Hakkında nitelikli dolandırıcılıktan rüşvet vermeye, otorite kullanarak menfaat sağlamaktan nüfus kullanmaya kadar pek çok suçlamada bulunulan Mersin Vali Yardımcısı Mustafa Atsız soruşturma sürerken halen görevde. Atsız soruşturma izninin kaldırılması için mahkemeye itirazda bulundu.
Daha önce Kayseri ve Nevşehir vali yardımcılığı görevinde bulunan, halen aynı görevi Mersin'de sürdüren Mustafa Atsız hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, nüfuz kullanmak, rüşvet vermek, şirket ortakları arasında çıkan anlaşmazlıkta arabuluculuk yapmak, bu işlemde maddi menfaat karşılığı bir tarafı saf dışı bırakmak, görevi nedeniyle kamu otoritesini kullanarak ticari ve maddi menfaat sağlamak, bazı savcılarla iyi ilişkiler kurarak gözaltına alınan iş adamlarını para karşılığı serbest bıraktırmak, mal varlığını gizlemek” suçlamasıyla geçen yıl 20 Aralık'ta soruşturma izni verildi. Sözcü’den Saygı Öztürk’ün haberine göre, hakkındaki ağır iddialara rağmen Atsız'ın halen İçişleri Bakanlığı tarafından görevde tutulduğu ortaya çıktı.
FETÖ davalarıyla ilgili telefon konuşmaları ortaya çıkan ancak bunun FETÖ'cüler tarafından yapıldığını öne süren Atsız, valiliğin soruşturma izninin kaldırılması için Adana Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
Atsız 10 sayfalık savunmasında kendisini şöyle savundu:
“Adliyeden tanıdığı bazı savcılarla iyi ilişkiler kurarak gözaltındaki iş adamlarını bıraktırmak için girişimlerde bulunduğu iddiası iftiradır. FETÖ'cü olarak gördüğüm hâkim savcıları HSK'ya şikâyet etmem görevimin bir gereğidir. Nitekim kanun gereğince mülki idare amirleri bir suça vakıf olduklarında bu suçu ilgili mercilere iletmek zorundadır. Aksi şekli suç teşkil eder. Mal varlığımızın devlet memuru maaşıyla elde edilemeyecek kadar yüksek olduğu belirtiliyor. Daha önce bu konu incelenmiş ve beraat etmiştim. Müfettiş tarafından eksik soruşturma yapıldığı anlaşılıyor. Müfettiş, teknelerimi ve yatı incelememiştir. Savunma hakkım yasaya aykırı olarak kısıtlandı. Mersin Valiliği tarafından verilen soruşturma izni kararı ciddiyetten uzak ve yasaya aykırı bir karardır. FETÖ davalarında devlet adına müşteki olmamın cezalandırılması demektedir. Bu yasal haklarımın ihlalidir.”