Alman hükümeti, mülteci akınına çare aramaya devam ediyor. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'in Suriyeli mültecilerin ailelerini getirmelerine izin verilmemesi önerisi ise tartışma yarattı. Frankfurter Allgemeine Zeitung, düşünülmeden yapılan bu açıklamanın Hristiyan Birlik partileri içinde gizliden ya da açıktan taraftar bulduğuna dikkat çekerek yorumuna şöyle devam ediyor:
“Eyalet içişleri bakanları da aile birleşimi konusunun ancak mülteci akını rayına oturduğunda, yani mülteciler sayıca azaltılabilirse, ancak o zaman bunun düşünülebilecek bir konu olduğuna inanacak. Bu ise ancak yerel yönetimlerde idari işlerin üstesinden gelebilen politikacıların Berlin’de de söz sahibi olmalarıyla mümkün olabilecektir.”
Almanya'da 8'i Türk 10 kişinin ölümünden sorumlu tutulan aşırı sağcı NSU örgütü üyesi Beate Zschaepe'nin 2,5 yıllık aradan sonra çarşamba günü ilk kez ifade vereceği açıklandı. Pforzheimer Zeitung'un konuya ilişkin yorumunda şu satırlar yer alıyor:
“Zschaepe vereceği ifade ile NSU karanlığına gerçekten ışık tutabilecek mi, bunu bekleyip göreceğiz. Ama herşeye rağmen bu tavır değişikliği dikkate şayan! Bu değişim belki bir fırsat da yaratabilir. Hem gerçeği arayan kurban yakınları açısından hem de mahkemeden mümkün olabildiğince yumuşak bir karar çıkmasını amaçlayan Zschaepe açısından. Örneğin cezasını çektikten sonra bir süre daha hapiste tutulmak zorunda kalmaması gibi. Bunun için ise en azından pişmanlık duyduğunu açıklaması şart. Aradan geçen 30 aydan sonra pişmanlık açıklaması inandırıcı olur mu, o başka bir soru.”
Landeszeitung’un yorumu ise şöyle:
“Bu konudaki dönüşüm bir sansasyon, ama çok da sürpriz sayılmaz. Zira Beate Zschaepe, ancak ve ancak suskunluğunu bozduğunda en yüksek cezadan kurtulacağını anlamış gibi görünüyor. Zschaepe, NSU'nun kullandığı kanallar, faaliyetler ve bu aşırı sağcı hücrenin Alman güvenlik birimleriyle olası ilişkileri hakkında bilgi verebilir. Bu yönde ifade verecek olursa, sadece kendi avukatlığını yapmış olmakla kalmaz, aynı zamanda Alman makamlarının ırkçı cinayetlerin aydınlatılmasında başarısız kalmış olduğunun da baş tanığı durumuna gelmiş olur.”
Wolfgang Niersbach, Almanya Futbol Federasyonu'ndaki (DFB) başkanlık görevinden istifa etti. Niersbach, 2006 Dünya Futbol Şampiyonası'na Almanya'nın ev sahipliği yapması için rüşvet ödendiği yönündeki iddialar nedeniyle büyük baskı altındaydı. Badische Zeitung bu istifayı yorum sütunlarına taşıyor:
“Almanya Futbol Federasyonu'nun başkanı olarak görevinden istifası kaçınılmazdı. Görevi gereği sorunları en üst kademede aydınlatması gereken Niersbach’ın aynı zamanda suçlanan kişi olması mümkün değildi. Aldığı karar bazı fırsatların doğmasına da yol açıyor: Almanya Futbol Federasyonu şimdi kişilerin hangi görevde olduğuna bakmaksızın ve en azından belirli ölçüde inanırlığını yitirmeden bu skandalın aydınlatılmasında rol oynayabilir. Hatta bu konuda başı çektiğini bile sergileyebilir. Bu çatı örgütü, herşeyden önce faaliyetini şeffaf yürütmelidir. Wolfgang Niersbach ise, görevini kaybetmesi acı bile olsa, gerçeğin gün yüzüne çıkmasına cidden katkıda bulunacağını kanıtlayabilir. Ve bu şekilde selefi Theo Zwanziger’den farklı olduğu da ortaya çıkar.”
