Almanya'da neredeyse her köşe başında eski giysilerin atıldığı konteynerleri görmek mümkün. Artık kullanılmayan, eski giysilerin yüzde 75'i bu konteynerlerde toplanıyor. Ancak Almanlara pratik gelen bu sistem, dünyanın başka bölgelerinde sorunlara yol açıyor. Almanya'daki eski giysilerin büyük bölümü Asya ve Afrika'daki ülkelere gönderiliyor. Doğu Afrika'da pekçok ülke ise artık eski kıyafetleri kabul etmek istemiyor.
Çevre örgütü Greenpeace'te tekstil uzmanı olarak görev yapan Kirstin Brodde, "Bizim kıyafetlerimiz ikinci el ürünlerinin yolunu kesiyor" diyor. Ancak Brodde'nın bahsettiği tıkanma aslında varolan sorunun sadece belirtilerinden birisi. Sorunun adı ise "Fast Fashion", yani hızlı moda.
Almanya gibi ülkeler hem çok hızlı hem de çok fazla tüketiyor. Dünya genelinde son 15 yılda satılan giysi miktarı iki katına çıkarken, giysilerin ortalama kullanılma süresi gittikçe azalıyor. Aldığımız yeni bir giysiyi ortalama bir sene kullanıyoruz. Yırtılan kıyafetleri dikip tekrar kullanmaktansa çoğunlukla atmayı tercih ediyoruz.
Greenpeace görevlisi Brodde "Artık kimse düğme dikmeyi bile beceremiyor" diyerek tüketim biçimimizi eleştiriyor. "Aslında daha az alışveriş yapmamız ve aldığımız kıyafetleri belki dünyanın başka bir yerinde bir başkasının giymesini umarak kısa süre sonra konteynerlere atmaktansa daha uzun süre kullanmamız gerekir" diyor Brodde.
Devasa miktarda karbondioksit salınımı
Giysilerin ucuzluğu ise bu eğilimi destekliyor. Her ne kadar mağazalarda müşterilerin ürüne ödediği fiyat düşük gibi görünse de, doğanın ödediği bedel oldukça yüksek. Tekstil üretimi her yıl bir milyar ton kardondioksit salınımına yol açıyor. Bu miktar her yıl tüm uluslararası uçuşlar ve gemi yolculuklarında salınan karbondioksit oranının toplamından daha fazla. Bunun yanı sıra tekstil liflerinden oluşan mikroplastiklerin ve kullanılan diğer kimyasal maddelerin kirlettiği denizler de cabası.
"Aslında tekstil şirketlerine çevreci üretim yapılması yönünde daha fazla baskı uygulanması gerekir. Bu şekilde üretim daha pahalı olacak ve şirketler de bu kadar ucuz üretim yapmayacaktır" diyor Brodde. Greenpeace'in "Detox Kampanyası"nı yürüten Brodde kampanya dahilinde tekstil şirketlerine nasıl kimyasal madde kullanmadan üretim yapabilecekleri konusunda danışma hizmeti sunuyor. H&M'den Adidas'a kadar toplam 79 uluslararası şirket 2020 yılına kadar kullandıkları zararlı maddeler yerine zararsız maddeler kullanmayı taahhüt etti.
İyi niyet mi yoksa pazarlama stratejisi mi?
Bu tip projeler büyük şirketlerin de sürdürebilirliğin arık "moda" olduğunu anladıklarını gösteriyor. Ama bu projeler sürdürebilirlik adına atılmış samimi adımlar mı, yoksa sadece göz boyamak için başlatılmış pazarlama stratejileri mi?
Tekstil ve Moda Sanayicileri Derneği'nden yapılan açıklamada, "Büyük moda firmaları üretimde değişikliğe gitmek zorunda. Alman sanayisi bu konuda öncü olmalı. Almanya'da tekstil üretimindeki ekolojik ve sosyal standartlar diğer ülkelerden çok daha yüksek. Sektörün çevre konusundaki hassasiyeti diğer ülkelere örnek olacak seviyede" deniyor.
Greenpeace çalışanı Kirstin Brodde da şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda yeni stratejiler üretmesi gerektiğini düşünüyor. Yeni ekonomi sistemleri hakkında ataştırmalar yapan İngiliz Ellen McArthur Vakfı bu şekilde tekstil üretimine devam edildiği takdirde sonuçların çevre için feci sonuçlar vereceğini ortaya koyuyor. Afrika ve Asya'da artan tekstil talebi de göz önünde bulundurulduğunda ve tekstil üretiminin aynı hızda devam etmesi halinde 2015 yılında tekstil üretiminin bugünden üç kat daha fazla olacağı belirtiliyor.
Yeni çözümler de var
Giyim sanayisini daha sürdürülebilir kılmak için üzerinde çalışılan çözümlerden biri "Circular Economy", bir diğer deyişle devirdaim ekonomisi. Yani dayanıklı hammaddelerin mümkün olduğunca uzun ve birçok kez kullanılabilmesi. İdeal durumda bu döngü için gereken enerjini yenilebilir kaynaklardan sağlanması öngörülüyor.
Birçok büyük üretici bu şekilde üretim yapmayı amaçlıyor. H&M'de bulunan sürdürebilirlik projesi yöneticisi Anna Gedda, "Geri dönüşümü yapılmış ve sürdürülebilir şekilde elde edilmiş maddeler kullanarak yüzde yüz geri dönüşüm sağlamak istiyoruz" diyor. H&M şirketi geçen sene üretim fazlası mallarını yakarak imha ettiği için eleştirilere hedef olmuştu.
Greenpeace çalışanlarından Brodde da, "Hem sanayi bu fazla üretimden vazgeçmeli hem de biz sürekli alışveriş yaparak elbise dolaplarımızı tıka basa doldurmaktan vazgeçmeliyiz" diyor.
Melina Grundmann
© Deutsche Welle Türkçe