Mısır'da ordunun krizin çözümü için Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye verdiği sürede son 24 saate girildi. Gece saatlerinde halka seslenen Mursi, “Meşruiyetimi korumak için canımı vermeye hazırım” dedi. Ülkede sokaklar da hareketli, karşıt görüşlü gruplar arasında çıkan çatışmalarda 16 kişi hayatını kaybetti.
Mursi, Yaklaşık 45 dakika süren konuşmasında, Mısır'ın halk tarafından seçilmiş “meşru” lideri olduğunu ve “meşruiyetini” korumak için canını vermeye hazır olduğunu söyledi.
“Bazı hatalar yaptım, farkındayım” diyen Mursi, ülkedeki krizden Mübarek döneminden kalma isimleri ve dış güçleri sorumlu tuttu.
‘Sorumluluklarımı sürdüreceğim’
Mısır'da meydanları dolduran muhalefet hareketinin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye görevi bırakması için tanıdığı süre dolmuş, ordunun 48 saatlik ültimatomunun süresinin dolmasınaysa az bir süre kalmışken Mursi, televizyon ekranlarından bir konuşma gerçekleştirdi.
Muhammed Mursi konuşmasında, seçimlerle iktidara gelen biri olarak kendisine demokratik yollarla verilen sorumluluklarını sürdüreceğini söyledi.
Yaklaşık 40 dakika süren konuşması sırasında Mursi; özgür, şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılan seçimlerle iktidara geldiğinin altını çizdi.
Mısır Cumhurbaşkanı, seçimle iktidara gelen biri olarak sorumluluklarının bulunduğunu ve bu sorumlulukları omuzlamaya devam edeceğini belirtti.
İktidardaki ilk yılının zor olduğunu kabul ettiğini belirten Mursi, 'eski rejimin yozlaşmış kalıntılarının varlığını sürdürdüğünü' söyledi.
2011 devriminin amaçlarına ulaşacağını söyleyen Mursi Mısır halkına, “Devriminizi satın almalarına izin vermeyin” çağrısı yaptı.
Anayasal meşruiyetin alternatifi olmadığını belirten Mursi Mısırlıları, askere, polise ve birbirlerine saldırmamaya çağırdı.
Diyalog için hazır olduğun belirten Mursi, "Kapımız diyalog için açıktır. Bütün önerileri masada konuşulabiliriz ancak meşruiyetin alternatifi yoktur" diye konuştu.
Mursi son protestolarda gençlerin öfkesinden yararlanmak isteyenler olduğunu da belirtti.
"Meşruiyeti korumak için canımı veririm" diye konuşan Mursi konuşmasını görevinin başında olacağını belirterek sonlandırdı.
Orduya Twitter’dan rest
Mursi öncesinde ise sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yaptı. Ordunun ültimatomunu geri çekmesini isteyen Mursi, “içten ve dıştan hiçbir kuvvetin baskısına boyun eğmeyeceğini” de söyledi.
Yandaş ve karşıtlar çatıştı: 7 ölü
Mısır'da Cumhurbaşkanı Mursi gerilimi düşürmeye yönelik açıklamalar yaparken, sokaklar yine karışıktı. Çatışmalarda en az 16 kişi hayatını kaybetti, 200 kişi de yaralandı.
Giza'da bulunan Kahire Üniversitesi önünde, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek veren çoğu üniversite öğrencisi göstericiler ile bölgeye gelen ve "Baltacı" diye tabir edilen muhalif gruplar arasında çıkan çatışmada, hastane kaynaklarına göre 16 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 200 kişi yaralandı.
Görgü tanıkları, göstericilere silahlı kişilerin ateş açtığını iddia ederken, bazı göstericiler de polisin kendilerine otomatik silahlarla ateş açtığını öne sürüdü.
Bölgede çatışmalar devam ederken, güvenlik güçlerinin göstericilere müdahale ettikten sonra bölgeden ayrıldıkları gözlendi.
Pazar gününden bu yana ölenlerin sayısı 39'a yükseldi. Başkent Kahire'de, Mursi taraftarının sokak ortasında muhaliflerce dövülmesi de kameralara yansıdı.
Mursi konuşmasını yaparken, Tahrir'de toplanan kalabalık da "istifa" çağrıları yaptı. İskenderiye'de de on binler Mursi'nin istifası için sokaktaydı.
Ordunun yol haritası belli oldu
Genelkurmay Başkanı'nın bahsettiği yol haritası da dün akşam saatlerinde belli oldu. Askeri kaynaklar, anayasanın askıya alınacağını, senato gibi çalışan şura meclisinin de dağıtılacağını belirtiyor.
Buna göre anayasa değişikliği gerçekleşene kadar geçici bir konsey iktidarda olacak.
Anayasa değişikliğinin birkaç ay içinde gerçekleşmesi ve ardından da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması planlanıyor.
Ordunun siyasilere krize çözüm bulmaları için verdiği 48 saatlik ültimatomun süresi ise Çarşamba günü öğleden sonra dolacak.
Orduya sert cevap
Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, dün ordunun “ülkedeki krize siyasi çözüm bulunması için 48 saat süre tanıyan” açıklamasını kınadı.
Cumhurbaşkanlığı'nın yazılı açıklamasında şöyle denildi:
“Ordu bu açıklamayı Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye danışmadan yapmıştır ve yanlış anlaşılacak ifadeler içermektedir. Demokratik, sivil, modern Mısır devletinin tesisi şanlı 25 Ocak 2011 devriminin en önemli kazanımıdır ve Mısır, hangi ahval ve şerait altında olursa olsun geri adıma bütün gücüyle mukavemet edecektir. Mısır, bu yeni devleti kurma uğruna ağır bir bedel ödemiştir. Bu uğurda evlatlarının kanının akmasını, ülkenin istikrar ve kalkınmasının sekteye uğramasını göze almıştır. Hep birlikte görüş ayrılıklarının yönetilmesi için tek yol olarak demokrasiyi benimsiyoruz” denildi.
Ülkedeki tüm siyasi grupları ve gençlik hareketlerini kapsayan milli mutabakat projesinin uygulanması için belirlenen doğrultuda hareket edildiğine işaret edilen açıklama, şu görüşler de dile getirildi:
“Mısır Cumhurbaşkanlığı, ülkedeki anlaşmazlıkları derinleştirmek ya da toplum barışını zedelemek hedefiyle yapılan açıklamalara kulak asmadan halkın taleplerine yanıt vermek için belirlenen yolda ilerliyor. Cumhurbaşkanı Mursi, demokratik geçiş sürecini tamamlamak, halkın iradesini korumak hedefiyle tüm siyasi taraflar ile görüşmelerini sürdürmektedir.”
6 bakan istifa etti
Mısır Dışişleri Bakanı Kamil Amr’ın da istifasıyla, hükümetten ayrılan bakanların sayısı 6'ya yükseldi. Bakanlar istifa nedenlerini göstericilerle dayanışma olarak duyurmuştu. Bugün de Mursi karşıtları ile yandaşları sokaklara dökülme hazırlığında. Muhalefet, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yürümeyi planlıyor.
Selefilerden 3 öneri
Mısır'daki Selefi eğilimli Nur Partisi ise, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye, ülkede yaşanan mevcut siyasi krizi aşmak için 3 öneri sundu.
Öneriler arasında cumhurbaşkanlığı için erken seçim tarihinin ilan edilmesi, teknokrat hükümet ve yeni anayasa komisyonu kurulması öneriliyor.
Obama’dan Mursi’ye: Çağrılara kulak ver
Mısır'da milyonlarca kişinin sokağa çıkarak Mursi karşıtı gösteriler düzenlemesi ABD'yi de harekete geçirdi. ABD Başkanı Barack Obama, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi telefonla arayarak, göstericilerin taleplerine yanıt vermesi çağrısında bulundu.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Afrika gezisinde olan Obama'nın, Mursi'den, istifa etmesini ve erken seçime gidilmesini talep eden endişeli göstericilere karşılık vermesini istediği belirtildi.
Açıklamada, Obama'nın görüşmede, ABD'nin Mısır'da demokratik süreç önerdiğinin, hiçbir parti ya da grubu desteklemediğinin ve mevcut krizin sadece siyasi süreçle çözülebileceğinin altını çizdiği vurgulandı.
Obama ayrıca, Mursi'ye özellikle gösterilerdeki şiddet ve kadınlara yönelik cinsel saldırılar konusunda kaygılı olduğunu da iletti.
‘Mursi Erdoğan'ı takip etmişti’
Financial Times’ta David Gardner imzasıyla yayınlanan Mısır analizinde ise Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidara geldikten sonraki uygulamalarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uygulamalarıyla benzerliğine dikkat çekiliyor.
Gardner şöyle yazıyor:
“Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan ve iktidardaki neo-İslamcı partisi, Atatürk’ün cumhuriyetinin belirleyici kurumu ordunun politik gücünü ortadan kaldırdı ama imtiyazlarını kaldırmadı. Ama generallerin yokluğu onların arkasına saklanan laik politikacıların güçsüzlüğünü ortaya çıkardı. Son büyük protestolar bu kurumsal zayıflığa ve Erdoğan’ın otoriterliğine bir cevaptı. Müslüman Kardeşler’in ilk tercihi bile olmayan Mursi, bir yıl önce seçimleri kazanmasından sonra Türk senaryosunu takip etmiş gibi görünüyor. Seçimleri kazandıktan Mursi, Mübarek’in devrilmesinden beri ülkeyi yöneten beş generalin görevine son verdi. Ama, geniş imtiyazları, sonbaharda buldozerle üzerinden geçilen İslami tınılı Anayasa’ya iliştirilmiş yeni generallerle bir ittifak sağlamlaştırıldı.”
Gardner, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin yıllardır Arap dünyasındaki ‘despotları’ desteklediğini ve ABD’nin Mısır ordusuna uzun yıllardır mali yardımda bulunduğunu belirttikten sonra problemi yaratanların bugünkü problemin çözümü olamayacağını, Mısır’ın üniformalı yöneticilere değil gerçek demokratlara ihtiyacı olduğunu söylüyor.