Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, "Balyoz" planı davasında yargılanan bazı sanıklara ''kumpas'' kurulduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Baransu'nun TCK'nın "Devletin güvenliğine ilişkin belgerleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" ve "Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme" gibi suçları içeren 326'ncı ve 327'nci madde uyarınca tutuklandığı belirtildi.
'Balyoz' planı davasında yargılanan bazı sanıklara 'kumpas' kurulduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mehmet Baransu'nun savcılıktaki ifadesi de ortaya çıktı. Baransu, daha önce beraat kararıyla kesinleşen “devletin gizli belgelerini ifşa etmek” maddesinden yeniden suçlandı. İfadesinde haber kaynakları sorgulanan Baransu, “CD’leri benim hazırlamam hayatın doğal akışına aykırı. Biz İstanbul’un üstüne çökmek isteyenleri yazdık” dedi.
Balyoz belgeleri nedeniyle evinde yaklaşık 10 saat arama yapılan Taraf Gazetesi yazarı Mehmet Baransu, emniyet ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Soruşturmayı yürüten savcı Gökalp Kökçü Baransu’nun ifadesini almadan, Baransu’ya 'örgüt' suçlaması yaparak, tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti.
Baransu tek başına 'örgüt'
Aysun Yazıcı'nın Taraf'ta yayımlanan haberine göre, Baransu Emniyette 17 sayfa ifade verdi. İfadenin başlangıcında örgüt açıklaması yapıldı. Örgüt kurmakla suçlanan Baransu “tek başına örgüt kurmakla” suçlandı. İfadede, Baransu’ya örgüt yönünde soru sorulmazken, sorgulamanın başlangıcında, “Şüpheli Mehmet Baransu ile eylem birliği içinde suç örgütü faaliyeti kapsamında hareket eden şahıslar bu aşamada tespit edilememiştir” dendi.
'Çolakkadı’ya teslim ettim'
Baransu’nun savcılığa teslim ettiği 19 adet CD, 4 adet DVD içerisinde devletin güvenliği ve askeri yararları açısından “çok gizli” belgeleri ifşa etmekle suçlandı. Daha önce soruşturma konusu yapılan ve takipsizlik kararıyla kesinleşen bu suçlamayla yeniden karşı karşıya kalan Baransu ifadesinde, Balyoz belgeleriyle ilgili Başsavcısı Turan Çolakkadı’yla görüşerek, Taraf’ın manşetiyle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Baransu, “Suç duyurusunda bulunan kişilerden dilekçeyi alan Turan Çolakkadı, daha sonra benden Balyoz ile ilgili belgeleri istedi. Aynı gün kendisine bana yolda tanımadığım bir kişi tarafından verilen DVD’leri teslim ettim” dedi. Baransu, belgeler sonrası Çolakkadı’nın “tutanak tutalım” dediğini söyledi.
'Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, Kurtuluş Tayiz ve ben inceledik'
Baransu ifadesinde, belgelerin kendisine nasıl geldiğini detaylı bir şekilde savcıya anlattığını belirterek, “Turan Çolakkadı’ya belgelerin bana nasıl geldiğini anlattım, o da tutanağa kısaca bunu yazdı. Bu tutanakta yanlış anlaşılmalarına konu olabilecek bir detayı da açıklayayım. ‘Bir kısmını orijinal CD’lerden aktarma yaptım, tarayarak aldım’ bölümü sanki ‘Belgeleri aldığım anda’ gibi bir anlam çıkartıyor. Ben Taraf Gazetesi’ne gelirken, yolda gördüğüm bir kişinin benimle bir haber için konuşacağını söylemesi üzerine, kendisiyle g örüştüm. Bana, çeşitli CD’ler, çeşitli belgeler, fotoğraflar, yazışmalar gösterdi. Bunların bir kısmı askeri yazışmalar bir kısmı el yazıları bir askerin tuttuğu notlardı. Kendisi 3 DVD bir CD halinde, bunları toparlamıştı. Bazı orijinal belgeler de bunların yanında idi. Onların bazılarına da bakma fırsatım oldu. Orijinal resmi yazışmalardı. Bunları da taradım. DVD ve CD içerisindeki belgelerle karşılaştırdım. Bazı belgelerin fotoğraflarını ve görüntülerini aldım. Gazeteye bu CD’leri götürdüğümüzde CD’nin içerisinde binlerce belge olduğu için, 6 kişi bu belgeleri taramaya başladık. Bilgi işlem sorumlumuz CD’lerle ilgili kopyalar çıkarttı. Her kişi bu belgeleri incelemeye başladı. Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, Kurtuluş Tayiz ve ben, diğerlerini hatırlamıyorum. Bu belgeleri inceledik. Ses kayıtlarına baktık, el yazılı notlara baktık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül dâhil olmak üzere, AK Partinin üst düzey yetkilileri, belediye başkanları dâhil, birçok insanın tutuklanmasına yönelik bir darbe planı hazırlandığını gördük. Ardından da bunu haberleştirdik. Turan Çolakkadı bu CD’leri bizden talep edince gazetedeki CD’lerden aktarma yapıp bize geldiği şekliyle 3 DVD ve 1 CD’yi kendilerine teslim ettim” ifadelerini kullandı.
'Orjinalleri savcıya teslim ettim'
Bransu’ya “Fatih Cami Bombalanacaktı” manşetiyle ilgili, “Belgeleri siz mi elde ettiniz” diye soruldu. Baransu, “ Ben dijital verileri elde etmedim” dedi. Baransu, Balyoz haberinden sonra savcılığın talimatıyla orijinal belgeleri teslim ettiğini söyledi.
'CD’leri benim hazırlamam hayatın doğasına aykırı'
Emniyette Barasu’ya, “Tutanağa konu 4 adet DVD sizin tarafınızdan mı hazırlandı” sorusu da yöneltildi. Baransu, “Bu çelişkiye neden olan olay Sayın Turan Çolakkadı’nın tuttuğu kısa tutanaktan kaynaklıdır. Ben hatırladığım kadarıyla haberden 8-9 gün sonra orijinal belgeleri aynı şahıstan aldım. Orijinal belgeleri devlete, savcılığa teslim ettim. Belgeler binlerceydi, on binlerce sicil numarası vardı, on binlerce isim ve rütbe vardı. Bunları bir gazetecinin bilmesi imkânsız. CD’leri benim hazırlamış olma ihtimalim hayatın doğasına aykırıdır…. İddia edildiği gibi, sahte dijital verileri ben ürettiysem orijinal hallerini, kopyalarını neden hem cumhuriyet savcılığına hem askeri savcılığa vereyim” dedi.
Haber kaynakları sorgulandı
İfade de, Baransu’nun haber kaynaklarını da sorgulandı. Baransu’ya, “Kaynak kişi olarak belirttiğiniz şahıs ile toplamda kaç defa hangi tarihlerde ve nerelerde görüştünüz”, “Hangi tarihlerde, hangi dijital verileri teslim aldınız”, “Kaynak olarak belirttiğiniz, şahıs ile nasıl irtibat kurarak buluşma gerçekleştirdiniz” diye soruldu. Baransu, da kaynağıyla iki kez görüştüğünü söyledi. Baransu, “İlk görüşmemiz de 3 DVD aldım, ikinci görüşmemizde Bavul içerisinde Balyoz davasına konu olan bavul içerisindeki belgeleri aldım” dedi.
Devletin gizli belgelerini ifşa etmekle suçlandı
Baransu’ya ayrıca, “Devletin güvenliği iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken ifşasıo halinde devletin savaş hazırlıklarına veya savaş etkinliğine veya, askeri hareketlerini tehlikeye sokabilecek nitelikteki çok gizli belgeleri gazete içinde kimlerle birlike incelediniz” diye soruldu. Baransu bu soruya, o dönem oğlunun hayati riski olan bir ameliyat geçirdiğini ve oğluyla ilgilendiği için belgelerin bir kısmını kendisinin incelediğini belirterek, “Habere bakıldığında da haberde 3 ismin olduğu görülecektir. Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ve ben” dedi. Baransu bir çok belgede gizli belge çıkmasına rağmen, sorumlu yayıncılık gereği belgeleri yayınlamadıklarını söyleyerek, “ Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri hareketlerini tehlikeye sokabilecek hiçbir belgenin çıktısını almadık, haber yapmadık, bavul içerisinde bana teslim edilen belgeler arasında, belge ve savaş planları vardı. Belgeleri 2010 ocak ayında içerisinde devlete teslim ettiğimiz günden bu güne kadar askeri harekatımızı tehlikeye sokabilecek herhangi ir belgenin kamuoyuna yansımaması da, bu işi ne kadar ciddi ve duyarlı yaptığımızın bir göstergesidir” dedi.
'Darbe dışında belge yayımlamadık'
Baransu’ya “Tarama işlemini kimlerle birlikte yaptınız?”sorusunu yöneltildi. Baransu, gazete olarak belgeleri incelediklerini ancak tarama yapmadıkları kaydetti. Mehmet Baransu, “Biz belgeleri inceledik, bahsettiğiniz konuyla ilgili bir tarama yapmadık. Dönemin siyasi lideri Başbakan Erdoğan yine aynı dönemde Başbakanlık yapan Abdullah Gül, dahil seçilmiş siyasileri hedef alan belgeleri yayınladık. İnceledik darbe dışlında hiçbir belgeyi yayınlamadık” ifadelerini kullandı.
'İstanbul’un üstüne çökmek isteyenleri yazdık'
Baransu, Karargah isimli kitabında da sadece Balyoz Darbe planına ilişkin bilgileri verdiğini gizli belgelere yer vermediğini belirerek, “Çünkü biz İstanbul’un üzerine çökmek isteyen dönemin başbakanını tutuklamak isteyen binlerce insanı Statlarda yargılayıp askeri hapishaneye koymak isteyen seçilmiş iktidarı devirme planları yapan bir grubu yazdık” dedi.
'Daha önce aynı suçlamadan beraat ettik'
Mehmet Baransu, kendisinin daha öncede ‘Devletin gizli belgelerini ifşa etmek’ suçlamasıyla yargılandığını ve beraat ettiğini vurguladı. Benzer suçlamalardan Ahmet Altan’ın da yargılanarak beraat ettiğini kaydetti. Mehmet Baransu, “İstanbul Başsavcılığı tarafından 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 03.12.2014 tarihinde yazı ile müracaat etmiş, mahkeme tarafından 2010/329 Esas 2011/187 karar sayılı dosyasında yukarıdaki suçlama ile hakkımda soruşturma yapıldığı ve beraat kararı verildi. Ayrıca bu kararın savcılık tarafından veya ilgililer tarafından itiraz edilmeden lehime kesinleşti. Bu hükmün kesin hüküm olduğu artık bir yargılama yapılamayacağı 29.07.2011 tarihinde bildirilmiştir. Askeri olaylarla ilgili çok haber yaptığım için benzer suçlamalar ile ilgili yine benim hakkımda hem gazetenin o dönemki Genel Yayın Yönetmeni olan Ahmet Altan hakkında benzer davalar açıldı. Hepsinden beraat aldık” diye vurguladı.
Orjinaller mahkeme dosyasında
Daha sonra devletin güvenliğine ilişkin bu belgeleri imha etme suçlaması yöneltildi. Mehmet Baransu, “Ben ve gazetede çalışan hiçbir arkadaş orijinal belgeleri imha etmedik. Nasıl imha edebilirim. Bu orijinal belgeleri devlete teslim ettik. Bu belgelerin orijinalleri mahkemede” diye ifade verdi.