Alfred W. Alberts, ABD’nin onayladığı ilk kandaki kolestrol seviyesini düşüren ilacı bulan bilim insanıydı. 16 Haziran günü, Fort Collins-Colarado’da hayatını kaybetti. Oğlu Eli Alberts, babasının, evinin yakınındaki bir rehabilitasyon merkezinde öldüğünü doğruladı.
Alberts’in hayatı, bilim insanlarının içinde ‘ilginç’ olarak nitelendirilebilecek bir yaşam öyküsüydü. Herhangi bir üniversiteden tıp doktoru olarak mezun olmamış, akademik kariyer yapmamıştı. İşe bir laboratuvarda teknisyen olarak başladı ama Nobel kazanan Dr. Michael Brown gibi insanlarla eşit pozisyonlara kadar çıkmayı başardı. Alberts’in en çalıştığı önemli ilaç firmalarından Merck’in yöneticisi Dr. Roy Vagelos, New York Times’a verdiği mülakatta, Alberts’i ‘sağ kolu’ olarak tanımladı. ‘’Biz daha çok kardeş, hatta ikiz gibiydik.’’
Doktorlara çare oldu
1970’li yıllarda Alberts, kolestrol seviyelerinde kontrollü değişimlere sebep olabilecek kimyasal bileşeni icat etmeden önce doktorlar, kolestrol sorunu yaşayan hastaların karşısında çoğu zaman çaresiz duruma düşüyordu. Birtakım ilaçların kolestrol hastalarına iyi geldiği biliniyordu ancak bu ilaçların etkilerinin hatırı sayılır düzeyde olması için yüksek doz alınması gerekiyordu. Yüksek dozun geri alınamaz yan etkileri olabiliyordu.
Aslında 1964’ten beri bilim insanları, vücutta bazı enzimlerin bloke edilmesiyle (HMG-CoA) kolestrol seviyesinin dizginlenebileceğinin bilincindeydi. Ancak insana zarar vermeden bu işlevi görebilecek bir ilacın üretilmesi meselesinde yol alınmıyordu.
Dr. Vagelos, Merck’in başına geçmesinin ardından bu ilacın üretilmesi için çalışan bölümün başına Alberts’in geçmesine karar verdi. Bir süre sonra Merck çalışanları, Japon ilaç firması Daiichi Sankyo ile rekabet içinde olduklarını öğrendiler. Sankyo’da bir ilacın üretimine bile başlanmıştı. Ancak şirket, bir anda çalışmalarını durdurdu. Sebebi hiçbir zaman açıklanmadı; ilacın deneklerde tümöre sebep olduğu iddia edildi.
Tam bu dönemde Merck’te Alberts’in başını çektiği ekip, ilaç üzerine iyice yoğunlaşmıştı. Ancak Alberts istifa etmeyi düşünüyordu. İlacın denekler üzerinde hiçbir yan etkiye sebep olmadığını gördüğünde, elinde bir cevher olduğunu fark etti. İşi bırakmadı. İlacın seri üretime başlamasıyla beraber yüksek kolestrol hastası Alberts de kendi icadı olan ilaçla tedaviye başladı.
''Karşınızda kim var, biliyor musunuz?''
Ölümünün ardından konuşan Nobel ödüllü bilim insanı Brown, ‘Alberts’in hiçbir zaman şan peşinde koşmadığını, öne çıkmak gibi bir derdinin olmadığını’ söyledi, ‘bu yüzden de yeterince takdir edilmediğini’ ekledi. ‘’Her ilacın arkasında bir kahraman vardır. Alberts, şarkısı söylenmemiş bir kahramandır.’’
Colarado’da ailesiyle tatildeyken ilk kalp krizinin belirtileriyle hastaneye giden Alberts, New York’taki doktoruyla iletişim kurulmasını istedi. Colarado’da, Alberts’in yanındaki doktora telefonda ‘’Karşınızda kim olduğunu biliyor musunuz?’’ diye sorunca doktor, bir Google aramasıyla Alberts’in modern tıp için ne kadar önemli bir insan olduğunu anladı.
Hayatı boyunca şöhret sahibi olmayan Alberts’ten doktorlar imza almaya çalışıyorlardı artık. Ancak Alberts, hayatının son günlerindeydi.
Oğlu Eli’a yakın bir rehabilitasyon merkezinde geçirdiği kalp krizinin ardından iyileşmek için dinlenirken yeniden kalbi sıkıştı ve hayatını kaybetti.
Doktor Brown’un dediği gibi, ‘şarkısı söylenmeden’ yaşamını yitirdiğinde 87 yaşındaydı.