Devrik Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbe öncesinde Müslüman Kardeşler örgütünün kurmayları ile toplantı yaptığı, aynı esnada gerçekleşen Generallerin toplantısına katılmayı reddettiği ortaya çıktı.
New York Times gazetesinde Mursi'nin cumhurbaşkanlığı koltuğundaki son saatleri şöyle geçti:
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, üç gündür süren kitlesel protestoları değerlendirmek üzere geçen çarşamba akşama doğru Müslüman Kardeşler kurmaylarını ofisinde topladı. Aynı saatlerde generallerin 4 saat sürecek toplantısına katılmayı davetli olduğu halde reddetmiş, orduyla ipleri koparmıştı.
Mursi son konuşmasında muhalifleri “komplocu vatan hainleri” diye nitelemiş, ordunun verdiği 48 saatlik mühlete rağmen geri adım atmamıştı. Bir Müslüman Kardeşler lideri bile, “Bugün bulunduğum yerde olmasam onun diktatör olmak istediğini sanırdım” demişti.
'Kanım aktığında zirve olur'
Çarşamba günü Tahrir’de toplanan yüzbinlerce kişiyi TV’de izleyen Mursi, bir yardımcısına “Sence bu, (gösterilerin) zirve noktası mı” diye sordu. Cevabı da kendisi verdi: “Hayır, kanımı yerde akarken gördüğünde zirve noktası olacak.”
Mursi ile kurmayları karargahta uydu görüntüleri ve cep telefonu sinyallerini inceleyip, Kahire’deki hükümet yanlılarının muhaliflerden daha kalabalık olduğu şeklinde hatalı bir sonuca vardılar. Böylece özgüvenleri daha da arttı.
Bu sırada bir Arap ülkesinin dışişleri bakanı Mursi’yi aradı. ABD’nin mesajını ilettiğini, Mursi’nin krizi bitirmek için başbakan ve kabine değişikliğini kabul edip etmeyeceğini sordu.
Mursi daha önce benzer bir talebe kendi boynunu işaret edip “Önce bunu (almalılar)” yanıtını vermişti. Bu sırada Mursi’nin dış politika başdanışmanı İssam el Haddad, ABD Büyükelçisi Anne W. Patterson’ı arayarak Mursi’nin son teklifi de reddettiğini bildirmek üzere odadan çıktı.
Odaya döndüğünde, Mursi’ye, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile görüştüğünü ve Mısır’da askeri müdahalenin yakında başlayacağını söyledi. Mursi’nin yardımcılarından biri, Mısır’da alaycı bir dille kullanılan “Amerika Ana” ifadesine gönderme yaparak, bir başka yetkiliye şu kısa mesajı attı: “Anamız bize bir saat içinde oyunun biteceğini söyledi.”
Üç generalden baskı
Kurmaylarıyla toplandıkları ofisinin kapısı 17.00 sularında açıldığında Mursi şaşırdı. Üç general içeri girdi. Mursi’nin görevden alındığını söylediler. Beyaz gömlekli Mursi, “neredeyse histerik” bir şekilde, kontrol edilemez bir kahkaha attı. “Olanlar kabul edilemez. Bu darbedir” dedi.
Mursi’nin kadın danışmanı Pakinam El Şarkavi komutanlara “Bu yaptığınız yasadışı” diye bağırıyordu. Mursi, “Gözaltında mıyım” diye sordu. Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El Sisi, “Hayır, ama şu andan itibaren ev hapsindesiniz” deyince Mursi, “O zaman bunu bir savaşa çevireceğim ve kimin kazanacağını göreceksiniz” karşılığını verdi. İktidarı 368 gün süren Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanına Sisi’nin cevabı şu oldu: “Halk kazanacak. Şimdi gözaltındasınız.”
'Ordunun otonomisi'
Yakınındakiler Mursi'nin Generallerin kendisine karşı döneceğine ihtimal vermediğini söylüyorlar. Danışmanlarına göre, Mursi ordunun otonomisine ve ayrıcalıklarına saygı duyduğu sürece kendisine karşı dönmeyeceğini düşünüyordu. Bu durumu ifade eden danışman, Müslüman Kardeşler örgütünün Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından kurulan askeri komitede yer alan, General Abdulfettah el Sisi ile temaslarda bulunan danışman.
Mesele İran mı
Ordunun, Mursi’nin biletini, geçen şubatta İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Kahire ziyareti sırasında kestiği öne sürülüyor. Ahmedinejad’ın “Mısır’ın savunmasına yardım etme” teklifi orduyu rahatsız etmiş. Mısır ordusu ABD ile yakın müttefik. Darbe sonrası Arap liderlerin aksine Mısır ordusunu alkışlamayan, aksine “Halkın meşru taleplerinin yerine getirilmesi” çağrısı yapan İran, dün de müdahaleyi “uygunsuz” bulduğunu bildirdi. Kıdemli milletvekili Alaeddin Burucerdi, müdahaleyi “darbe” diye niteledi. Türkiye, Tunus ve Kenya dışında müdahaleyi resmen “darbe” diye niteleyen bir ülke olmamıştı.