Yaşam

'Mut'a nikahının zinadan farkı yoktur'

Geçici evlenme olan mut’a nikâhı hakkında konuşan ilahiyatçı ve akademisyenler mut'anın zina ile eşdeğer olduğunu belirtti

03 Mart 2014 19:21

Geçici evlenme olan mut’a nikâhının İslam’da haram kabul edilmesine karşın son dönemlerde Türkiye’de de gizlice yaygınlaştığını belirten ilahiyatçı ve akademisyenler, toplum ve aile hayatını tehdit eden mut’anın, nikâh değil, birliktelik olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor.

Zaman gazetesinden Kevser Kulaksız, Satı Kılçer ve Suat Özçelik’in haberin göre, Yeni Ümit dergisi ‘’Ailenin korunması ve mut’a fitnesi’’ konulu bir konferans düzenledi. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen konferansta mut’a nikâhının sosyolojik, psikolojik tehlikeleri konusunda ilahiyatçı ve akademisyenler görüşlerini dile getirdi. Konferasta konuşan akedemisyenlerin görüşleri şöyle:

 

'Mut'a nikahı zevk için yapılır'

 

Türkiye’de gizlice yaygınlaşmaya başladığı iddia edilen mut’a nikâhının (geçici evlilik) ehl-i sünnet akidesinde kesinlikle yeri olmadığını vurgulayan, ilahiyatçılar, uygulamayı ‘aile hayatına karşı tehdit’ olarak niteledi. “Mut’a nikâh değil, bir birliktelik.” görüşünde birleşen âlimler, “Bunun flörtten, zinadan farkı yoktur.” tespitinde bulundu.
Programın açılış konuşmasını yapan Ürdün Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Kudat, İslam’da evliliğin süreklilik vasfına dayanan bir akit olduğunu belirterek, “İslam dini, geçici evlilik olan mut’ayı kıyamete kadar haram kılmıştır. Evliliğin maksadına terstir. Mut’a nikâhına hiçbir zaman nefsi korumaz. Haramlara karşı korumaz. İnsan türünü koruma gibi bir hedefi yoktur.” dedi. Salih bir zürriyetin tesis edildiği ailenin, mut’a gölgesinde yetişmeyeceğine dikkat çeken Prof. Kudat,  “Meşru evlilikte Allah’ın uygun gördüğü bir ortam olur. Ancak mut’ada kadın erkek arasındaki ilişki hırsız ilişki gibidir. Oysa aile hayatında güzel bir ilişki gerekir.” ifadelerini kullandı.

Mut’anın zevk için yapıldığını aktaran Kudat, şunları söyledi: “Mut’ada belirli bir süre geçtikten sonra herkes kendi yoluna gidiyor. Mut’a nikâhında ne aile ne nesil söz konusu. Mut’a nikâhı yapan insanın mantığı şu: Bir kadınla belli bir ilişkisi bittikten sonra başka bir ilişki nasıl kurarım. Böyle müfsid, fesat bir insan tipidir bu. Meşru nikâh insan türünü muhafaza eder. Hayırlı bir nesil ortaya koyar. Mut’ada insan türünü koruma gibi bir hedef yoktur.”

 

Geçici evlilik, kiralık zinadır!

 

Ailenin sonsuza kadar uzayacak bir müessese olduğuna işaret eden Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hamdi Döndüren de Kur’an-ı Kerim’de nikâhın ebediyen geçerli bir akit olduğunu belirterek, “Geçici 2-3 saat ya da birkaç gün gibi birliktelikler sahih değildir.” diye konuştu. Prof. Döndüren, Efendimiz’in hadiste ‘Ey gençler, içinizde evliliğe gücü yetenler evlensin. Bu gücü bulamayanlar oruç tutsun.’ dediğini hatırlatarak, “Geçici nikâhla devam edin dememiş. Normal nikâh Peygamberimiz’in sünnet-i müekkedesi olarak kabul edilmiştir.” şeklinde konuştu.

 

'Bazı insanlar mut'a nikahına kapı aralamaya çalışıyor'

 

Mut’anın kiralık zina olduğunu dile getiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Köse ise Kur’an’da ve sünnette mut’anın yer almadığına dikkat çekti. Şia kaynaklarının mut’a nikâhını Nisa Sûresi 24. ayetine dayandırarak meşrulaştırmaya çalıştıklarını kaydeden Köse, “Bu ayetin mut’a ile hiçbir ilişkisi yok. Ayet, mehir ahkâmının bir parçası. Kur’an’daki bu ayetle kadının mehir miktarı belirlenmiş.” dedi. Köse, “Kimi insanlar ‘Allah’ın kapılarını açtığı bir rahmeti kimse kapatamaz’ ayetiyle mut’aya kapı aralamaya çalışıyor. Ancak namus konusunda esas olan haramlılıktır.” ifadelerini kullandı.

 

'İslam’da kadınlar dişiliğiyle değil, kişiliğiyle ön plandadır!’

 

Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Kaşıkçı da Mut’anın insan haklarına ve insan haysiyetine aykırı olduğunu söyledi. Prof. Kaşıkçı, düşüncelerini  “Kadınlar İslam’da dişilikleri ile değil, kişilikleriyle ön plandadır. Dolayısıyla böyle bir hükme fetva veren alim olamaz. Olursa da biz ona fasık deriz.” sözleriyle dile getirdi.

 

‘Cahiliye adeti olan Mut’a, kaldırılmıştır’

 

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Halil İbrahim Bulut: Mut’a, nikâh değildir. Nikâh kavramı yerine birliktelik dendiğinde daha doğru olur. Hz. Ayşe’nin rivayetiyle Hz. Peygamber, mut’ayı yasaklamıştır. Mut’a cahiliye dönemine ait bir uygulamadır ve Peygamberimiz, tüm cahiliye âdetlerini kaldırmıştır. Efendimiz, içki gibi mut’ayı da aşama aşama kaldırmıştır. Harici grubunda da mut’a haram kabul edilmiş. Mutezile’ye baktığımızda mut’a haram. Şii geleneğinde Zeydiyye ekolü de mut’ayı kesin olarak yasaklamış. Dürziyye geleneği de mut’ayı kabul etmez.”

 

‘Mut’a, kadının mağduriyeti üzerine inşa edilmiştir’

 

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Doç. Dr. Ahmet Faruk Kılıç: Mut’anın kadının suistimali, mağduriyeti üzerine inşa edildiği görülür. Aslında bu birliktelik kadının aile kurmasına bir engeldir. Mut’a bir aile kurmamaktadır. Kadının bedeninden hayvani duygularla insafsızca yararlanmak içindir. Mut’ada kadın, zevce yani eş değil kiralanmış bir kadın olarak görülür. Kadın hiçbir zaman gerçek aile saadetini yakalayamamaktadır. Kısa süreli hayvani bir beraberlik İslami esaslara uymaz. Mut’a, gayri İslami ve gayri insanidir.

 

‘Kim kız kardeşini veya kızını birkaç aylığına evlendirebilir?’

 

Psikiyatrist Prof. Dr. Aytekin Sır: Evliliği ayakta tutan esaslar arasında güven, devamlılık, bütünleşmek, çoğalmak, beraberce sorunlarla mücadele edebilmek var. Yıllarca insanlar hem bu dünya hem de ahiret için evlenmiştir. Mut’a gibi geçici bir evlilikte eşler arasında sıkıntılar çözüme ulaşmaz. Çünkü sahiplenilmemiş bir birlikteliktir. Böyle bir evlilikten sahipsiz çocuklar, parçalanmış aileler, toplumsal bağların zayıflanması gibi birçok sorun ortaya çıkar. Kim kız kardeşini veya kız çocuğunu birkaç aylığına evlendirir? Böyle bir beraberlikle kimse çocuğunu evlendirmek istemez.