Politika

Mustafa Sarıgül: İktidara geldiğimizde önce devletin zihniyetini değiştireceğiz

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Sarıgül, AKP'nin yorulduğunu artık ülkeye verecekleri bir şey olmadığını söyledi

12 Eylül 2021 22:29

Diyarbakır'da partisinin il binasında konuşan Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, "Bu ülkede sağcısı, solcusu, muhafazakarı, milliyetçisi hepsi iktidar oldu. Ama sorunları çözemediler. Ne devleti işletebildiler, ne demokrasiyi işletebildiler, ne ekonomiyi işletebildiler. Günlük tedbirlerle, siyasi kavgalarla zaman geçirdiler. Artık Türkiye'nin dayanacak gücü, kaybedecek zamanı kalmadı. Biz iktidara geldiğimizde önce devletin zihniyetini değiştireceğiz" dedi.

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Diyarbakır İl Binası'nda basın toplantısı düzenledi.

“Medeniyetler beşiği, ilim şehri, kültür şehri Diyarbakır'ı sevgiyle, saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Sarıgül, “12 Eylül 1980 Darbesi'nin yıldönümünde, darbenin en çok zarar verdiği, zulmettiği Diyarbakır'dan; temel hak ve özgürlükleri yok eden, idamlar işkenceler, hukuksuz yargılamalar, hapisler, yasaklarla anılan 12 Eylül Darbesi'nin izleri ne yazık ki tam anlamıyla silinememiştir. Neden olduğu sorunlar ortadan kaldırılamamıştır. Darbenin yaralarını sarmak, izlerini silmek inşallah bize nasip olacaktır” ifadelerini kullandı. 

“Ben, Edirne'de başka Diyarbakır'da başka konuşan, Diyarbakır'ın yolunu seçim zamanı hatırlayan siyasilerden değilim” çıkışında bulunan Sarıgül, “Çocuklarımızın yüzü gülsün, barış olsun, kardeşlik olsun, huzur olsun istiyorum” dedi. 

“Diyarbakır’da işsizlik, yoksulluk, kepenk kapatan esnaf var” 

Sözcü'de yer alan habere göre, Sarıgül’ün konuşmasına şöyle devam etti: 

“Hiç kimse kapısı çalındığında korkmasın istiyorum. Herkesin yapacak işi, yiyecek aşı, başını sokacak evi olsun istiyorum. Bunları Diyarbakır için de istiyorum. Edirne için de istiyorum. Biz bu ülkenin insanıyız. Bu toprakların çocuğuyuz. Farklı partilere oy verebiliriz, farklı kökenlerden gelebiliriz, farklı inançlara sahip olabiliriz ama bu ülke hepimizin ülkesi. Kimse kimseden daha fazla hak sahibi değildir. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. 

“Milletin derdi, onların derdi değil” 

Değerli dava arkadaşlarım, Diyarbakır'da işsizlik var, Diyarbakır'da yoksulluk var. Diyarbakır'da geçim sıkıntısı var. Diyarbakır'da kepenk kapatan, icralık olan, tefecilerin eline düşen esnaf var. Diyarbakır'da kuraklık var. Ben bunların hepsini biliyorum. Bu sorunları çözecek olan milletvekillerinin ne yaptıklarını da siz biliyorsunuz. Milletvekilleri Diyarbakır'a fabrika, turistik tesis, tarım ve hayvancılık projeleri kazandırmak için yarışacaklarına birbirleriyle uğraşıyorlar. 

“Bölgeyi tapulu arazileri sanıyorlar” 

Tayin, terfi işlerine bakıyorlar, ya müdür ataması yapıyorlar ya da müdürleri görevden alıyorlar. Neden biliyor musunuz? Milletin derdi onların derdi değil, onların derdi; Yeniden milletvekili olmak da ondan. Diyarbakırlının oyunu ceplerinde görüyorlar da ondan. Ama siyaset öyle bir iştir ki; bir gün yeni bir parti kurulur, bir adam meydana çıkar, bütün hesapları alt-üst eder. 

Hesapları alt-üst edecek olan Türkiye Değişim Partisidir. O adam da Mustafa Sarıgül'dür. Buradan bir kez daha söylüyorum; Bu adaletsiz düzeni, bu bozuk düzeni bozacağım.  

“İş, aş konuşmayan, tek derdi koltuk olan bu siyaset lobisinin alayını evlerine göndereceğim” 

İş, aş konuşmayan, tek derdi koltuk olan bu siyaset lobisinin alayını evlerine göndereceğim. 

Bize diyorlar ki; bu bölgede iki tane parti var. Siz kimden oy alacaksınız? Bölgede iki parti var da bölgede işsizlik yok mu? Yoksulluk yok mu? 

Hayat pahalılığı yok mu? Geçim sıkıntısı yok mu? 

Edirneli'nin elektrik faturasına zam geliyor da, Diyarbakırlının elektrik faturasına zam gelmiyor mu? 

Kış geliyor, Kayserili kara kara düşünüyor da, Diyarbakırlı kara kara düşünmüyor mu? 

Biz partilerden oy almayacağız. Biz, derdine çare arayanlardan oy alacağız.

“İktidara geldiğimizde önce devletin zihniyetini değiştireceğiz”

 Bu ülkede sağcısı, solcusu, muhafazakarı, milliyetçisi hepsi iktidar oldu. Ama sorunları çözemediler. 

Ne devleti işletebildiler, ne demokrasiyi işletebildiler, ne ekonomiyi işletebildiler. Günlük tedbirlerle, siyasi kavgalarla zaman geçirdiler. Artık Türkiye'nin dayanacak gücü, kaybedecek zamanı kalmadı. 

Biz iktidara geldiğimizde önce devletin zihniyetini değiştireceğiz. 

Devlet tarafsız olacak, bir yurttaşını bir diğerine tercih etmeyecek. 

Yurttaşları arasında haksızlık, adaletsizlik, ayrımcılık yapmayacak. 

Türkiye Değişim Partisi olarak siyasetin dilini ve işleyişini de değiştireceğiz. 

Biz siyasette kavgadan değil, uzlaşmadan yanayız. Siyaseti husumet olmaktan çıkarmak, müzakereci siyasetin yolunu açmak istiyoruz. 

Bu ülkenin en önemli meselesi siyasetin düzelmesidir. Siyaset düzelmeden hiçbir şey düzelmez.

"AKP'nin artık ülkeye verebileceği bir şey yok"

AK Parti yorulmuştur. Artık bu ülkeye verecekleri bir şey yoktur. Türkiye AK Parti’ye muhtaç değildir” ifadelerini kullanan Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yok. Daha iyi bir Türkiye yapmak mümkün ve biz bunu yapacağız. İhtiyacımız olan tek şey; vicdanlı bir yönetim ve vicdanlı kadrolardır. O kadrolar bu salondadır, o kadrolar Türkiye Değişim Partisi'ndedir. Türkiye Değişim Partisi; vicdandır, merhamettir. Berekettir, adalettir.

Türkiye Değişim Partisi; sevgidir, saygıdır. Hürmettir, samimiyettir.

Biz, milletin derdine derman yolmak için çıktık. Köylerde, evlerde, sokaklarda, atölyelerde, bağlarda, bahçelerde, tarlalarda selam verip selam alacağız.

Selamda bereket vardır, kardeşlik vardır, huzur vardır.

Sesi duyulmayanların sesini duyuracağız. Kimsesizlerin kimsesi olacağız.

Arkadaşlarımdan ricam şudur: Gittiğimiz her yere, oy almaya değil, selam almaya, gönül almaya gidelim, dert dinlemeye gidelim.

Bak arkadaş, “yoksulluk kader değil, işsizlik senin suçun değil,” diyelim.

“her şeyin çaresi var,” diyelim.

Kimseyi ayırmayalım, kimseyle münakaşa etmeyelim. Bizim partimizin dili sevgi dilidir. Bizim kavgayla işimiz olmaz. Biz, siyasette laf ebeliğinden değil, hizmet ve proje yarışından yanayız.

Bütün yol arkadaşlarımdan, bu anlayışla, bu heyecanla çalışmalarını istiyorum.

Allah'ın izniyle, Türkiye'yi varlığa, adalete ve huzura biz kavuşturacağız.

Ankara'da Büyük Kurultay'da buluşmak üzere hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Yolumuz ve talihimiz açık olsun. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun.”