T24 Haber Merkezi
Oyuncu Ozan Güven'in kendisine şiddet uyguladığını açıklayan Deniz Bulutsuz'a kadın örgütlerinin desteği sürerken, kadına şiddet konusunda çalışmalar yürüten Mor Çatı, "şiddet uygulayan erkekler her türlü sosyo-ekonomik statüden olabilir" dedi.
Mor Çatı yaptığı açıklamada, kamuoyunca tanınan bir kişi tarafından şiddete maruz bırakılan kadınların yaşadıklarını paylaşmalarının ardından başlayan tartışmaların "Kadına yönelik şiddeti kavramakla ilgili önemli eksiklikleri de gösteriyor" ifadesini kullandı.
Mor Çatı'nın açıklaması şöyle:
"Erkekler kadınlara güç göstermek, öfke boşaltmak, kadınları kontrol etmek ya da cezalandırmak için şiddet uygularlar. Şiddet seçilmiş bir davranıştır, şiddet uygulayan kime, ne zaman ve nasıl şiddet uygulayacağını seçer.
Şiddet uygulayan erkekler her türlü sosyo-ekonomik statüden olabilir. Bu nedenle bir kişinin kamuoyunda ya da sosyal çevresinde sevilen bir kişi olması bir kadına şiddet uygulamayacağının göstergesi olamaz.
Kadınlar için maruz kaldıkları şiddeti paylaşmanın zorluğu her seferinde daha görünür oluyor. Yaşadıkları şiddeti dile getiren kadınlar yalan söylemekle suçlanıyor veya şiddeti hak etmekle yargılanıyor. Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz ve şiddet uygulamak suçtur.
"Şiddeti dile getirmenin nedeni şiddetten uzaklaşmaktır"
Kadınların tüm bu olası suçlamalara ve önyargılara rağmen yaşadıkları şiddeti dile getirmelerindeki sebep şiddetten uzaklaşmak ve başka kadınlara güç vermektir.
Diğer bir sebep de kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin korunup kollanmalarını, daha da güçlenerek kadınlara şiddet uygulamaya devam etmelerini önlemektir.
Kadınların yalan söylediğine dair yaygın inanış, kadınlara güvenilmeyeceğine dair yerleşik erkek egemen söylemin sonucudur. Bu inanışın aksine kadınlar erkeklere iftira etmek için şiddet beyanında bulunmaz, hatta genellikle kendilerine inanılmayacağını düşünerek yıllarca susar.
Çoğu zaman paylaştıkları için kariyerinin son bulmasından yalnızlaşmaya kadar pek çok bedel ödemek zorunda kaldıklarını görüyoruz.
"Kadının beyanı esastır, aksini ispat karşı tarafın yükümlülüğüdür"
Tüm bu önyargıların yanı sıra şiddet özel alanda gerçekleştiği, yani tanığı olmadığı için kadının beyanı esastır, aksini ispatlamak karşı tarafın yükümlülüğüdür.
Ayrıca şiddet uygulayan erkeklerin savunmalarının birbirine bu kadar benzemesinin ise tesadüf değil, erkeklerin şiddet uygulamaya sonsuz hakları olduğuna inanmalarının bir sonucu olduğunu düşünüyoruz.
Benzer beyanları kadın cinayetleri davalarında haksız tahrik indirimi talep eden erkeklerin savunmalarında da görüyoruz.
Erkek şiddetine karşı mücadele şiddete maruz kalan kadınlara inanıp, dayanışma sağlayıp, şiddete sıfır tolerans göstermekle mümkün.
Kadınlara hem şiddet uygulayan hem de şiddet uygulamadığını iddia eden erkeklerin ve onlara inanan kamuoyunun olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Bu nedenle 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi kadınların haklarını güvence altına alan önemli kazanımlardır. Bunlara yönelik saldırıların arkasındaki kadın düşmanlığını görmeye ve dayanışmamızı güçlendirerek beraber mücadele etmeye çağırıyoruz."