İç savaş nedeniyle 2004 yılında ülkesinden kaçmak için yola düşen Kumut Imesh’in mültecilik hikâyesinin anlatıldığı “Dönmek” filmi ödül rekoruna gidiyor. 18 festivalden ödülle dönen filmin yönetmeni David Fedele, “Bu filmde önemli olan, Imesh’in bu yolculuğu en baştan, tek başına yapması ve kameranın onda olması” dedi.
Kumut Imesh 14 yıl önce doğduğu Fildişi Sahili’nden önce Fas’a, oradan da Fransa’ya kaçak yollardan giden bir mülteci. Avustralyalı yönetmen Fedele ile tanışması onu bu tehlikeli yolculuğa yeniden çıkarak belgeselenin yapılmasının yolunu açmış. Uluslararası 18 festivalde ödül kazanan Imesh’in ikinci yolculuğunun görüntülerinden derlenen “Dönmek” filmi, 17 Ekim’de Avrupa Parlamentosu’nda da gösterildi.
Birgün'den Mustafa Dermanlı'ya konuşan David Fedel'in açıklamaları şöyle:
İmesh’le yollarınız nasıl kesişti?
Fas’ta film çekerken Kumut Imesh benim için çeviri yapıyordu. Gelip bana fikrini söyledi, ‘Yıllar önce yaptığım bu yolculuğu yeninden yapacağım, bunu çekebilir miyim’ dedi. Ben de dedim ki, ‘böyle bir şey nasıl olacak, deli misin, yeniden mi, en baştan yapacaksın, nasıl olur!’ İki ay boyunca bunu sürekli tartıştık, sonra yapmaya karar verdi. Bu ikimizin filmi. Ben bir kişiye bakmıyordum hikâye bulabilmek için, o birini arıyordu hikâyesini anlatmak için. O yüzden kesişti yolumuz, birlikte yapabildik, birbirimize ihtiyacımız vardı.
Yolculuk güvenlik açısından nasıldı?
Imesh’in film boyunca aldığı yol, göçmenler için dünyadaki en tehlikeli rota. Çok riskliydi. O’nun için riski en düşük seviyede tutmaya çalıştık film grubu olarak. Tüm yolculuk boyunca her gün WhatsApp’tan konuştuk, kontak halindeydik. Sigorta yapıldı. Riskleri minimalize etmeye çalıştık ama çölde tek başına yürüyordu, tabii ki bir anda her şey olabilirdi. Eğer böyle bir şey yapmaya kalkışıyorsan risklerin farkında olmalısın ve yola bununla çıkmalısın.
Röportajın ilerleyen dakikalarında David Fedele bana bir soru sormak istiyor ve “Benim bir Avustralya, bir İtalya pasaportum vardı, Türkiye vizem yoktu. Beş gün önce geldim, damgayı vurdular, beni içeri aldılar. Sizin için de durum böyle mi?” diyor. Sorusunun ardından hemen söze yine kendisi devam ediyor “Asıl demek istediğim bu işte! Filmi izleyenlerin bunu tartışmasını istiyorum. Çünkü bir sınır var ve sürekli şu tartışılıyor, ‘Sınır kapalı mı, açık mı mültecilere?’ Aslında oradaki sınır açık, bir yönden açık bir yönden kapalı.”
Röportajın tamamı için tıklayın.