MHP ile yollarını geçen yıl ayıran Meral Akşener, yeni partisinin kuruluşu için çarşamba günü düğmeye basacağını açıkladı. Ancak Akşener ve ekibi, büyük oranda AKP ve MHP tabanından oy alacağı öngörülen yeni partinin "engellenebileceği " kaygısını taşıyarak yola çıkıyor.
Öyle ki, yeni partiye İçişleri Bakanlığı tarafından "vize verilmeyebileceği" olasılığına karşı, partinin adı ve logosu da kurulacağı güne kadar sır gibi saklanıyor. Peki engellemenme olasılığına karşı çantasında "yedek planlarla" yola çıkan Akşener ve arkadaşlarının yol haritasında neler var?
İşte siyasi kulislere yansıyanlar:
Akşener ve ekibi, partileşme kararı almadan önce kamuoyu nabzını tutmaya dönük yoğun bir çalışma yaptı. Partileşme kararından önce gerek bağımsız araştırma şirketleri, gerekse Akşener'in bireysel yaptığı anketlerde, Akşener liderliğinde kurulacak bir partinin yüzde 10'luk seçim barajını rahatça aştığı görüldü. Ekip, bu kamuoyu anketlerini sürekli güncelliyor. Son yapılan anketlere göre Akşener hareketine "oy verebilirim" diyenlerin yüzde 28'i kendini "milliyetçi" diye tanımlarken, yüzde 27'si "Atatürkçü", yüzde 18'i "muhafazakar" ve yüzde 15'i de "sosyal demokrat" olarak tanımlıyor. Akşener'in yüzde 67 ile en fazla MHP tabanından oy alacağı görünürken, ikinci sırada AKP geliyor. Parti kaynakları, oransal olarak en fazla MHP'den oy alındığı görünse de oy sayısı olarak AKP'nin ilk sırada olduğuna işaret ediyor. Akşener'in tek başına lider oyu, parti oyunun önünde görünüyor.
Kamuoyu araştırma sonuçlarına göre Akşener'in liderliğindeki partiye oy verebileceğini söyleyenlerin genel profili, "kentli, eğitimli gençler ve kadınlar." Taşra/kırsal kesimdeki muhafazakar seçmen, AKP tercihini büyük oranda koruyor. Parti kaynakları, kırsal kesimde "mahalle baskısı/çevre etkisi/AKP'nin muhafazakar söylemi"nin hala etkili olduğuna dikkat çekiyorlar.
Yeni oluşum kendisini "merkezde" tanımlıyor. Ancak klasik anlamda "liberal sağ" parti programıyla seçmen karşısına çıkması bekleniyor. AKP'nin iktidara geldikten sonra yok olan ANAP-DYP'nin boşalttığı "merkez sağ"ı doldurma hedefinin yanısıra, muhafazakar ve milliyetçi oylara da talip. Ancak milliyetçilik" ifadesi yerine kendilerini "vatansever" olarak tanımlamayı tercih ediyorlar.
MHP'den ihraç edilen/istifa eden isimler kadar, Akşener'in MHP öncesindeki siyasi yolunun geçtiği DYP ile ANAP, eski Refah Partili isimlerin de yeni partide yer alacak. MHP içindeyken, Devlet Bahçeli'ye rakip olan Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ ile eski bakan Koray Aydın'ın da kurucular kurulunda yer alması bekleniyor. MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan ise bu harekete katılmadı. Genç ve kadınların parti yönetiminde ağırlıkla yer alacağı ifade ediliyor. Emekli SAT Komandosu Ali Türkşen, Aşık Veysel'in torunu Çiğdem Özer, eski RP Milletvekili Hüsamettin Korkutata'nın da aralarında yer aldığı geniş bir yelpazenin parti kadrolarında yer alacağı belirtiliyor.
Akşener, 2019 seçimlerine yetişecek şekilde, Ocak 2018'de partileşmeyi hedefliyordu. Ancak seçimlerin öne çekilebileceği ve parti örgütlenmesi için zaman kalmayacağı kaygısı, partinin kuruluşunun öne çekilmesine neden oldu. Önce 29 Ekim, daha sonra da 15 Ekim öncesinde kurulabileceği duyuruldu. Parti programının hazırlanması, partiye katılmak isteyenlerle görüşmelerin uzaması, parti ismi ve logosunu belirleme süreçleri ancak tamamlandı ve Akşener partinin 25 Ekim'de kurulacağını duyurdu.
Akşener hareketi, başta iktidar partisi AKP olmak üzere diğer muhalefet partilerince de yakından izleniyor. Siyasi kulislerde, karşısında "alternatif" istemeyen AKP ve MHP eliyle yeni parti oluşumunun, çeşitli gerekçelerle engellenebileceği ya da parti içinde yer alan başta Meral Akşener olmak üzere milletvekilleri ve parti kurucuları hakkında soruşturma başlatılabileceği olasılıklar dahilinde değerlendiriliyor. MHP, AKP sözcüleri ve iktidara yakın medyada Akşener ile 'FETÖ' arasında ilişki kurulmaya çalışıldığı biliniyor. Akşener bu tür suçlamalara hep meydan okuyarak yanıt verdi. Örneğin, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra kurulan "geçici hükümet" döneminde AKP tarafından kendisine bakanlık teklif edildiğini anımsatarak, "FETÖ'cüysem neden bakanlık teklif etiniz?" diyerek net tavır koydu. Akşener ve ekibi, parti ismini de, "daha önce bu isimde parti kuruldu" sürpriziyle karşılaşmamak için son derece gizli tuttu, hatta bir kaç farklı isimde parti kuruluş dilekçesi hazırlandı. Siyasi kulislerde, Akşener'in partinin kuruluşuna İçişleri Bakanlığı tarafından vize verilmemesi halinde, parlamento dışındaki mevcut partilerden birinin çatısı altında yola devam etme kararlılığında olduğu konuşuluyor.
Akşener ve arkadaşları 16 Nisan'daki "Türk tipi başkanlık" olarak da ifade edilen "başkanlık sistemi"ne geçilmesini öngören anayasa değişikliği referandumunda aktif olarak "hayır" cephesinde yer aldı. Ancak sisteme referandumdan "evet" çıktığı için, hedefini "cumhurbaşkanı adaylığı" olarak koydu. AKP'nin kuruluşunda beraber siyaset yaptığı Tayyip Erdoğan'ın karşısına "cumhurbaşkanı" adayı olarak çıkmayı en önemli hedef olarak koyan Akşener, "hayır" bloğunda yer alan siyasi partilerin de kendi adaylarını çıkarması gerektiğini savunuyor. Bu şekilde herkesin kendi adayını seçtirmek için çalışacağını ve Erdoğan'ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilememesi üzerine hesapları kuran ekip; ikinci turda, ilk turda en fazla oyu alan aday üzerinde bir çeşit "koalisyon" protokolü yapılarak birleşilmesi gerektiğini savunuyor. Olası koalisyon protokolünde "parlamenter sisteme dönüş" en önemli koşullardan biri olarak öngörülüyor.
Yeni partinin kurucular kurulu ve yönetim kademelerinde, halen MHP'den ayrılan milletvekillerinin yer alması bekleniyor. AKP ve CHP'den de bazı isimlerin kendileriyle birlikte hareket ettiğini belirtiyorlar. Ancak Meclis'te grup kurmak için uyum yasaları kapsamında Siyasi Partiler Yasası'nda (SPY) yapılacak değişikliğin beklenmesi düşünülüyor. Bunun gerekçesi olarak da AKP ve MHP'nin parlamentoda 5. partiyi engellemek için grup kurma koşulunu değiştirebileceği gösteriliyor. Mevcut mevzuata göre 20 milletvekili olan bir siyasi parti TBMM'de grup kurabiliyor. Akşener ve arkadaşları, SPY değişikliği ile bu sayının yukarı çekilebileceği ve bu şekilde yeni partinin "açığa düşürlebileceğinden" endişe ediyor. Bir başka kaygı ise son OHAL KHK'sı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na milletvekilleri hakkında "soruşturma ve kovuşturma" yetkisi verilmesi. Akşener ve arkadaşları, AKP'den ya da diğer siyasi partilerden katılacak milletvekillerine baskı yapılabileceği ve hatta haklarında bu KHK'ye dayanarak soruşturma/kovuşturma açılabileceği gerekçesiyle, milletvekili transferine öncelik vermeme kararı aldı. Bunun yerine partinin yerel örgütlenmesine öncelik verilmesi kararlaştırıldı.
Partinin kurucu genel başkanı ve kurucu yönetimiyle olağan kongre sürecine gidilmesi için hızlı bir çalışma başlatılacak. Bunun için genel merkez hızla il ve ilçe örgütlenmesi için atamalar yapılacak. 2019 seçimlerine kadar, yasal süreler de dikkate alınarak örgütlenme sağlanıp, parti olağan kongreye gidecek.
Akşener ve arkadaşları açısından en büyük sorun olarak, partinin kuruluş aşamasında veya daha sonra soruşturma/kovuşturmalarla engellenmesi. İkinci sorun olarak ise MHP içindeyken, Akşener'le genel başkanlık yarışına girmiş Koray Aydın, Ümit Özdağ gibi isimlerin, Akşener'le görüş ayrılığına düşmesi halinde, karşısına rakip olarak çıkma olasılığı. Ayrıca uzun yıllar aynı saflarda siyaset yapmamış isimler arasında çıkabilecek görüş ayrılığı, yeni oluşumun "zayıf noktaları" olarak değerlendiriliyor.