İSTANBUL, (DHA) -MEME kanserine karşı korunmak adına, 25 yaşından sonra her kadının düzenli kontrol yaptırması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Fatih Çiftçi, her fibrokistin (meme kisti) kanser tehlikesi taşımadığı uyarısında bulundu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiftçi, ekim ayının meme kanserinde bilinçlendirme ayı olması sebebiyle önemli açıklamalarda bulundu. Meme muayenesi yapmak için en uygun dönemin, adet bitiminden hemen sonraki 3-5 gün olduğunu ifade eden Doç. Dr. Çiftçi, “Kişinin kendi kendine 18-20’li yaşlardan önce muayene yapması önerilmez. Bu yaşlardan itibaren ise düzenli kontrol yapılması hayati önem taşımaktadır” diye konuştu.
GENETİĞİNDE MEME KANSERİ OLANLAR KONTROLE ERKEN BAŞLAMALI
Ailesinde meme kanseri görülen kişilerde ilk taramanın 24-25’li yaşlarda başlaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Çiftçi, “Genetik olarak seyreden meme kanseri vakalarında mamografinin başlama yaşı 25’dir. Ailesinde meme kanseri olmayanlar için ilk ultrasonografi yaşı 35 ve sonrasıdır. Ailesinde meme kanseri ve meme kanser geni taşıyıcısı olmayanlar ise 35-40 yaşlarında ultrasonografi ve mamografiyi en azından bir defa çektirmelidir” diye konuştu.
“BASİT FİBROKİSTLERİN TEHLİKESİ YOK”
Basit fibrokistlerde kanser tehlikesi olmadığını belirten Doç. Dr. Çiftçi, “Fibrokistlerin oluşumu fizyolojik yaşamsal bir süreç olup, adet sonrasında yumurtalıklardan salınan progesteron ve östrojen hormonuyla ilgilidir. Progesteron süt yapımını sağlayan hücreleri çoğaltır, östrojen süt kanallarını dallandırıp genişletir. Kişi hamile kalmazsa memede çoğalmış olan hücreler eski yapısına döner. Bu hücrelerin eski halini alması esnasında bir grup hücre fibrokistik yapıya döner. Bu da tehlikeli bir durum değildir” dedi.
\"Memedeki kitlelerin yüzde 10’dan azı kötü huylu yani kanser olabilir” diyen Doç. Dr. Çiftçi, şöyle devam etti:
“Kitlelerin yüzde 90’dan fazlası kanser olmayan fibrokistik hastalıktır. Fibrokistler hastalarca kitle olarak algılanır. Adet öncesi dönemde meme kontrolü yapanlar, memesinde tümör olduğu endişesine kapılıyor. Memede görülen fibroadenomlar iyi huyludur. Kanserleşme riski normal meme dokusunun kanserleşme riski kadardır. Fibroadenom büyüdükçe yüzde 2 oranında kanserleşme riski artar. Doğum kontrol hapları kullanımı çap artışı yapar. Lakin kanser yapıcı etkisi olduğu söylenemez.”
“MAMOGRAFİLERDE RADYASYON DÜZEYİ 10 KAT AZALDI”
Günümüz teknolojisinde radyasyon düzeyinin mamografilerde 10 kat daha azaldığını dile getiren Doç. Dr. Çiftçi, “Mamografinin yararı zararından çok fazladır. Uzun yıllar eski mamografiyle takip edilen hastalarda bu durum görülmüştür. Meme Mr’ında radyasyon bulunmadığından zararı yoktur” diye konuştu.
“HER YAŞTA MEME PROTEZİ YAPILABİLİR”
Tümörün şekli, yaygınlığı ve evresine bakılarak her yaştaki kadının memesinin korunabileceğine değinen Doç. Dr. Çiftçi, şunları söyledi:
“Meme koruyucu cerrahi için ‘yalnızca genç kadınlara yapılır’ ya da ’80 yaşındakilere yapılmaz’ şeklinde bir durum yoktur. 80 yaşında olup meme protezi isteyen hastalarımız da var. Her yaşta meme protezi yapılabilir. Meme kanserinde risk faktörü bulunmuyorsa ve hasta tıbbi olarak elverişli ise meme koruyucu cerrahi tercih edilir. Mamografisinde kötü, dağınık, yayılmış kireçlenmesi bulunuyor ve de çok odaklı meme kanserinin başlama ihtimali varsa meme alınması düşünülür. Meme içinde birçok yerde aynı zamanda başlamış kanser türlerinde meme koruyucu cerrahi önerilmez. Memenin tamamen alınması uygun olur. Memesi alınanlara ameliyat esnasında veya belirli risk faktörleri giderildikten sonra yeni meme yapılması tavsiye edilmelidir. Bu tarz bir davranış hastayı psikolojik olarak rahatlatır, güçlendirir ve sosyal yaşama uyumunu sağlar.”