Böyle bir şey olmadı. Bize öyle bir talepte bulunmadılar ve bizim çalışmalarımız hâlâ devam ediyor. Türkiye'de zaten basın özgürlüğü bulunmakta. Türkiye'deki muhalif kanallar sabah akşam demeden hükümeti eleştiriyor ve onlara karşı bir şey yapılmıyor. Biz de aynı durumdayız. Mısır'da 2013 yılındaki darbeden sonra, bu darbeye karşı olan bütün kanallar kapatıldı. Basın mensupları gözaltına alındı. Birçok gazeteci kardeşim, askerlerin kurşunlarıyla şehit oldu. Özgür basın olmadığı için Mısır'dan çıkmak zorunda kaldık. Türkiye bize kucak açtı. Özellikle demokrasi isteyenler olarak bize kucak açtı ve biz Türkiye'den hâlâ özgürlük çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Sadece Türkiye değil birkaç ülke daha var.
Müslüman Kardeşler üyeleri birçok ülkelerde bulunmaktadır, birey olarak yaklaşık 70 ülkededirler. Medya üzerinden konuşacaksak çoğunluğu Türkiye'de. Avrupa ülkelerinde de birkaç kanalımız yayın yapmaktadır. Müslüman Kardeşler'in liderliğinin temsilcisi ise Londra'da bulunmaktadır.
İade konusunda Türk yetkiler tarafından bize herhangi bir açıklama yapılmadı. Bizimle görüştüklerinde öyle bir talepte bulunmadılar. Mısır rejimi, Türkiye ya da Kanada ya da Amerika ya da Avrupa ülkeleri gibi ülkelerden iade talebinde bulunduğunda bu talepleri olumlu olarak karşılanmıyor çünkü talepleri isabetli değil.
Az önce söylediğim gibi Türk yetkililer tarafından Müslüman Kardeşler’e karşı herhangi bir baskı yapılmamaktadır. Biz yasalar çerçevesinde çalışmalarımızı yürüttüğümüz için sıkıntı yaşamamaktayız. Müslüman Kardeşler üyeleri sadece Türkiye'de değil çok farklı ülkelerde bulunuyorlar ve bu ülkelerde yasalara bağlı olarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Biz Türkiye'deki Mısırlılar ve özellikle Müslüman Kardeşler üyeleri olarak Türkiye'de herhangi bir siyasi faaliyette bulunmamaktayız. Sadece yasalar çerçevesinde çalışmalar yapmaktayız. Türkiye’de sadece Müslüman Kardeşler üyeleri bulunmamaktadırlar, birçok ülkenin mazlumları Türkiye'de bulunuyor. Türkiye zaten yüzyıllardır aynı siyaseti yürütmekte, bu sadece şimdi olan bir şey değildir. Türkiye'de kanunlar çerçevesinde, yaşadığımız zulümlere karşı sesimizi yükseltiyoruz. Türkiye'nin hem iktidarı hem bütün siyasi partileri hem de halkı, herhangi bir mazlumu bir zalime iade etmez. Bizim inancımız budur. Biz ne yaptık ki iade etsinler?
Bu normalleşme sürecinin de bunu değiştirmeyeceğini düşünüyorsunuz. Öyle mi?
Bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
Eğer gözaltı, medya kuruluşu kapatma, baskı gibi durumlar yoksa neden Arap basınında bu tür haberlerin çıktığını düşünüyorsunuz?
Bu kanallar, Arap rejimlerine yakın. Bu yüzden bu tür propagandalar yapıyorlar. Onlar bu rejimlerden menfaat sağlıyorlar. Bu Arap medyasının çizgisi çoktandır böyle. Yalan haber yapıyorlar. Müslüman Kardeşler’i "terör örgütü" olarak ilan ettiler, silah kullandığını söylediler ve Müslüman Kardeşler’e en ağır hakaretlerde bulundular.
Peki yaklaşık 10 yıllık sürece bakınca, Müslüman Kardeşler’in de yanlışları olduğunu düşünüyor musunuz?
Ben bu soruya soruyla cevap vermek istiyorum. Biz kendimizi seçimle halka aday gösterdiğimizde hata mı işledik? Demokrasiye inandığımızda ve demokrasinin içerisindeki çalışmalar üzerinden iktidara ulaşmak istediğimizde bir suç mu istedik? Darbeden sonra sivil mücadele duruşu sergilediğimizde bir hata mı işledik? Müslüman Kardeşler mi özür dilemeli mi yoksa bu zalim askeri darbeyi yapanlar mı?
Askerlerin yaptığından ayrı olarak soruyorum. O dönemde Mısır’da sokaklarda Muhammed Mursi hükümetine yönelik protestolar vardı. Orada sivil insanlar hükümete demokrasi, insan hakları, hukuk devleti açısından eleştiriler yöneltiyorlardı. Bugünden baktığınızda Müslüman Kardeşler’in o eleştirileri önemsediğini düşünüyor musunuz? O sokaktaki insanlar o eleştirileri yapmakta sizce haksız mıydı?
2013 yılında, şehit Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, herkesin yasalar çerçevesinde ses çıkarma hakkı olduğunu söyledi. Bizim için bir sıkıntı yoktu. Yani iktidarın yaptıklarını eleştirebilirler, onların hakkıdır. Mursi sandıkla geldi, yani halkın oylarıyla seçildi. Cumhurbaşkanlığı görevinden bir askeri darbeyle alınmaması gerekiyordu. Türkiye'de, İngiltere'de, Fransa'da ve Amerika'da da iktidara karşı güçlü gösteriler oluyor. Halk sokağa çıkınca, askerin çıkıp darbe yapması mı gerekir? Bu, siyaset biliminde bir askeri darbe. Bu sadece Müslüman Kardeşler'in söylediği bir şey değil. Hatta Mursi'ye karşı protestolara katılan birçok siyaset bilimci de bunun bir askeri darbe olduğunu açıkladı.