İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Arif'e gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı'na katılan askerlere morel olması amacıyla ünlü isimlerin sınıra gitmesini eleştirdi. "Şehit evlerinden ağıtlar yükselirken, kışlada, askere oyun havası sunanları bu milletin affetmeyeceğini" belirten Akşener, "İktidar şanlı ordumuzu 'Televole' programlarına malzeme yapmıştır. Bu Habur rezaletini de aşmıştır, yazık" dedi.
Çözüm süreci devam ederken 19 Ekim 2009’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Kandil dağı ve Mahmur Kampı'dan gelen 34 PKK’lı Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye’ye giriş yapmıştı.
TIKLAYIN - Habur’dan Türkiye’ye giriş yapan PKK’lılar
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenlendi. Çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda konuşan Akşener, partisinin geçen hafta düzenlenen ilk kurultayı ile ilgili konuştu. Akşener, kurultaya katılan herkese teşekkür ederek, "Kurultayımız gösterdi ki, Türk siyasetinde artık bir İyi Parti gerçeği var. Açıktır, 2019'da ülkemizi iyiler yönetecek. Nisan kurultayımızdan sonra, siyasette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Olmuyor da zaten. Biz, artık iktidarın bilinçaltına yerleşmiş görünüyoruz. İktidarın bilinçaltına girdiysek, ülkemizi de esaretten kurtarmaya yakınız demektir. İktidar, ne kadar bizi muhatap almıyor görünürse görünsün, rahatının ve huzurunun kaçtığı o kadar açık ki, görüyoruz" dedi.
"Bu Afrin rezaletini aşmıştır"
Konuşmasında, "İYİ Parti kurultay destanı yazmış, iktidar, şanlı ordumuzu 'Televole' programlarına malzeme yapmıştır" diyen Akşener, şöyle devam etti:
"Afrin'den, askerimize büyük saygısızlıkla, Afrinvole çıkarmıştır. Bu Habur rezaletini de aşmıştır. Yazık. Yazık. Yazık. Ne yaparsınız ki biz, onların kimyalarını bozmaya devam edeceğiz. Milletimiz adaletsizlikten, ekonomik çöküntüden rahat uyuyamazken, biz de iktidar sahiplerinin huzurlu uykularını bozmaya devam edeceğiz. Şehit evlerinden ağıtlar yükselirken, kışlada, askerimize oyun havası sunanları da bu millet affetmeyecektir. Bir kenara yazmıştır."
"PYD, YPG nerede?"
Ankara'da geçen hafta gerçekleşen Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesi ile ilgili olarak Akşener, şöyle konuştu:
"Sonuç bildirgesine baktınız mı ne çıktı, IŞİD terör örgütü, Nusra Cephesi terör örgütü, El Kaide terör örgütü. Eeee, PYD, YPG nerde, yok. Biz Afrin'e niye girdik? Onların tabiriyle niye fethettik? PYD, YPG terör örgütü diye. Kardeşim, bu sonuç bildirgesinde niye yoklar? Bu nasıl aymazlıktır? Askerimizin sahada kazandığını, masada mı kaybediyorsunuz? Bu nasıl müttefiklik? Ya da siz de mi kapalı kapılar ardında PYD, YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmiyorsunuz? Uluslararası arenada bu anlama gelmiyor mu? Altına imza koydunuz mu, koydunuz. Nerde peki PYD, YPG? Bu nasıl aymazlık, sormak lazım değil mi? Ne iş dönüyor Sayın Erdoğan, ne iş? Milletin güvenini, hangi işlerde bozuk para gibi harcıyorsun?"
"Terör tazminatlarını neden ödemiyorsunuz?"
Konuşmasında 10 Nisan Polis Haftası'nı kutlayan Akşener, şunları kaydetti:
"Buradan çok önemli bir sıkıntıyı da bu vesile ile dile getirmek istiyorum. Jandarma ve polisimizin terör tazminatlarının 3 aydır yatırılmadığını öğrendim. Ey muhterem, canını siper ederek can ve mal emniyetimizi sağlayan bu evlatlarımızın hakkı olan terör tazminatını neden ödemiyorsun? Muhtarları İspanya tatiline götürecek parayı buluyorsunuz da benim kahraman polis ve jandarmamın hakkı olan terör tazminatını neden ödemiyorsunuz?"
"Ben kendi canımı kendim alırdım"
Akşener, yaklaşık 2.5 yıldır kendilerine FETÖ'cü denildiğini söyleyerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Buradan Sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Bu konuda açık net tavır koymuş, nadir siyasetçilerden birisiyim. 'Sülalemde bir kişi bulun politikayı bırakacağım' dedim. Kimsenin yüreği yetmedi. Ama şimdi bir şey söylemek istiyorum. Sayın Erdoğan, avenelerinize ve küçük ortağınıza söyleyin. Eğer ben ve arkadaşlarım iktidarda olsaydık, sorular çalındığında görmezden gelseydik, generallerin patır kütür hiçbir şeye bakmadan FETÖ'nün adamlarını hızlıca önemli yerlere getirseydik, her türlü parasal alışverişi yapsaydık, kurumları onların eline teslim etseydik ve gün geldiğinde 15 Temmuz'da bunlar darbe yaptığında millet sizin çukura düşürdüğünüz devleti sokaktan toplayıp getirseydi ve bunun karşılığı olarak siz kabadayılık yapacağım deyip vatandaşı sokağa çağırdığınızda oraya gönlüyle giden insanlarımızın 249'u şehit olsaydı, binin üzerindeki insanımız gazi olsaydı buradan ilan ediyorum, ben kendi canımı kendim alırdım. Onun için susun."