Mersin'deki polisevi saldırısının ardından kentte peş peşe operasyonlar düzenlendi. Saldırıyla ilgisi olmayan Mersin Belediyesi'nin 18 çalışanı hakkında "propaganda" iddiasıyla gözaltı kararı verildi.Mersin'de 26 Eylül'de PKK üyesi olduğu belirtilen iki kadın saldırgan tarafından gerçekleştirilen ve polis memuru Sedat Gezer'in hayatını kaybettiği saldırının ardından kentte peş peşe iki operasyon düzenlendi. Operasyonların ilki, saldırıyla bağlantılı olduğu değerlendirilen 22 kişiye yönelik gerçekleşti. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, önceden kimlikleri ve adresleri belirlenen 22 şüpheliyi gözaltına aldı.
Polisin ikinci operasyonunun ana hedefi ise CHP'li Mersin Büyükşehir Belediyesi çalışanları oldu. PKK/KCK'nın Mersin'de propagandasını yaptığı ileri sürülen aralarında 18 belediye çalışanının olduğu 30 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Güneş'in evi Özel Harekat polisleri tarafından sabah saatlerinde basıldı. Baskın sırasında bazı gazetecilerin çekim yapmasına izin verildi.
Ne olmuştu?
26 Eylül Pazartesi akşamı Mersin Mezitli Tece Mahallesi'ndeki polisevine silahlı baskın düzenlenmiş ve baskın sırasında bir polis memuru hayatını kaybetmişti. Çatışma sırasında evinin balkonunda oturan bir kadın, vücuduna isabet eden kurşunla, 2 kişi ise patlama sırasında yüksekten düşerek yaralanmıştı. Diğer yaralı polis memurunun ise durumunun iyi olduğu öğrenildi.
İçişleri Bakanlığı da "saldırının iki PKK'lı kadın terörist tarafından düzenlendiğini" duyurdu. Daha sonra saldırganlardan birinin isminin Dilşah Ercan olduğu ve bu kişinin isminin de CHP'nin 2012'de hazırladığı "tutuklu gazeteciler" raporunda yer aldığı gündeme geldi. Bunun üzerine iktidar kanadından saldırıyla ilgili eleştiriler CHP'ye yöneldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dilşah Ercan ile ilgili iddiaya ilişkin "Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP ya CHP'nin gazeteci, siyasetçi diye sahip çıktığı kesimlere çıkar" açıklamasını yaptı.
Suçlamalara TBMM'de dün düzenlediği basın toplantısına yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Erdoğan'ın açıklamasına "İğrenç bir algı operasyonuna niyetleniyorlar" sözleriyle tepki gösterdi. Raporu, CHP'nin 2012'de hazırlayıp 2013'te paylaştığını ve o dönem bütün siyasi partilere yolladığıni ifade eden Özel, "Tutuklu Gazeteciler Raporu'nun bir sayfasından CHP'nin hesap soran iftira atan hadsizler var. Saldırıda ölen teröristin isminin raporda yazmasını üzerine CHP buna gazeteci dedi diyorlar. Rapor 2012 yılından. CHP adı bilinen tutuklu gazetecileri cezaevinde ziyaret ediyor. Gazetecilik faaliyeti içerisinde olan 72 kişi mektup yazarak çalıştığı yerleri ve varsa uğradığı hak ihlallerini yazıyor. Toplam 188 kişi var. O raporoda yer alan üç kişi şu an vekil olarak TBMM'de" ifadelerini kullandı.
DW,TY,HT,AU,HS