Bugün basına yansıyan bilgilere göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 2016’dan bu yana gündemde olan yoksulluk nafakasında değişiklik öngören taslağı incelemeye aldı. Hazırlanan taslak hayata geçerse, evlilik süresine göre yoksulluk nafakası ödenecek. Ancak kadın örgütleri, taslağın mağduriyetleri pekiştireceği görüşünde.
Meclis'e sunulması beklenen 6. Yargı Paketi'nde yoksulluk nafakasına yönelik düzenleme de yer alacak. Taslağa göre, iki yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, beş yılın altındaki evliliklerde 7-8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde ise 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor. Maddi olumsuzlukların devam etmesi durumunda ise kadının ve 2-3 yıl daha nafaka alabileceği konuşuluyor. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü avukat Yelda Koçak'a göre, basına yansıyan taslak, nafaka hakkının gasp edilmek istendiğini ortaya koyuyor. "Erkekler evliyken çalıştırmadıkları, okutmadıkları, erken yaşta evlendirdikleri kadınların boşandıktan sonra da ev içi emeklerinin karşılığı olan nafakayı artık kadınlara ödemek istemiyorlar" diyor.
Süresiz olması gerektiğine dair Yargıtay kararları var
Hükümet tarafından başlatılan nafaka tartışmasında erkeklerin "süresiz" nafaka ödeyerek mağdur olduğu iddia ediliyor. Ancak kanunda nafakanın "süresiz" ödeneceği yer almıyor. Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" diyor. Nafakanın kaldırılacağı haller ise 176. maddede düzenleniyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan avukat Ceren Akkaya, "Hiç kimse yoksuluk nafakasıyla zengin olmuyor, bu zaten kanunun ruhuna ters. Hiç kimse nafaka ödeyerek fakirleşmiyor da" diyor. Yelda Koçak ise erkeklerin nafaka mağduriyeti yaşadığı iddialarını, "Bir gün evli kaldı, ömür boyu nafaka aldı' hikâyelerinin hiçbir gerçekliği ya da istatistik karşılığı yok. İstisnanın da istisnasıdır ama bunu bahane edilerek kadınların yoksulluk nafakasına el uzatılıyor" sözleriyle eleştiriyor.
Yoksulluk nafakasının süresiz olması gerektiğine dair Yargıtay kararları var. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin düzenlediği "Nafaka Çalıştayı"nın sonuç bildirgesinde, yoksulluk nafakası konusunda yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olmadığı belirtilerek, "Yoksulluk nafakasının süresiz olmasının Anayasa’ya aykırı olmadığı Anayasa Mahkemesi tarafından hükme bağlanmıştır. Yargıtay kararları da yoksulluk nafakasının süresiz olması gereğini ortaya koymaktadır" deniliyor.
"Kimse yoksulluk nafakasıyla zengin ya da fakir olmuyor"
Yoksulluk nafakasında değişiklik yapılması ilk olarak 2016 yılında "Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu" raporu ile gündeme getirilmişti. Aile Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın 2018 yılında düzenlediği nafaka çalıştayında nafaka mağduru olduğu iddia edilen erkeklerin sayısı da dahil olmak üzere konu hakkında herhangi bir veri paylaşılmamıştı. Avukat Ceren Akkaya da, iktidar kanadından yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de nafakaların yüzde 66'sı ödenmediğini hatırlatarak, nafakaya ilişkin detaylı veri olmadığına dikkat çekiyor.
"Nafakalara dair veri önümüze konsun, bunun üzerinden konuşalım diyoruz. Böyle bir veri alamadığımız için bazı sivil toplum kuruluşları çalışma yaptı. Ankara Kadın Dayanışma Vakfı’nın çalışmasına göre, ödenen nafaka ortalaması 370 lira TL ki bu nafakaların çoğunu çocuklar için ödenen iştirak nafakası oluşturuyor."
Hükümet kadın örgütleriyle görüşmedi
Kadın hakları savunucuları, nafaka düzenlemesinin kadın hakları açısından geriye gidiş demek olacağı ve hak kaybına yol açacağı konusunda yıllardır uyarıyor. Nafaka Hakkı Kadın Platformu, 2019 yılında yaptığı imza kampanyasında siyasetçilere çağrıda bulunarak, "Tek seçenek olarak evlilik sunulduğu için meslek sahibi olamamış veya meslek sahibi olsa dahi çalışmasına izin verilmediği veya evin tüm yükü üzerine bırakıldığı için mesleğini icra edememiş kadınların bir nebze de olsa hayata tutunmasına olanak veren yoksulluk nafakasını sınırlama girişimlerinden uzak durmaya çağırıyoruz" demişti. Hükümet nafaka düzenlenmesi sürecinde kadın örgütleriyle bir araya gelmedi.
"Değişiklik yapılması için ortada gerekçe yok"
Kadın hakları savunucuları, yeni düzenleme ile yoksul kadınların daha da mağdur olacağı konusunda endişe duyuyor. Avukat Ceren Akkaya, kadınların evlendikten sonra ev ve çocuk bakımını üstlenmeleri nedeniyle çoğunlukla istihdamdan koptuğunu belirterek, "Her ne kadar kanun cinsiyetsiz olarak yoksulluğa düşme ibaresi koysa da kadınların boşanmayla beraber yoksullaştığını görüyoruz" diyor. Kadınların genellikle şiddet nedeniyle boşandığını hatırlatan avukat, çoğu kadının "Nafaka istersem boşanma süreci uzayacak" diye düşündüğünü, dolayısıyla nafakadan feragat eden kadınların sayısının az olmadığını, feragat etmeyenlerin de nafakanın tahsiliyle ilgili sorunlar yaşadığını dile getiriyor.
"Mor Çatı’ya gelen ilk sorulardan biri şu oluyor: 'Bu şiddet ortamından çıkmak için ekonomik olarak kendimi güvenceye alabilir miyim?' Şimdi, 'Şu kadar yıl alabilirsiniz ve bunu da hâkim takdir edecek duruma göre' mi diyeceğiz?”
EŞİK’ten Yelda Koçak da maddi olarak zorlanan kadınların daha da zor duruma düşeceği kanaatinde… "Yoksul kadın daha da yoksul ve çaresiz bırakılacak. Ne kadar şiddet görse de o evlilikten ya çıkmayacak ya da erkeğe herhangi bir yükümlülük getirmeden bu evlilik birliğinin içerisinden çıkacak" diyor. Mor Çatı’dan Ceren Akkaya ise nafaka meselesinin dört senedir gündem olması nedeniyle hâkimlerde halihazırda nafaka çekingenliği olduğunu, mahkemelerde nafakayı süreyle sınırlama eğilimi gördüklerini yani nafaka tartışmasının kadınları olumsuz yönde etkilemeye başladığını ifade ediyor. Kadın hakları savunucularına göre, nafaka konusunda kanunda değişiklik yapılması için ortada herhangi bir gerekçe yok. Yelda Koçak, "AKP, bir grup 'azgın azınlık' diye tarifleyebileceğimiz erkeklerin talebini kabul etmek için kadınların ve çocukların nafaka hakkına göz dikiyor" diyor.
Burcu Karakaş
©Deutsche Welle Türkçe