Almanya'da sekizi Türk olmak üzere 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün faaliyetleriyle ilgili Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporu bugün meclis genel kurulunda görüşmeye açılıyor. Raporda tıpkı ilk komisyonun gibi cinayetlerin aydınlatılması konusunda güvenlik güçlerine eleştiriler yöneltildi. Komisyon raporunda ayrıca ırkçılıkla mücadele için alınması gereken tavsiyeler listesine yer verdi. 2015 sonlarından itibaren 54 kez toplanan araştırma komisyonu 84 tanık ve uzmanı dinledi, aynı zamanda 12 bin dosyayı inceledi.
"Sadece üç kişiydiler” savı kuşkuyla karşılanıyor
Sosyal Demokrat Parti (SPD) komisyon heyetinin başkanı Uli Grötsch, aşırı sağcı tanıkların NSU terörünün aydınlatılmasına en küçük katkıda bile bulunmadıklarını ve NSU'yu örnek alan oluşumlarla karşılaşılabileceğini söyledi. Grötsch, yeni kurulan bir sağ terörist yapılanmayı örnek gösterdi ve militan sağın şiddete eğilimli ve iyi şebekelenmiş olduğunu belirtti.
Komisyon, Federal Başsavcılığın NSU hücresinin üç kişiden oluştuğu teorisini kuşkuyla karşılıyor. Başsavcılık, NSU davasının baş sanığı Beate Zschäpe ile 2011 yılında intihar eden Uwe Bönhardt ve Uwe Mundlos'un 2000 yılında başlattıkları cinayet ve bombalı saldırılarda dışarıdan yardım almadıkları tezini savunuyor. Başsavcı Herbert Diemer'in açıklamaları komisyon üyelerinin kuşkularını dağıtmaya yetmedi.
Güvenlik makamlarının zihniyeti değişti mi?
NSU cinayetlerinde ihmalle suçlanan güvenlik makamlarında NSU cinayetlerinden bu yana zihniyet değişikliği olup olmadığı konusunda ise komisyon üyeleri parti aidiyetlerine göre farklı görüşte. Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) komisyondaki heyet başkanı Armin Schuster bu konuda ilerleme kaydedildiğini ve "güvenlik makamlarını nasıl bilinçlendirdiklerinin tasavvur edilemeyeceğini" söyledi.
Diğer partilerin komisyondaki üyeleri ise güvenlik kurumlarındaki yapısal değişikliklerin aşırı sağ teröre yaklaşım tarzını etkilemeyeceğini, hatta ters etki yapabileceğini savunuyor.
Takibat dosyaları neden imha edildi?
Yeşiller Partisi komisyon heyetinin sözcülüğünü yapan İrene Mihalic terör çetesinin dağılmasından hemen sonra NSU takibat dosyalarının neden imha edildiğinin ortaya çıkarılamadığını söyledi. Dosyaları muhafaza etmekle görevlendirilen emniyet mensubu komisyondaki ifadesinde hiç çekinmeden, ne kadar önemli olduğunu anladığı için dosyaları imha etmeye karar verdiğini söyledi. Federal Başsavcılığın bu ifadeye kayıtsız kalması komisyon üyelerince eleştirildi.
Maktul yakınları cevap bekliyor
Aynı zamanda Federal Meclis başkan vekili de olan Sol Parti'nin NSU araştırma komisyonundaki sözcüsü Petra Pau "Bana kalsa Anayasayı Koruma Teşkilatı'nı hemen lağvederdim” dedi.
Birlik ve Yeşiller partileri ise eyalet anayasayı koruma teşkilatlarının sayılarının azaltılmasından yana. SPD'li Grötsch birinci NSU Cinayetlerini Araştırma Komisyonu'nun tavsiyeleri doğrultusunda Almanya'nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nda yapısal reform başlatıldığını hatırlattı. Eyalet teşkilatları arasındaki işbirliğinin düzelmesinde reformların etkili olduğu görüşüne ise bütün komisyon üyeleri katılmıyor.
CDU Milletvekili Clemens Binninger başkanlığındaki 2. NSU Cinayetlerini Araştırma Komisyonu, araştırmanın eylül ayındaki genel seçimlerden sonra da devam etmesi gerektiğini duyurdu. Aynı zamanda Almanya'daki ırkçılık ve sağ terörizmle ilgili bir dilekçe komisyonunun kurulması da gündeme geldi. NSU’nun katlettiği kişilerin yakınları ise bütün bu önlemleri yeterli bulmuyor. "Babam, oğlum, eşim neden öldürüldü?” sorusunu şimdiye kadar ne Münih'te yargılanmakta olan baş sanık Zschäpe, ne de özel komisyon yanıtladı.
İçişleri Bakanları dosyaları açtırabilirler
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın kayıtlarında maktul ailelerinin merakını giderecek ipuçlarına rastlanabileceğine dikkat çekiliyor. Ancak bu dosyalar, teşkilatın çalışmalarını ve muhbirlerinin güvenliğini tehlikeye sokabileceği gerekçesiyle gizli tutuluyor.
CDU'lu komisyon üyesi Schuster yetkili İçişleri Bakanları'nın gizlilik şartını kaldırabileceklerini söylüyor. Schuster'in aklını kurcalayan hususların başında Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı mensubu Andreas Temme'nin Yozgat cinayetindeki rolü geliyor. Halit Yozgat'ın Kassel'deki dükkanında kurşunlanması sırada olay yerinde olan Temme ifadesinde "hiçbir şeyi fark etmediğini” söylemişti.
Temme ifadesi sırasında çelişkili yanıtlar vermişti. Schuster “rastlantıları aşırı fazla bulduğunu” belirtirken, Sol Partili Petra Pau "kaynak dokunulmazlığının aydınlatmadan üstün tutulmasının” Başbakan Angela Merkel'in “NSU terörünün bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarılacağı” şeklindeki sözlerine ters düştüğünü söyledi. Merkel 2012 yılının şubat ayındaki NSU kurbanlarını anma töreni sırasında teröristlerce öldürülenlerin yakınlarına bu sözü vermişti.
İlk komisyonun raporu
NSU cinayetlerini araştıran ilk komisyon, terör hücresinin ortaya çıkarıldığı 2011 yılında kurulmuş ve yasama döneminin kapandığı 2013 yılında açıkladığı raporunda “polisi, anayasayı koruma teşkilatı ve sorumlu siyasetçileriyle birlikte devletin bütün kurumlarıyla büyük başarısızlığa uğradığını” dile getirmişti.
Meclis özel komisyonu 2013'te ırkçılıkla mücadeleden güvenlik makamlarının ıslah edilmesine kadar 47 maddelik bir tavsiyeler listesi de hazırlamıştı. Dört yıl sonra ikinci komisyon da alınması gereken daha bir dizi önlem olduğuna işaret etti. Federal Meclis'te grubu bulunan siyasi partiler, NSU cinayetleri konusunda kafalarda birçok soru işaretinin kaldığını belirterek, 2015 yılında istihbaratın bu cinayetlerin ortaya çıkarılması konusundaki ihmal ve hatalarının ortaya çıkarılmasını ve gerekli derslerin alınması için 2. Bir araştırma komisyonunun kurulmasına karar vermişti.
Marcel Fürstenau
© Deutsche Welle Türkçe