T24 Haber Merkezi
Kocaeli Kartepe’deki Bekaert Çelik Kablo işçileri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı Resmi Gazete'de yayımlanan ‘milli güvenlik gerekçesiyle 60 gün grev erteleme' kararına rağmen greve başladı. Birleşik Metal İş Başkanı Adnan Serdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığının altında imzası bulunan kağıdı bize gece saat 03.30’da tebliğ ettiler. Polis bize ‘Cumhurbaşkanlığının kararnamesi var, bu fabrika greve çıkamaz’ dedi. Alınan karar yasa dışıdır ve yasa dışı kararı tanımıyoruz. Haklarımızı alana kadar, taleplerimiz gerçekleşene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Birleşik Metal İş Başkanı Serdaroğlu, Bekaert Çelik Kablo işçilerinin 'yasak' kararına rağmen devam eden grevine ilişkin olarak yaşanan gelişmeleri Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
"Arkalarına hükümeti almışlar, oradan da cesaret alarak grev süreci içerisindeki yaklaşımlarımızı bir adım ileriye götürmediler" diye konuşan Serdaroğlu, "Son iki yıl içerisinde Türkiye, alt üst oldu. İnsanlar en azından toplu sözleşmede nefes alacak bir ücreti yakalamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. Kararın 'yasadışı' olduğunu söyleyen Serdaroğlu, kararı tanımadıklarını ifade etti.
Adnan Serdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Son iki yıl içerisinde Türkiye alt üst oldu; her şeye her gün, her saat zam geliyor"
“Burası Belçika’nın önemli bir firması ve Türkiye’deki fabrika da dünyanın önemli fabrikalarından. Fabrika çelikten lastiklerin içerisindeki kullanılan teli üretiyor. Firmadaki arkadaşlarımız Belçika Euro’su üzerinden 2.3 Euro saatlik ücreti alıyorlar. Yüzde yüzün üzerinde zam talep ediyoruz. Belçika’da saat ücretleri 25 Euro, biz 5 Euro istiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ona bile rıza göstermiyor. Aynı zamanda oradaki asgari ücret 1842 Euro, 277 Euro. Buradaki arkadaşlarımızla Belçika’daki fabrikanın en düşük ücreti asgari ücretinin yarısın da altında zam talep ediyoruz. Bizim önerdiğimiz ücretin yarısını bile vermiyorlar. Arkalarına hükümeti de almışlar. Grev yasağı da biliyorlar, greve çıkamazlar diye ve oradan da cesaret alarak grev süreci içerisindeki yaklaşımlarımızı bir adım ileriye götürmediler. Biz defalarca sözleşme yapmış bir sendikayız ilk defa sözleşme yapılan bir yer değil. Bu güne kadar da karşılıklı diyalog da sağlanmıştı ancak son iki yıl içerisinde Türkiye, alt üst oldu. İnsanların bu kadar yoksullaştığı, gelir düzeylerinin düştüğü bir dönem oldu ki neyi isteseler bir tarafları eksik kalıyor çünkü her şeye her gün, her saat zam geliyor. İnsanlar en azından toplu sözleşmede nefes alacak bir ücreti yakalamaya çalışıyorlar.”
"Yasa dışı kararı tanımıyoruz"
“Belçika’daki işçilerin rakamlarını sırf karşılıklı rakamlar bilinsin diye söylüyorum yoksa kıyaslama yapmamız mümkün. Bakan bey, asgari ücretli çalışanın azalması için sendikalaşmak lazım, toplu sözleşme yapmak lazım derken bir hafta sonra bizim grevimizi yasaklıyor. Buradaki işçilerin durumunun farkında mısınız diye Cumhurbaşkanına defalarca sorduk. İşçileri bu kadar mağdur etmek bu ülkenin devleti karşılıklı olarak bir sosyal devlet anlayışı içerisinde hakem olur. Patronları sürekli el üstünde tutan, sadece onların haklarını koruyan bir anlayış olmaz. Lastik fabrikalarının içindeki çelik ile milli güvenliğin ne ilgisi var? hiçbir ilgisi yok ama başka bir gerekçe bulamıyorlar. Biz en çok grevi yasaklanan sendikayız. Defalarca Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettik ve en son karar çıkarttı. Hükümetin almış olduğu bu karara karşılık, ‘sizin yaptığınız iş Anayasa’ya aykırıdır’, dedi ve devlet sendikamıza 52 bin TL tazminat ödetti. Anayasa Mahkemesi her grevden sonra tekrar tekrar karar almaz ki. Cumhurbaşkanlığının altında imzası bulunan kağıdı bize gece saat 03.30’da tebliğ ettiler. Polis bize tebliğ etti ve , ‘Cumhurbaşkanlığının kararnamesi var, bu fabrika greve çıkamaz’ dedi. Alınan karar yasa dışıdır ve yasa dışı kararı tanımıyoruz. Haklarımızı alana kadar, taleplerimiz gerçekleşene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”
