Alman basınında Sri Lanka’daki terör saldırılarını IŞİD’in üstlenmesi, Kuzey İrlanda’da yaşanan şiddet olayları ile Rusya ve Kuzey Kore liderlerinin Perşembe günü gerçekleştireceği görüşme öne çıkıyor.Sri Lanka'da Pazar günü üç kilise ve beş yıldızlı üç oteli hedef alan eş zamanlı bombalı saldırıları IŞİD üstlendi. Neue Osnabrücker Zeitung IŞİD'in bu saldırılarla "hayat belirtisi” gösterdiğini ifade ediyor.
"Sri Lanka'daki kanlı saldırıların ardından bir çok spekülasyon ortaya çıktı. Yine iç savaş çıkacak mı? Veya Budist fanatikler Hristiyan azınlığa saldıracak mı? Hayır, 300'den fazla Paskalya ayinine katılan dindar ile otel misafiri IŞİD’in üstlendiği terör saldırısının kurbanı oldu. Irak ve Suriye’de baskı altına alınan aşırı İslamcılar böylelikle hayat belirtisi gösterdi. Özellikle de destekçilerine, kendilerini cihatçı ilan edenlerin yenilmediğini göstermek istediler. Teröristlerin yeni saldırılar düzenlemek için, yer altında yeniden organize olmaları mümkün. Bu nedenle de, yeni bir küresel terör dalgası tehditinin olup olmadığını ortaya çıkartmak için, Batılı istihbarat servisleri Sri Lanka'yı mercek altına almalı.”
Konstanz'da yayımlanan Südkurier gazetesinde de aynı konu işleniyor.
"IŞİD üyeleri Suriye'deki korku yaratan devletlerinin son parçalarını birkaç hafta önce kaybetti. Halifelik hayalleri de şimdilik suya düştü. Ancak yenilgi din savaşçılarını daha az tehlikeli hale getirmedi: Sri Lanka'daki dehşet veren saldırıları IŞİD üstlendi. Terör örgütünün, hâlâ var olduğunu dünyaya göstermek istediği aşikâr. Bütün İslamcı fanatikler gibi IŞİD'in de Müslüman dünyada yeni destekçiler bulabilmek için dinler arası çatışmaya ihtiyacı var. Bu nedenle de, Sri Lanka’daki kitlesel katliamın Christchurch’deki kanlı saldırılara misilleme olarak düzenlenmiş olması şaşırtıcı değil. Ancak bu gerekçe, gerçeklere aykırı kalıyor: Yeni Zelanda vatandaşları, yas tutan Müslümanların acısını paylaşmak için herşeyi yaptı. Başbakan Jacinda Ardern bunun bir işareti olarak başörtüsü taktı. Başbakan için önemli olan şiddete karşı şiddet şeklinde kısır döngüyü kırmaktı. Şimdi bunların aynısı Sri Lanka için de gerekiyor.”
Kuzey İrlanda'nın Londonderry kentinde Perşembe günü çıkan olaylar sırasında gazeteci Lyra McKee'nin vurularak öldürülmesini Katolik-milliyetçi "Yeni IRA” grubu üstlendi. Kassel’de yayımlanan Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesi bölgede artabilecek gerilime dikkat çekiyor.
"IRA’nın 2006 yılında şiddete son verdiğini ilan etmesinin ardından, mücadeleye devam eden gruplar halktan büyük destek almadı. Ancak artık gerginliğin yeniden tırmanma riski artıyor. Londra’daki Avam Kamarası’nda bazıları bu tehlikenin farkında değil gibi görünüyor. Muhafazakârlar arasındaki bazı sert tutumlular ve Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi, İrlanda adasında katı bir sınırı engelleyecek çözüme yanaşmıyor ve Kuzey İrlanda'da yangına körükle gidiyorlar. Kuzey İrlandalıların çoğu bundan yaklaşık üç yıl önce Brexit’e karşı oy kullanmıştı. Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda ile birlikte gerçekten Avrupa Birliği'nden ayrılırsa, İrlanda’nın birleşmesini isteyen sesler artabilir. Burada soru şu, hoşnutsuzluk sokak çatışmaları ve saldırılar ile mi dile getirilecek, yoksa ılımlılar kendilerini kabul mu ettirecek?.”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Perşembe günü Vladivostok'ta Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile bir araya gelecek. Süddeutsche Zeitung, Kuzey Kore liderinin Rusya’ya gerçekleştireceği ilk resmi ziyareti ele alıyor.
"Rusya Devlet Başkanı, Donald Trump’tan farklı olarak, Nobel Barış Ödülü'ne aday olarak gösterilmenin hayalini kurmuyor. Buna rağmen, ABD Başkanı ile Kim Jong Un'un Şubat ayında yaptığı görüşmede silahsızlanma konusunda uzlaşma sağlayamadıkları, Putin'in gözünden kaçmamış gibi görünüyor. Birincisi, görüşmenin başarıya ulaşmaması, Birleşmiş Milletlerler yaptırımlarının gevşetilmesini ümit eden Kim'i, Putin açısından ilginç bir görüşme ortağı haline getirdi. İkincisi, Putin, ABD ile Kuzey Kore arasındaki nükleer anlaşmazlıkta arabulucu bir rol oynama ihtimalini sezdi. Putin'in, pazarlık için pek gücü yok. Ama bu da, Vladivostok'ta içerikten ziyade jestin daha önemli olacağını gösteriyor.”
dpa,AFP/JD,BK
© Deutsche Welle Türkçe