Berlin'de yayınlanan Der Tagesspiegel, Merkel'in şu sıralarda en çok güvene ihtiyaç duyduğuna vurgu yapıyor:
"Merkel'in neredeyse yalvarırcasına 'Bana güvenin' demesi akıllara kazındı. Bu çağrı sadece Almanlara değil, tüm Avrupalılara yönelikti. Merkel'e güvensizliğin iki muhtemel nedeni olabilir. Birileri ya sorunu insani ölçütlerde çözecek başka bir alternatif üretti ya da Merkel karakteri gereği böylesi bir güveni hak etmiyor. Birinci gerekçeyle ilgi henüz bir bilgi yok. İkinci hususla ilgili de somut veriler eksik. Yani 'ona güvenin' demek yetersiz ve insan sadece güvendiğiyle kalabilir."
Münih'te yayınlanan Münchner Merkur gazetesi Merkel'in siyasi kariyerinin dönüm noktasında olduğuna işaret ediyor:
"Başbakan yaşamının en önemli misyonuyla karşı karşıya. Hedefi mülteci krizi karşısında Avrupa'da görüş birliği sağlamak. Bu hedefe sıkıca bağlanmış durumda. Popülaritesi yerle bir olsa da, partisinden eleştiriler gelse de, sempatisini yitirse de Başbakan ne yumuşuyor ne de sarsılıyor. Bu durum Helmut Schmidt ve NATO'nun silahlanma kararı, Gerhard Schröder'in Ajanda 2010'u ve Helmut Kohl'ün iki Almanya'nın birleşmesine olan sarsılmaz inancına benziyor. Katılırsınız ya da katılmazsınız ama saygıyı hak ediyor."
Makedonya'nın sınırlarını kapatmasından sonra Yunanistan'da mahsur kalan sığınmacıların dramı Berlin'de yayınlanan Die Welt gazetesinde ele alınıyor:
"Aslında bu bir başlangıç. Pazartesi günü dramatik görüntüler geldi. Atina'dan, Makedonya sınırından ve Calais'deki sığınmacı yurdunun boşaltılmasından... Rüzgar hızıyla dünyaya yayılan korkunç görüntülerde Merkel'in aksine, sığınmacıların korkutularak önlenmeye çalışıldığı gözlemleniyor. Bu görüntüler 'Siz hoş gelmediniz' diyorlar. Avusturya'nın teşvikiyle mülteci göçünün yavaşlatılması Yunanistan'da ideal bir gösteri alanına dönüştü denilebilir. Yunanlar şimdiye kadar dış sınırların korunması ve kaçakçı çetelerinin önlenmesinde başarısız oldular. Şimdi Balkan güzergahının resmi olmayan şekilde kapatılması Merkel'in işini kolaylaştırdı. Anketlerde haftalardır Merkel aleyhine oluşan tablo değişmeye başladı."
İran'da ılımlıların zaferiyle sonuçlanan seçimler Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorum köşesinde ele alınıyor:
"Nükleer anlaşmalardan sonra İran'da iç siyasi dengeler büyük oranda değişim gösteriyor. Zira halk dış politik açılımlardan sonra düzenli reformlara geçilmesini istiyor. 78 milyon İranlı iki yıl boyunca sessiz kalıp beton fraksiyonuna boyun eğdi. İdamlar rekor düzeye çıktı, politik aktivistlerin yanı sıra müzisyenler de hapis cezalarına çarptırıldı, gazeteler kapatıldı. İnsanların gelecek iki yıldan beklentileri hayli fazla. Basın özgürlüğünden, çok partili sisteme geçilmesi, politik tutukluların serbest bırakılmasına kadar beklentiler var. Cumhurbaşkanı Ruhani'nin bunları yapıp yapamayacağı zamanla belli olacak."