Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisinden yönetici niteliği taşıyan 34 üye, Merkel'in
sığınmacı politikasını eleştiren bir mektup kaleme aldı. Mektupta “İzlenen ‘açık sınır
politikası' ne Avrupa ne Alman hukukuna uygundur, ne de partimizin programıyla
uyum
içindedir” denildi. Würzburg'da yayımlanan Main-Post konuyu şu şekilde irdeliyor:
“Başbakan müzakere etmeli. Mülteci politikasında İçişleri Bakanı de Maiziere'nin
yetkilerini kısıtlaması ve Peter Altmaier'i mülteci koordinatörü olarak ataması, Almanlar
için Merkel'in ülkede değişen havayı ciddiye aldığını göstermesi bakımından yeterli
değil. İsyan ederek bir tehdit mektubu kaleme alan 34 CDU'lu Merkel'den açık bir işaret
vermesini talep ediyorlar. Sığınmacıların geldiği ülkelerde
gazete ilanları vererek, sosyal
medya üzerinden siyasi mülteciler dışında kimsenin Almanya'ya gelme hakkı olmadığını
dile getirmesini istiyorlar. Merkel zor durumda. Böyle bir işaret verse yaptığı jestin siyasi
bir hata olduğunu kabul etmiş olacak. Yapmazsa üzerindeki siyasi baskı daha da
artacak.”
Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesi Başbakan Merkel'in mülteci
politikasındaki
değişiklikle ilgili bir izah yapması gerektiğini vurguluyor:
“Merkel'e kendi saflarından hiç bu kadar
yüksek sesle ‘Böyle gitmez' denmemişti.
Başbakanın siyasi geçmişinde çeşitli rota değişiklikleri var.
Bunlara asla bir açıklama
getirmedi. Çünkü bunların çoğu zaman -bakınız enerji dönüşümü- akla yatkın bir
açıklaması da yoktu. Devletin iki numaralı isminin bu iradeci gücü nihayetinde onun
zayıflığı da. Geleneksel Hrıstiyan Demokrat Birlik değerlerinin yeniden tanımlandığı
mülteci sorununda, Merkel'in izah edici bir ruh kazanması fena bir şey olmaz.”
Merkel'in mülteci politikalarındaki koordinasyonu görevini İçişleri Bakanı Thomas de
Maiziere'den alıp Başbakanlık Dairesi'ne verdiği önceki gün basına yansımıştı.
Münchner Merkur bu yetki kısıtlamasıyla ilgili şu yorumu yapıyor:
“Yine birisi uçtu. Angela Merkel İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'i mülteci
politikalarında kapının önüne koydu. Şu soru akla geliyor: Acaba işini iyi yapmadığı için
mi? Yoksa sert eli nedeniyle göstereceği sığınmacı krizi yönetiminin Merkel için fazla
tehlikeli olacağından mı? Başbakan tecrit olmuş durumda: Avrupa'da Çek Cumhuriyeti,
Polonya, Macaristan ve Baltık devletlerinden sonra şimdi de İspanya, İngiltere,
Danimarka, Hollanda, Portekiz, Slovenya ve Hırvatistan izlediği siyasi çizgiye isyan
ediyor. Hrıstiyan Birlik milletvekilleri tehdit mektupları kaleme alıyor, Hrıstiyan Sosyal
Birlik lideri Horst Seehofer Başbakan'ı yaylım ateşine tutuyor ve artık ona yardım elini
uzatmıyor. Ve şimdi de tüm bunlar Merkel'in kendi hükümeti içinde
oluyor.”
Halle'de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'un aynı olayla ilgili yorumu ise şu şekilde:
“Merkel'in mülteci politikası koordinasyonunu
Başbakanlık Dairesi'ne alması, kendisi
açısından İçişleri Bakanı'na rütbe tenzili anlamına gelmeyebilir. Fiilen ise bu kapıya
çıkıyor. Thomas de Maiziere her türlü otoritesini kaybediyor. Berlin'de hiçbir üst
siyasetçi otoritesi olmadan tutunamaz. Bu onun ilk yetki kaybı. De Maiziere gibi
bir
görev adamının en sonunda fırlatılıp atılması akla hayale pek gelecek gibi değil ama
sonuçta tamamen imkansız da sayılmamalı. Şüphesiz konu şahıslarla epeydir ilgili değil.
Objektif gereklilikle siyasi elverişlilik arasındaki darboğazdan çıkmaya çalışan kişi,
pragmatizmden şaşmamalı. En sonunda maddi olarak doğru olanın siyasi olarak da
elverişli olduğuna güvenmeli. Zira içinden geçilen zamanda hiçbir şeyin
güvencesi yok.”