Nobel Barış Ödüllü aktivistten çevreye zarar verenlerin yargılanacağı küresel mahkeme önerisi

Nobel Ödülü’nü alan ilk Arap kadını ve en genç kadın olan Tevekkül Karman, geçtiğimiz salı günü Honduras’ta yaptığı konuşmada doğaya zarar veren uluslararası şirketlerin yargılanacağı bir küresel mahkeme kurulmasını önerdi.

Yeşilist’te yer alan habere göre, 2011 yılında Nobel Barış Ödülü’nü Ellen Johnson Sirleaf ve Leymah Gbowee ile birlikte alan Tevekkül Karman, Arap Baharı’nın bir parçası olan ‘2011 Yemen Ayaklanması’nın uluslararası kamuoyuna dönük yüzü olmuş, bu yüzden de kendisine Yemenliler tarafından ‘Demir Kadın’ ve ‘Devrimin Anası’ unvanları verilmişti.

Kadın ve çocuk hakları alanındaki çalışmalarıyla 2003’de aynı ödülü kazanan İranlı Şirin Ebadi ile beraber Nobel Kadın Girişimi adına düzenlenen toplantıda hedef kendi topraklarını korumaya çalışan kadınlara yönelik şiddet hakkında bilgi toplamak olarak belirlenmiş.

Nobel ödüllü iki aktivistin incelediği bölgeler olan Guatemala ve Honduras geçtiğimiz yıl Uluslararası Af Örgütü tarafından çevre aktivistleri için dünyanın en tehlikeli bölgesi seçilmişti. 2009 yılından itibaren bölgede 129 çevre aktivisti düzenlenen saldırılar sonucu hayatını kaybetti.

Özellikle silahlı saldırıda yaşamını kaybeden, yerli halkın toprakları üzerine inşaa edilmesi planlanan hidro enerji santraline karşı çıkan,  Honduraslı aktivist Berta Caceres’in ölümü uluslararası medyada geniş yer bulmuş, bölgede yaşanan tehlikeye dikkat çekmişti.

Caceres’in annesini ziyaret eden ve bölgedeki durumu inceleyen Tevekkül Karman, yolsuzluk ve para aklama gibi durumları inceleyecek, bununla beraber doğaya zarar verecek şekilde onu sömürenlere karşı savaşacak uluslararası özel bir mahkemenin kurulmasını önerdi.

Karman bu mahkemenin soykırım, savaş suçları ve insanlığa yönelik suçlar işleyenleri yargılayan ve merkezi Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne benzer bir şekilde olması gerektiğini belirtti.

Karman, bölgedeki gibi yolsuzluğa karşı savaşan ve ölümü şüpheli kişilerin davaları ile insan ve doğa hakları savunucularının davalarının ayrı bir şekilde önerilen uluslararası özel mahkemede ele alınmasını savunuyor.