakları saklıdır.