AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Nadira Kadirova’nın kaldığı odanın ortaya çıkan görüntülerine ilişkin konuşan ağabeyi Muhammet Ali Kadirov, "Görüntüler AKP’li Şirin Ünal’ın kardeşimi öldürdüğünü ortaya çıkarıyor” dedi.
AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde, 23 Eylül 2019 tarihinde şüpheli şekilde ölü bulunan Özbekistanlı Nadira Kadirova’nın yaşamını yitirmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Olaya ilişkin başlatılan soruşturma hakkında “takipsizlik” kararı verilirken, Kadirova’nın kaldığı odada yapılan olay yeri incelemesine dair yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, odadaki dağınıklık ve kan izleri dikkati çekti.
"Adli tıp sonuçlarında kardeşimin tacize uğradığı ortaya çıktı"
Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever'e konuşan Kadirova’nın Rusya’da yaşayan ağabeyi Muhammet Ali Kadirov, kardeşinin ölümünden AKP’li Ünal’ı sorumlu tuttu. Kardeşinin ölümünden sonra kötü zamanlar geçirdiklerini belirten Kadirov, bu süreçte AKP’li Ünal’ın kendilerini hiç aramadığına işaret ederek, “Ünal bir milletvekili. Nasıl bir kadını taciz edip, kurşunla öldürür” dedi.
Kardeşiyle ilgili ortaya atılan iddialara tepki gösteren Kadirov, “Şirin Ünal kendisine avukat, savcı ayarlamış. Kardeşime şizofren dediler. Kardeşimin şizofren olduğuna dair hiçbir delil yoktur ellerinde. Kardeşime fuhuş yaptığı yönünde suçlamalar ortaya attılar. Aslında bütün bunlardan dolayı ben şikâyetçiyim. Küçücük meleğim ile ilgili ellerinde hiçbir kanıt yokken nasıl bu iftiraları atabilirler? Adli tıp sonuçlarında kardeşimin tacize uğradığı ortaya çıktı” diye konuştu.
"Ünal herkesi satın aldı"
Olayın yaşandığı gün kardeşiyle konuştuğunu aktaran Kadirov, olayın aydınlatılması için verdikleri hukuki mücadelenin ise hep engellenmek istendiğini dile getirdi. Takipsizlik kararına yaptıkları itirazın da reddedildiğini anımsatan Kadirov, “Ne yaptıysak önümüze bir engel çıkarıyorlar ve olayı kapatmaya çalışıyorlar. Kardeşimin cenazesini Bilkent Şehir Hastanesi’ne götürdük. Orada da kardeşime öldürülmeden önce ilaç verildiği anlaşıldı. Biz bu ilacın ne olduğunu, ne zaman verildiğini öğrenmek istediğimizde doktorlar bize cevap vermedi. Avukatımıza bunun cevabını vermedi. Çünkü Şirin Ünal hastanedeki doktorları da savcıları da emniyeti de elindeki haram parasıyla ve mevkisiyle satın aldı. Bu baskıyla karşı karşıya kaldık” şeklinde konuştu.
"Eğer Ünal olmasaydı bu cinayet çoktan aydınlatılmıştı"
Ortaya çıkan yeni görüntülere de değinen Kadirov, “faşizm dizisi” izler hissiyatına kapıldığını belirterek, şunları söyledi: “Hiç kimse kendisini orada yaşanılanlara maruz kalan birinin yerine koyamaz. O esnada o odada ben olsaydım, çok korkmuş, çok acı çekmiş olurdum. Çok korkunç. Hem kardeşime uyuşturucu iğneler vurmuşlar, hem boğuşmalar olmuş. Orada eminim birden fazla kişi kardeşimi dövmüştür. Kardeşimin vücudunda darp izleri, morarmalar vardı. Başının arkasına darbe almıştı. Sol gözünün altında morluklar vardı. Kardeşimi Ünal ölürdü. Eğer Ünal olmasaydı bu cinayet çoktan aydınlatılmıştı ve suçlular cezalandırılmıştı. Bu görüntüler Şirin Ünal’ın kardeşimi öldürdüğünü ortaya çıkarıyor.”
"Verdiğimiz mücadeleler sadece Nadira için değil, öldürülen bütün kadınlar için"
Kadirov, mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayarak, olaya dair duyarlılık çağrısında bulundu. Kadirov, şöyle devam etti: “Hiçbir şey kardeşimi geri getiremez. Ama kardeşimin başına gelenler başka birinin başına gelmesin. Verdiğimiz mücadeleler sadece Nadira için değil, öldürülen bütün kadınlar için. Şule Çet, Rabia Naz, Aleyna Çakır ve kayıp olan Gülistan Doku için mücadele ediyoruz.”