Almanya’da 8’i Türk 10 kişinin ölümünden sorumlu Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında hızla sona yaklaşılıyor. Bugün görülen 436'ncı duruşmada Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, beş yılı aşkın bir süredir devam eden davanın bitiş etabı için takvimi belirledi. 3 Temmuz Salı günü baş sanık Beate Zschäpe ve NSU'ya yardım etmekle suçlanan dört kişiden üçü, son kez söz alacak. Ardından Temmuz'un ikinci haftasında hükmün açıklanması bekleniyor, zira hakimler duruşmaların tamamlanmasından sonra en geç 11'inci gün kararı açıklamak zorunda.
Zschäpe'nin avukatı Mathias Grasel, müvekkilinin Salı günü söz alarak yaklaşık beş dakika konuşacağını açıkladı. NSU'ya yardım etmekle suçlanan dört kişiden Ralf Wohlleben, Carsten S. ve Holger G.'nin de son kez söz almak istedikleri, André E.'nin ise konuşmayacağı belirtildi. Davada Çarşamba ve Perşembe günleri için öngörülen duruşmalar ise iptal edildi.
Baş sanık Zschäpe, Mayıs 2013'te başlayan davada avukatlarının belirlediği strateji doğrultusunda sessiz kalma hakkını kullandı ve bugüne kadar sadece bir kez konuştu. Eylül 2016'da konuşan Zschäpe, daha önce aidiyetini Nasyonal Sosyalizm'in bazı ögeleri üzerinden tanımladığını ancak artık bunun değiştiğini söylemiş ve "'Bugün artık insanları etnik köken veya siyasi görüşlerine değil, davranışlarına göre değerlendiriyorum” ifadelerini kullanmıştı. "Hatalı davranışı” nedeniyle üzgün olduğunu belirten Zschäpe, davanın geri kalan duruşmalarında sadece avukatları üzerinden yazılı açıklama yapmıştı.
Zschäpe 14 yıl boyunca Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile yeraltında yaşamış, bu süre boyunca Mundlos ve Böhnhardt 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman polis memuru olmak üzere 10 kişiyi öldürmüştü. Kasım 2011'de ikili bir banka soygunu girişiminde bulunmuş, başarısız girişimin ardından bir karavanda ölü olarak bulunmuştu.
NSU davasında Federal Savcılık Zschäpe için en üst ceza olan müebbet hapis ve NSU'nun tüm suçlarına iştirak etmekten hapis cezası istiyor. 43 yaşındaki Zschäpe'nin avukatları ise müvekkillerinin cinayet ve diğer saldırılara iştiraki olmadığını, sadece Kasım 2011'de Zwickau'da üçlünün saklandığı evi kundaklamaktan dolayı ceza alması gerektiğini savunuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
dpa, AÜ/BK