Müteahhit, yıkılan yedi binadan dolayı tutuklandı, bina altındaki Kur'an Kursu’nun kolon kestiği iddia edildi

Antakya'da faaliyet gösteren Tümyürekler İnşaat'ın sahibi Mithat Tümyürek, İbrahim Elif ve Elit Apartmanı'nın yanı sıra müteahhitliğini yaptığı yedi binanın yıkımından tutuklandı. Etrafındaki binaların yıkılmadığı İbrahim Elif Apartmanı’nın planında zeminin asma kat olduğu ve bu bölümde bulunan 4-6 yaş Kur'an Kursu’nda kolon kesimi yapıldığı iddia edildi.

Hatay’ın Antakya ilçesindeki Ekinci Mahallesi, 6 Şubat depremlerinde yıkımın boyutunu ortaya koyan bölgelerden biri oldu. Rönesans Rezidans’ın da yer aldığı Ekinci’de, yıkılan apartmanlar arasında yaklaşık 50 kişinin hayatını kaybettiği İbrahim Elif Apartmanı ile 150 kişinin hayatını kaybettiği Elit Apartmanı da bulunuyordu. Elit Apartmanı, 10 yaşındaki Elif Gövce’nin annesiyle yakalandığı deprem anında babasına gönderdiği ses kaydı ile hafızalara kazınmıştı.

Yıkılmasıyla birlikte yüzlerce insanın öldüğü İbrahim Elif ve Elit gibi yedi apartmanın müteahhidi ise 1997'den beri Antakya’da faaliyet gösteren Tümyürekler İnşaat’ın sahibi Mithat Tümyürek’ti.

Tapu alanlar 2019’da firma önünde eylem yapmış: "Tümyürekler İnşaat bizi dolandırdı"

Mithat Tümyürek’in sahibi olduğu Tümyürekler İnşaat’la ilgili daha önce de, “dolandırıcılık” iddiasıyla şikâyetçi olunduğu öğrenildi. İhlas Haber Ajansı’nın 7 Şubat 2019 tarihli haberine göre, Tümyürekler ile daire yapması üzerine anlaşan vatandaşların bir kısmı, satın aldıkları dairelerin birden fazla kişiye tapu ve sözleşme üzerinden satıldığını söyleyerek firma önünde eylem yaptı. Banka dekontları ve tapularını gösteren mağdurlar, kepenk kapatan firma yetkililerine ulaşamadıklarını söyledi.

Tümyürek deprem bir ay sonra tutuklandı, yedi apartmanın dosyası birleştirildi

Depreme ilişkin soruşturmalar kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan müteahhit Mithat Tümyürek, gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği Hatay 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla 7 Mart’ta tutuklanmıştı.

T24’ün ulaştığı bilgilere göre, TCK 85/2 maddesi uyarınca, “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma'” suçundan tutuklanan Tümyürek, toplamda yıkılan yedi binanın dosyasında şüpheli olarak yer aldı. Tümyürek, savcılığa ve sulh ceza hâkimliğine verdiği ifadede, yıkılan binaların tamamının ya da kaba inşaatının kendisi tarafından yapıldığını söyledi.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturmaları Bürosu tarafından yürütülen soruşturmada, Tümyürek’in şüpheli olduğu dosyalar birleştirildi. Dosyalar arasında İbrahim Elif ve Elit apartmanlarının yanı sıra Cebrail Mahallesi’nden iki, Gazi Mahallesi ve Cumhuriyet Mahallesi’nden de birer bina daha olduğu öğrenildi.

İbrahim Elif’teki ayrı dairelerin dubleks gösterildiği, asma katta kolon kesildiği iddiası

Tümyürekler İnşaat tarafından 2014'te yapılan Ekinci Mahallesi Güneş Sokak’taki yıkılan İbrahim Elif Apartmanı ise toplam 11 katlıydı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden yapılan parsel sorgulamasına göre, binanın planı iki bodrum katı, asma katlı zemin ve yedi kat + çatı piyesi olarak sistemde yer aldı.

Giriş kata asma dükkan planlı binanın bu bölümünde ise Antakya İlçe Müftülüğü’ne bağlı 4-6 yaş Tomurcuk Kur'an Kursu bulunuyordu. T24’e konuşan apartman sakinleri, müteahhit firmanın dubleks daire olarak gösterdiği dairelerin ayrı tapulu daireler olduğunu, giriş kattaki asma katlı Tomurcuk Kur'an Kursu’nda ise kolon kesimi yapıldığını öne sürdü.

Arkaya yıkılan binanın yapı denetimcisi önce serbest bırakıldı, sonra tutuklandı

Etrafındaki binaların yıkılmadığı İbrahim Elif Apartmanı, 6 Şubat depreminde bodrum katlarından arkaya doğru yıkıldı. Tümyürek’in tutuklandığı binanın yapı denetim yetkilisi Hamit Y. hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı. Edinilen bilgiye göre, gözaltına alınan Hamit Y.’nin 9 Mart’ta kontrol şartıyla serbest bırakıldığı, ancak şikayet üzerine tekrar ifadesi alınarak 21 Mart’ta tutuklandığı öğrenildi. İbrahim Elif Apartmanı’ndan alınan karot örneklerine dair bilirkişi sonuçları ise henüz gelmedi.

Bazı cenazeler beşinci gün çıkarıldı

İbrahim Elif Apartmanı’nda hayatını kaybedenlerden biri de Hacettepe Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünde okuyan 20 yaşındaki Selin Adaklı’ydı. Selin Adaklı, sınavlarına girdikten sonra tatil için Ankara’dan İskenderun’a ailesinin yanına henüz gelmişti. Hafta sonu için dayısının kızlarıyla birlikte Antakya’daki akrabalarının yanına gitmişti.

Deprem sabahı, İbrahim Elif Apartmanı 7. kattaki dairede beş kişiydiler. İçlerinden yalnızca Nurşan Sönmez sağ çıkarılabildi. Selin Adaklı, kuzenleri Zehra Karatoyuk ve Tuğçe Karatoyuk ile ve akrabaları Niyazi Sönmez’in cenazesine ancak beşinci gün ulaşılabildi.

Adaklı ailesi şikâyetçi: Denetimciler ve kurtarmaya geç gelenler de suçlu

Selin Adaklı’nın babası Hayrettin Adaklı ve halası Gülseren Adaklı ise avukatları aracılığıyla 27 Mart’ta suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, müteahhit Tümyürek’in yanı sıra binaya yapı ruhsatı ile iskan ruhsatı veren, denetim görevinde usulsüzlük yapan kişiler ile kurtarma işlemlerini zamanında yerine getirmeyen sorumlular hakkında da “kasten öldürme” suçundan işlem yapılması talep edildi.

“İlk ekip 22 saat sonra geldi, ekipmanlar yoktu, vinçler enkazdan giremedi”

Eşi ve diğer kızıyla İskenderun’daki evlerinde depreme yakalanan Hayrettin Adaklı, İbrahim Elif’in enkazı başında yaşananları T24’e anlattı:

“Bize önce yolların kapandığı söylendi, sonra açık olduğunu öğrendik. Bina çökmüş, bir tek eşimin yengesinin sesi geliyormuş. Gece kayınbiraderimle birlikte Antakya’ya gittik. Geldiğimizde yengemiz sağ çıkarılmıştı. Erzurum’dan gelen itfaiye ekibi 22 saat sonra olay yerine gelmiş. Rönesans Rezidans’ta bütün çalışmalar çoktan başlamıştı. İbrahim Elif’e ilk 22 saat kimse gelmemiş, ilk saatlerde çevredeki insanların yardımıyla çıkması mümkün olanlar çıkmış. İki üç gün ambulans sesi bile duymadık. Gelen ekiplerin de ekipmanı yoktu.

Biz günlerce enkazın başında çocuklarımıza ulaşmayı bekledik. Oğlumla hem sosyal medya üzerinden hem de kendi imkanlarımızla vinç bulmaya çalıştık, iki türlü de olmadı. Valiliğin izni olmadıkça vinçler sahaya giremedi. Üçüncü, dördüncü gün gelen vinçler de çalışamadan gitti. Gelen vinçlerin de ya gücü yetmedi ya enkazlardan giremedi. Sonra kepçeler başladı, her vurması buraya vurulmuş gibi oldu…. Günler geçti. Eşimin dayısını ve çocuklarımızı beşinci gün akşam çıkarabildik.”