Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, aradan geçen 15 yıla rağmen Muhsin Yazıcıoğlu davasının bir türlü aydınlatılamadığını belirterek, "Resmen işi karartmaya, kapatmaya, başkalaştırmaya çalışıyorlar. Zaten bu davanın şu an hırsızlıktan açılıyor olması ve görülüyor olması, tek başına Muhsin Yazıcıoğlu davasının kapatılması demektir" dedi.
Kahramanmaraş'ta 15 yıl önce düşen helikopterde bulunan Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmayı yönlendirdikleri iddiasıyla 19 kişinin yargılandığı davanın 12'nci duruşması görüldü. Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya, taraflar avukatları, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ve Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır katılırken, tutuksuz sanık Davut Uçum başka bir suçtan hükümlü olduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla mahkeme salonuna bağladı. Duruşmada ilk olarak Ebubekir Semih Yüksekkaya, savunma yaptı.
Suçlamaları reddetti
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterindeki GPS cihazlarını çaldıkları iddiasıyla 'kişinin ölümünden yararlanarak hırsızlık ve silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından yargılanan Yüksekkaya, suçlamaları kabul etmedi. Aynı suçlardan yargılanan Davut Uçum da suçlamaları reddetti. Helikopter düştükten sonra çekilen fotoğraf üzerinden savunma yapan Uçum, karlar üzerinde çekilen fotoğrafta çalındığı öne sürülen cihazın panelde olduğunun görüldüğü belirterek, eğer cihazlar ortada yoksa bunun sorumlularının Kaza Soruşturma Kurulu (KSK) heyeti olduğunu söyledi. Sanık avukatları da KSK heyetini sorumlu tutarak, müvekkillerinin beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, duruşmayı 16 Ekim'e erteledi.
"Zaten dava zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya"
Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan Remzi Çayır, aradan geçen 15 yıla rağmen Yazıcıoğlu davasının bir türlü aydınlatılamadığını söyledi. Çayır, bugün 12'nci duruşması görülen davanın zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Üzülerek, içimiz kan ağlayarak ve içimizdeki o öfkeyi de diri tutarak kamuoyu bilmelidir ki bu davayı kimse ne zaman aşımına uğratabilir ne kapatabilir ne unutturabilir. Şu anda yapılmak istenenin farkındayız. Zaten dava zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya. Ana dava açılmamış; şu an yürütülmekte olan dava da daha önce ifade ettiğimiz gibi kamuoyunda çok yanlış bir şekilde bir tezahürü var. Sanki Kahramanmaraş'ta Muhsin Yazıcıoğlu'nun katillerinin sorgulandığı, yargılandığı bir davaya geliyoruz. Alakası yok. Ortada ne katiller var ne dava var ne dava süreci var. Sadece Göksun'da ilgili savcının bir iddianamesi var. İddianame ne? Muhsin Başkanımızın, şehit liderimizin helikopterinden çalınan, çalındığı iddia edilen veya söküldüğü iddia edilen aletleri tutmuşlar davayı örtmek, delil karartmaktan değil de hırsızlıktan dava açılmış. Şu anda FETÖ'den yargılananlar, içeride olanlar ve kaza kırım ekibi güya bu hırsızlık davasından yargılanıyor. Bir insan böyle bir şeyden nasıl nemalanabilir? Neden hırsızlık yapabilir? Saçma, sapan. Doğrudan davanın örtüldüğü, davanın başkalaştırıldığı, işin başka yöne çekildiği gibi bir gerçeklik var ortada. Resmen işi karartmaya, kapatmaya, başkalaştırmaya çalışıyorlar. Zaten bu davanın şu an hırsızlıktan açılıyor olması ve görülüyor olması, tek başına Muhsin Yazıcıoğlu davasının kapatılması demektir." (DHA)