Hannoversche Allgemeine Zeitung Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yeni yıl mesajını değerlendiriyor:
"Merkel mesajında, 'Demokrasi değişimle yaşar' dedi. Ancak doğru düzgün bir geçiş süreci istiyor. 2019'u atlatırsa, o zaman bu yasama döneminin sonuna dek başbakan olarak kalma amacına da ulaşmış olacak. Ancak uzun süredir doğu eyaletlerinde 2019 sonbaharında yapılacak eyalet meclisi seçimlerinde sağ popülist Almanya için Alternatif'in (AfD) güçlenmesi sebebiyle, Sol Parti'nin de katılımıyla çok partili yeni hükümetlerin kurulacağı bir siyasi ilişkinin ortaya çıkacağı yönündeki senaryolar, aralıksız olarak dile getiriliyor. Bu durum Berlin'deki Hristiyan Birlik-Sosyal Demokrat koalisyonunu dağıtabilir."
Mittelbayerische Zeitung'un Başbakan Merkel'in mesajıyla ilgili yorumunda ise şu satırlar dikkat çekiyor:
"Angela Merkel yeni yıl mesajında, birçok insanın müzmin hükümet kurma çalışmaları ve Horst Seehofer ile yaşanan tatışmalardan duyduğu hoşnutsuzluğu anlayışya karşıladığını teslim etti. Ama Merkel geleceğe bakmayı tercih ediyor. Almanya için zorluklar 2019 yılında hem uluslararası hem de ulusal düzlemde hiçbir biçimde azalmayacak. İklim değişimi, göç, uluslararası terörizm, dijitalleşme, dizel krizi, ortak yaşamın getirdiği değerler gibi…Merkel mesajında yakın gelecekteki ödevleri tanımlıyor. Kendi ödev ve sorumluluklarını. Ancak bu mesaj kulağa yakında emekliye ayrılmak isteyen bir başbakanın vedası gibi gelmiyor."
Mannheimer Morgen yorumunda 2018'in Alman hükümeti açısından nasıl geçtiğini analiz ediyor:
"Sonuna geldiğimiz yıl Angela Merkel'in yılıydı. 2005 yılından bu yana başbakan ve hükümetin de şefi olarak ülkeyi yönetiyor. Bazıları başbakana artık yönetme konusunda güvenmiyor. Merkel'in yönetme şekli başkalarından farklı. Yani skandal, gürültü-patırtı, naz yok. Bu yıl aynı zamanda Angela Merkel'in yılı çünkü gidişini hazırlıyor. Ayrılma sürecini daha profesyonel hazırlanamayacak kadar iyi biçimde hazırlıyor."
Görevinden ayrılmaya hazırlanan AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker yaptığı açıklamada, AB'nin dış sınırlarının korunması konusunda sergiledikleri tavır nedeniyle AB ülkelerini sert bir dille eleştirdi. Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger Juncker'in eleştirilerini şöyle değerlendiriyor:
"Görevinden ayrılacak olan Jean-Claude Juncker iki yüzlü devlet ve hükümet başkanlarına yönelik eleştirileriyle açık yaraya parmak bastı: Yani AB'nin müzakere konusundaki zayıflığına. Juncker'in kaybedecek bir şeyi yok ve bu nedenle açık konuşabilir. AB ülkelerinin dış sınırların korunması gibi öncelikli bir konu için sınır koruma ajansı Frontex'in çalışan sayısını 10 bine çıkarmaya kendilerini hazır hissetmemeleri utandırıcı ve diğer alanlar için de örnek teşkil ediyor. Frontex vakası ayrıca sağ popülistlere Avrupa Parlamentosu seçimleri için bedava malzeme veriyor."
HT,GA
© Deutsche Welle Türkçe
