Gazeteci-Yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şehir Üniversitesi ile ilgili yaptığı açıklamada yönelttiği suçlamaların yeni parti kurma hazırlığında bulunan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kampanyalarından duyduğu rahatsızlığı gösterdiğini belirtti. Erdoğan'ın her iki siyasetçinin ortaya koyduğu 'dürüstlük' meselesini yolsuzluk iddialarıyla elinden almayı amaçladığını söyleyen Yetkin, "Bu çerçevede Şehir Üniversitesi özelinde Şimşek ve hatta Gül’ün adını da anması, topyekûn cephe açmaya hazır olduğunun işareti" dedi.
BirGün'den Mehmet Emin Kurnaz'ın haberine göre, aynı konuşmada Erdoğan'ın Cumhur İttifakı’nın bölünemeyeceğini söylemesini, "Hem bu yönde bir endişesi olduğuna, hem de MHP ve lideri Bahçeli’yi AK Parti’den çıkması muhtemel yeni partilere karşında yanında görmek istediğine işaret ediyor” diye değerlendiren Yetkin, Davutoğlu’nun anında rest çekmesi ve aile servetlerinin karşılaştırılmasını önermesinin önemli olduğunu vurguladı. Yetkin, “Tarafların bütün çamaşırları ortaya dökmemesi için o mahallelerden sözü geçen kişilerin devreye girip ‘durun, siz kardeşsiniz’ deyip demeyeceğini bilmiyoruz ama bu olmazsa kamuoyu 17 yıllık iktidar boyunca gizli kalan pek çok şeyi öğrenecek demektir” diye konuştu.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı: Bu işi başka türlü bir şeye çevirdiler
TEKEL arazisinin Şehir Üniversitesi’ne devrine ilişkin açıklamalarda bulunan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen de, “Her iki taraf da Mimarlar Odası’nı işin içine katarak bu işi başka türlü bir şeye çevirdiler” dedi. Köymen şöyle konuştu:
“2009 yılından itibaren Mimarlar Odası açısından devam eden bir süreç var. Burası doğal sit alanı olduğu için biz bu koruma amaçlı imar planını onaylayan koruma kurulunun kararına ilişkin iptal davası açtık. Ardından uygulama imar planı yapıldı, ona da dava açtık ve bu davalar devam ederken de öğrendik ki bu bahse konu üniversite alanı olarak tescili yapılan ve planlanan alanın üniversiteye devri bedelsiz olarak yapılmış. Bedelsiz devrin iptali davasını ise 2015 yılında açtık. 2018’in sonunda önce yürütmeyi durdurma kararı alındı. Ardından da Danıştay bedelsiz devri iptal etti. Aslında süreç bu."
Sürecin, özel bir üniversiteye bedelsiz devir işlemi yapmak şeklinde planlandığına dikkat çeken Köymen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu bizim açımızdan bütün o davaların sonucunda bir mücadeledir. Cumhurbaşkanı da kendisi söyledi zaten ‘En güzel araziyi bir şehir üniversitesine kullanım hakkıyla vermiştik’ dedi. Bedelsiz devrettiklerini söylerken de aslında o zaman ilişkileri iyi olan bir yapıyı koruduğunu da açıkça ifade etmiş oldu. Ama biz bu kavganın hiçbir yerinde değiliz.”
Ne olmuştu?
Tartışmanın gündeminde yer alan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kampüs olarak kullandığı eski TEKEL arazisi üniversiteye bedelsiz olarak devredilmiş, arazinin kullanım hakkı girişimi davalara takılmıştı. Sadece eğitim faaliyetleri için kullanılacağı şerhinin düşüldüğü kararda, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de ismi vardı. Üniversite bunun ardından Halkbank’tan aldığı yatırım kredilerini de kullanarak arazide bir kampüs kurdu ve 2017’de buraya taşındı. Ancak bu sırada davalar devam ediyordu. Mimarlar Odası’nın arazinin bedelsiz tahsis edildiğine ilişkin açtığı davayı taşıdığı Danıştay, 2018’de bu suçlamayı haklı buldu. Halkbank ise Danıştay’ın kararını da gerekçe göstererek, üniversiteye tahsis ettiği kredi limitlerinin kullanımını durdurdu sonra da tüm bankalardaki varlıklarına tedbir koydu.
|