Medya

Mehmet Altan yazdı | Lefter, Şükrü Saracoğlu’nun nesi olur?

“Lefter’in töreni çok anlamlı ve umut vericiydi. Ama onu ismini Şükrü Saracoğlu’ndan alan bir stattan yolcu etmemizin ruhunu huzursuz ettiğinden eminim. Çünkü Saracoğlu, Lefter’in yaşamının en acılı dönemlerinin, söyleyemediklerinin, anlatamadıklarının failiydi…”

15 Ocak 2025 16:35

Ansiklopedilere göre Lefter Küçükandonyadis kimdi?

“Lefteris Antoniadis; Rum asıllı Türk eski millî futbolcu ve teknik direktör.

Doğum adı Rumcada özgür anlamına gelen Elefterios olan futbolcu, kısaca Lefter olarak anılmaktadır. Aynı zamanda ordinaryüs lakabıyla da tanınmaktadır.

Bu lakabı kendisine Manol Taylan vermiştir.

İngilizler’in ünlü ‘’World Soccer’’ dergisi kendisini 20. yüzyılın en büyük 200 futbolcusundan biri olarak anmıştır.”

* * *

“Türk futbolunun ve Fenerbahçe‘nin en popüler futbolcularından biri olarak yıllarca alkışlanan Lefter, Fenerbahçe Marşı‘nda da adı geçen sembol oyunculardandır. Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Ligleri‘nde toplam 3, Millî Küme‘de 1 ve Süper Lig‘de 3 kez olmak üzere Türkiye Şampiyonaları’nda toplam 4 kez şampiyonluk yaşadı.

13 Ocak 2012 tarihinde, tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde 87 yaşında ağır zatürreye bağlı kalp yetmezliğinden ölmüştür.”

* * *

Yazı şöyle başlıyor:

“Lefter’le birlikte sadece olağanüstü bir yetenek ölmedi, bizim gençliğimizin unutulmaz bir parçası ve yaşamımızın aktörlerinden biri de bizi terk etmiş oldu…

Kendisini dün Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’ndan uğurladık…”

Ve ardından bir cümle daha:

“Aslında Şükrü Saracoğlu, Lefter’in anlatamadıklarının, yaşam hikâyesini anlatırken teybi kapattırdığı trajik anılarının failidir.”

* * *

Ve yazı Saracoğlu üzerinden devam ediyor:

“Saracoğlu, 1923’de TBMM’ye İzmir Mebusu olarak girdi.

Fethi Okyar hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığı yapan Saracoğlu, 1926’da Yunanlılarla kurulan Mübadele Komisyonu’na başkanlık etti.

Başbakanlığına kadar kurulan bütün hükümetlerde görev aldı.

Bu hükümetlerde Maliye, Adliye ve Hariciye vekilliklerinde bulundu. Bütün azınlıklara zulüm eden, dolayısıyla Lefter’in yaşamında da çok acılı büyük bir kara delik olarak kalan Varlık Vergisi’nin uygulanmasında öncülük etti.

Devlet, bu yasa sayesinde kendi ‘Müslüman olmayan’ vatandaşının hayatını paramparça etti, mal varlığını zorla Türkleştirdi.

* * *

Mehmet Şükrü Saracoğlu, Refik Saydam’ın ölümü üzerine İnönü tarafından 9 Temmuz 1942 günü hükümeti kurmakla görevlendirildi.

5 Ağustos 1942’de hükümet programını okurken, ‘biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız’ dedi.

* * *

Türk hükümetinin, savaş yıllarında Nazi Almanya’sıyla yakın ilişkide olan ekibindeydi.

Refik Saydam, Şükrü Saracoğlu ve Numan Menemencioğlu’nun da dâhil olduğu bu ekip Nazi Almanya’sını desteklemekte, Almanya ile dış ticareti Alman para birimi ‘Reichsmark’ ile yapmakta, TC banknotlarını Almanya’da bastırmakta, Almanya’ya paslanmaz çeliğin hammaddesi olan krom sevketmekte ve Sovyetler Birliği’nin işgal ettiği Kırım ve Kafkasya’daki Türk topraklarında askeri harekât yapmakta olan Nazi Ordusunu cephede takip etmek için komutanlar yollamaktaydı.

İkinci Dünya Savaşı’nın ‘Milli Şef’likle idare edilen Almanya ve İtalya tarafından kaybedilmesinden sonra 1946’da Saraçoğlu istifa ederek Başbakanlığı Recep Peker’e devretti.

1 Kasım 1948 ve 22 Mayıs 1950 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yaptı.

1950 genel seçimlerinde yeterli oy alamayan Saraçoğlu TBMM’ye seçilemeyince siyaseti bıraktı.

27 Aralık 1953’te İstanbul’da öldü.”

* * *

Ve yazının devamı:

“Adı, dün Lefter’in son yolculuğundan önce herkesi hüzünlendiren cenaze töreninin yapıldığı stadyuma verildi…

Hâlbuki Lefter’in yaşamındaki en büyük dramların birinci derecedeki sorumlusu Saracoğlu idi…

* * *

Türkiye, halkına eziyet eden bir devlet anlayışından kurtulamadı, çünkü radikal bir şekilde dönüşmedi…

Başbakanın özür dileyip varlığını kabul ettiği Dersim’deki katliam ortada…

Ancak Varlık Vergisi de anımsanmayacak bir zulmün ateşini yakmıştı, Dersim için dilenen özrün aynısını Varlık Vergisi mağduru insanlarımızdan da dilemek gerekir aslında…

* * *

Lefter’in töreni çok anlamlı ve umut vericiydi…

Ama onu ismini Şükrü Saracoğlu’ndan alan bir stattan yolcu etmemizin ruhunu huzursuz ettiğinden eminim…

Çünkü Saracoğlu, Lefter’in yaşamının en acılı dönemlerinin, söyleyemediklerinin, anlatamadıklarının failiydi…”

* * *

Pazartesi günü Lefter’in ölümünün 13. Yıldönümüydü.

Kendisini 15 Ocak 2012 tarihinde sonsuzluğa uğurladık…

Yukardaki yazıyı da ben 16 Ocak’da Başyazarı olduğum Star’a yazdım.

Basın tarihi vesilesiyle anımsatmak istedim.


Mehmet Altan'ın bu yazısı P24'ten alınmıştır.