Politika

Mehmet Uçum: Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a Özgür Özel’in yaptığı asılsız isnat halen daha demokrasiyi sindirmediklerinin bir delilidir

06 Nisan 2025 21:12

Güncelleme: 06 Nisan 2025 21:34

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 21. Olağanüstü Kurultay'da "Türkiye'yi cunta yönetiyor" şeklinde nitelendirmesine tepki gösterdi. Uçum, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçkinciliğin ve cundatacılığın kökten karşısında bir lider olduğunu iddia ederken, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a Özgür Özel’in yaptığı asılsız isnat halen daha demokrasiyi sindirmediklerinin bir delilidir" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin yeniden başkan seçildiği 21. Olağanüstü Genel Kurultayı'nda "Bugün Türkiye’yi seçimden, rakibinden, milletten korkan bir cunta yönetmektedir!" diyerek Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı. AKP'li isimler CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 21. Olağanüstü Kurultay'da "Türkiye'yi cunta yönetiyor" şeklinde nitelendirmesine sert tepki gösterdi. Bir tepkide Külliye'den yükseldi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Özel'in açıklamlarını eleştirdi.

Mehmet Uçum'un paylaşımı:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cunta başkanı yakıştırması yapmak akıl dışı bir iddiadır"

"CUMHUBAŞKANI ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ SEÇKİNCİLİĞİN VE CUNTACILIĞIN KÖKTEN KARŞISINDA OLAN LİDERLİKTİR! Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a Özgür Özel’in yaptığı asılsız isnat halen daha demokrasiyi sindirmediklerinin bir delilidir. Demokrasi tarihimizin en güçlü ve açık ara önde defalarca seçilmiş lideri olan, siyasal sistem açısından halkın iradesi ve demokrasiden başka meşruiyet tanımayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cunta başkanı yakıştırması yapmak gerçekliğe kökten aykırı olduğu gibi akıl dışı bir iddiadır.

Bu ülkede siyaset yapan herkes bilmelidir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset tazını, siyasi tecrübesini ve liderlik pratiğini öğrenmek ve anlamak kendilerine çok şey katar. Sayın Bahçeli’nin dediği gibi 'Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyın, anlayın, anlatın.' Biz de hatırlatalım: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem kurucu ülke liderimiz Atatürk’ün Tam Bağımsız Türkiye hedefine ulaşmak hem de millet ve devlet buluşmasını eksiksiz sağlamak için çıktığı yolda devrimci bir dönüşümün mimarı oldu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan demokrasi ve kalkınma atılımını anti-emperyalist bir yaklaşımla, milli ve toplumsal bakış açısına dayanan ortak akılla, ortak iradeyle, ortak vicdanla gerçekleştiren liderdir. Ülke seviyesinde yirmi yılı aşan büyük liderliğiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık Türkiye’nin yirmi birinci yüzyıldaki Ülke Lideridir.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği 'Doğrudan ve Organik Siyasi Liderlik'tir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de temsil siyaseti yerine halka dayalı doğrudan siyaseti hayata geçirerek, siyaset yapma tarzında radikal bir değişiklik sağlamıştır. Bunun en önemli sonuçlarından birisi 'tez demokrasisi' yerine 'talep demokrasisini' öne çıkarmasıdır. Tez demokrasisi halk için iyi olanın siyasi elitler tarafından geliştirilip teze dönüştürülerek halka sunulması ve desteğinin alınmaya çalışılması şeklinde gelişmiştir.

Sonucu itibariyle seçkinci bir siyaset tarzına dayanır. Talep demokrasisi halkın talep ve ihtiyaçları üzerinden üretilen tezlerin siyasal sistemi etkilemesine dayanır. Sonucu itibariyle sosyolojik siyaset tarzını gerekli kılar. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan temsili liderlik yerine halkın doğrudan sesi hatta uzvu gibi bir liderlik yaptığı için liderlik tipini de kökten değiştirmiştir. Pozitif bir tespit olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği 'Doğrudan ve Organik Siyasi Liderlik'tir ve bu yeni bir liderlik tipidir. Bu liderlik pratiği şimdiye kadar sınıflandırılmış siyasi liderliklerle tam olarak açıklanamayacak bir özgünlüğe sahiptir.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan demokrasi tarihimizin en büyük demokrat lideri olarak halkın gönlüne ve zihnine kazınmıştır"

Tabi doğrudan liderliğin kitlelerle ilişkide yarattığı en önemli sonuçlardan olan 'lidere tam güven' duygusu, liderin perspektifine olan inancı çok güçlendiriyor. Bu yönüyle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin diğer özelliği öne çıkıyor, o da 'dönüştürücü liderlik'tir. İşte Türkiye demokrasisini güçlü kılan bir boyut da siyaset yapma tarzında ve liderlik pratiğinde ortaya çıkan bu değişikliktir. Türkiye’de bundan sonra yüksek meşruiyet kazanabilecek tek siyaset, doğrudan halka dayanan siyasettir. Halkın talep ve ihtiyaçlarını demokratik siyasete dönüştürmektir. Demokrasilerin en büyük gücü milli egemenlik ilkesinin halkın iradesiyle hayata geçmesini sağlayacak bir siyasal sistem ve siyaset yapma imkânına sahip olmaktır.

Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset yapma ve liderlik tarzı ülkemizde demokrasiyi derinleştiren bir rol oynamıştır. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğrudan liderliğini yaptığı 15-16 Temmuz Milli Demokratik Halk Devrimiyle birlikte ülkemiz açısından milli egemenliğin halka ait olduğu bir demokratik sistemin güçlü bir biçimde inşasının nesnel koşulları eksiksiz şekilde oluşmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bu gerçeği görmeyenler, inkar edenler ve bunu örnek almayanlar asla halk nezdinde itibar göremezler ve başarılı olamazlar.

O nedenle kim ne derse desin 'yel kayadan toz alır' çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan cuntacılığın en büyük hasmı ve demokrasi tarihimizin en büyük demokrat lideri olarak halkın gönlüne ve zihnine kazınmıştır."