Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde bulunan Gökçe sahilinde yapılması planlanan festivalin yol açacağı ses, ışık ve insan baskısının ekosistemi tahrip edeceği gerekçesiyle tepki gösterdi.
Muğla’nın Ula İlçesi’ne bağlı, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde bulunan Gökçe Mahallesi’nde yaşayan Çağdaş Adıgüzel, 13-16 Temmuz 2022 tarihleri arasında “Çağdaş Fest” isimli müzik festivali yapmayı planlandı. MUÇEP Gökova Meclisi de festivalin yapılacağı alanda oluşacak ses, ışık ve insan baskısı nedenleriyle ekosistemin tahrip edileceğini söyledi.
MUÇEP Gökova Meclisi’nden konuya ilişkin yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"Festival ve kamp alanı olarak kullanılacağı duyurulan alan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde, Nitelikli Koruma Alanı statüsünde ve uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan bir doğa koruma alandır. Belirtilen faaliyetler sırasında yoğun araç ve insan trafiği, ses, ışık ve atıkların neden olacağı kirlilik dikkate alındığında ekosistemin çok büyük zarar göreceği açıktır.
"Uygun değildir ve suçtur"
Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planında, ‘bölgede yaban hayatına zarar verecek, rahatsızlık yaratacak ve ekolojik ilişkilerin bozulmasına neden olabilecek hiçbir faaliyete izin verilemez’ denilmektedir. Festivali gerçekleştirmek için seçilen alan hassas ekosistemi tahrip edecektir; uygun değildir ve suçtur.
"Festival yerini değiştirmeye davet ediyoruz"
Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi olarak festivalin yapımcısını, katılmayı planlayan sanatçıları ve sponsorları doğaya ve yasalara saygılı olmaya, festivalin yerini değiştirmeye davet ediyoruz. Festivalin söz konusu alanda yapılmasında ısrar edilmesi durumunda engellenmesi için her türlü yasal ve meşru girişimde bulunacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.”
Festival sahibinden açıklama: biz tedbirimizi aldık
Festival ile ilgili ANKA Haber Ajansı’na konuşan festival sahibi Çağdaş Adıgüzel ise gerekli izinlerin alındığını, o bölge de boğa güreşleri, düğünlerin de yapıldığını söyledi. Adıgüzel, şöyle konuştu:
"Festival ile ilgili gerekli izinlerimiz mevcut. Kaymakamlıktan iznimizi aldık. Bizim festivalimiz zaten devlet arazisinde değil, şahıs arazilerinde. Arazi sahipleri de bunu onaylıyor. Bu alanlarda boğa güreşleri, düğünler yapılıyor. Bizim yaptığımız organizasyon da düğün etkinliği ile aynı organizasyon. Dün MUÇEP yetkilisi ile telefonda da bizzat görüştüm. Burada arkadaşlar dün bir bildiri yayınladılar, bilgi kirliliği. Orada carettalardan bahsediyorlar. O bölgede caretta yok ki. Çevre ve Şehirciliğin donelerine bakıyoruz, caretta yok. Yumurtlama alanı yok. Biz bir sahne platformu kuracağız ve bunu dördüncü gün sonunda kaldıracağız. Çevreyi kirleteceğimiz konusunda ise yapılmayan bir şeyin öngörüsünü nasıl yapıyorlar. Başka festivallerden yola çıkarak mı? Biz tedbirlerimizi aldık, hijyenik, sağlıklı olacak şekilde her şey düşünüldü."
"Valilik izin verdiyse yasaya aykırıdır"
Festival Sahibi Adıgüzel’in bu açıklamasına MUÇEP Gökova Meclisi Temsilcisi Serdar Denktaş’tan yanıt geldi. Denktaş, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:
"Organizatörün görüştüğünü belirttiği MUÇEP üyesi benim. Dün kendisi beni aradı ve görüştük. Bilgi kirliliği dediği basın açıklamamız da aslında carettalardan hiç söz edilmiyor. Sanırım bir kafa karışıklığı söz konusu. Açıklamamız da ki somut şikayet konularına da hiçbir şey söylemiyor. Kaymakamlıktan aldığını söylediği izin kopyasını istediğimizde bizimle paylaşmadı. İzin verecek olan kurum, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu'dur, yani valiliktir. Pazartesi günü valilik ile görüşüp gerçekten bir izin var mı yok mu öğreneceğiz. Eğer valilik bir izin verdiyse bu da yasaya aykırıdır. Bu durum da yürütmeyi durdurma talepli bir iptal davası açacağız. İzin verilmemişse zaten bu organizasyon yasaya aykırıdır.
"Hassas bir ekosistem söz konusu"
Festivalin yapılması planlanan alanda zaten boğa güreşleri yapıldığı bilgisi de doğru değildir. Boğa güreşleri Akçapınar'ın girişinde nitelikli koruma statüsünde olmayan bir alanda yapılmaktadır. Söz konusu olan uluslararası sözleşmeler ile koruma altında ve nesli tükenme tehdidi altında su samurlarının ve birçok endemik bitki ve hayvan türünün yaşam alanıdır. Konu sadece etrafa çöp atmamakla geçiştirilemeyecek kadar hassas bir ekosistem söz konusudur. Bu yüzden zaten bu alan özel Çevre koruma bölgesi ilan edilmiştir. Yasalarla koruma altına alınmıştır.
Doğanın sadece insanların keyif alacağı, sınırsız bir kaynak olarak görülmesi nedeniyle bugün bir iklim krizi ile karşı karşıyayız. Bu anlayışı artık terk etmek ve doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. En çok da iklim krizine bağlı doğa adetlerini yaşamaya başlamış bir bölgenin insanları olarak bunu yapmalıyız."