Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören yasa teklifine ilişkin olarak, "Çünkü, yasa önerisi tecavüzcüyü bırakmakla kalmıyor.. Tecavüze uğrayan kızı tecavüzcüsünün yatağına itiyor.. Zorluyor.. İkinci kez tecavüze zorluyor" dedi. "İktidar yaptığı işin doğruluğuna inanıyorsa.. Tepki almayacağını düşünüyorsa.. Neden gece yarısı önergesiyle araya sıkıştırdı" diye soran Tezkan, "Neden yangından mal kaçırma taktiği izledi. Neden komisyonlarda görüşülmedi. Neden?" sorularına cevap aradı.
Tezkan'ın Milliyet'te "Kanayan yaraysa, neden gece yarısı?" başlığıyla yayımlanan (20 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Perşembe gece yarısı altı milletvekili tecavüzcülere af önergesi verdi..
Çarşı o gece karıştı..
Başbakan savunuyor..
Adalet Bakanı savunuyor.. Zaten altı milletvekilinin habersiz hareket etmesi söz konusu değil..
Boylarını aşar!.
Belli ki; Danışıklı dövüş..
***
AKP’li vekillerin kabul oyu verdiği önergeye göre; 16.11.2016 tarihine kadar cinsel istismar suçunda mahkûm olanlar mağdurla evlenmesi durumunda tahliye edilecek..
Yani fail serbest bırakılacak..
Fail mi demek lazım, sapık mı denmeli bilmiyorum..
Sapık demek daha doğru olur..
Adam 30 yaşında, 40 yaşında, 60 yaşında; 12 yaşındaki, 13 yaşındaki, 15 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulunmuş..
Şu cinsel istismar lafını da sevmiyorum.. Meseleyi hafifletiyor..
Resmen tecavüz..
***
Getirilmek istenen yasa çocuğa diyor ki; tecavüzcünle evlen!.
Efendim, evlilik kızın rızasıyla olursa..
Cebir, şiddet, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın..
Cevabı başkan yardımcılığını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Bayraktar’ın yaptığı KADEM derneği verdi..
Tecavüzcülere af getiren milletvekillerine sordu..
‘Cebir ve tehdit olmasa bile küçük yaştaki kız çocuğunun kendi iradesi nasıl tespit edilecek?’
Haklı..
Çünkü, yasa önerisi tecavüzcüyü bırakmakla kalmıyor.. Tecavüze uğrayan kızı tecavüzcüsünün yatağına itiyor.. Zorluyor.. İkinci kez tecavüze zorluyor..
***
Affı savunan Başbakan demiş ki; ‘Geçmişte bu cezaların varlığından haberdar olmayanlar var. Bir kereye mahsus mağduriyetlerini gideriyoruz. Bundan böyle bu şekilde evlenmeler olursa yine suç olacak.’
Bunu sokaktaki adam değil..
Başbakan söylüyor..
Çocuklarla imam nikâhıyla evlenerek yatağa girmenin (zorla, şiddet kullanarak, tehditle veya ailesinden satın alınarak veya arzusuyla önemli değil) suç olduğunu bilmeyenler varmış..
Yasayı bilmemek ne zamandan beri mağduriyet nedeni..
Yarın öbür gün biri çıkar da..
Adam öldürmenin suç olduğunu bilmiyordum derse..
Dolandırıcılığın suç olduğunu bilmiyordum derse..
Yolsuzluğun suç olduğunu bilmiyordum derse..
PKK’ya katılmanın suç olduğunu bilmiyordum derse..
FETÖ’ye girmenin suç olduğunu bilmiyordum derse..
ByLock kullanmanın suç olduğunu bilmiyordum derse..
Darbe girişimine katılmanın suç olduğunu bilmiyordum derse..
***
Hukukçuların, psikologların yorumu şu..
Tecavüzcüye af çıkarsa..
BİR: Çocuk gelinlerin sayısı artar..
İKİ: Çocuklara tecavüz meşru hale gelir..
Olur mu canım diyorlar; 16 Kasım’dan sonra aynı suçu işleyenler yine cezaya çarptırılacak..
Ne yani 16 Kasım günü 14 yaşındaki kıza tecavüz eden evlenme koşuluyla serbest kalacak, hatta mağdur ilan edilecek, hata Türkiye’nin kanayan yarası sayılacak..
17 Kasım sabahı tecavüz eden hapsi boylayacak..
Böyle şey olur mu?
***
Yazılanlara, çizilenlere baktım.. Bu iş, en hızlı iktidar destekçilerinin bile.. İktidarı gözü kapalı alkışlayanların bile içine sinmemiş..
Kaş yapayım derken göz çıkarıldığını söylemişler..
Kabul edilemez bulmuşlar..
***
Aslında o mu, bu mu?.
Kanayan yaraya merhem mi, yeni yaralar açmak mı diye fazla düşünmenin anlamı yok..
Soru şu..
İktidar yaptığı işin doğruluğuna inanıyorsa.. Tepki almayacağını düşünüyorsa.. Neden gece yarısı önergesiyle araya sıkıştırdı..
Neden yangından mal kaçırma taktiği izledi..
Neden komisyonlarda görüşülmedi..
Neden?
İyi pazarlar..