Öcalan’a Haziran'da özgürlük tartışması, Dervişoğlu: Ulaklardan gelen mesajın tarafı Cumhurbaşkanı'dır

İYİ Parti Genel Başkanı Musavvat Dervişoğlu, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Haziran başında serbest kalıp kalmayacağı tartışmasına ilişkin, “Bizim açımızdan tartışmanın tarafı Öcalan’ın ulakları değil, Cumhurbaşkanı, hükümet ve o hükümetin değirmenine su taşıyan ortaklarıdır. Hodri meydan. Millet mi büyük hükümet mi büyük görelim” dedi.

TIKLAYIN - Pervin Buldan İtalya'da tarih verdi, Öcalan'a Haziran'da özgürlük

Dervişoğlu, Now TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programında, DEM'den gelen "Öcalan haziran başında fiziki olarak serbest kalacak" açıklamalarına ilişkin şunları söyledi:

“Tartışmanın tarafı Öcalan’ın ulakları değil, Cumhurbaşkanı”

“Bizim açımızdan tartışmanın tarafı Öcalan’ın ulakları değil, Cumhurbaşkanı, hükümet ve o hükümetin değirmenine su taşıyan ortaklarıdır. Hodri meydan. Millet mi büyük hükümet mi büyük görelim.”

"Cumhurbaşkanı’ndan aydınlatıcı bilgi yok"

“Süreçle ilgili olarak Cumhurbaşkanı’nın hükümetin ortaklarının aydınlatıcı bilgileri kamuoyu ile paylaştıklarına şahit olmuyoruz. DEM’den gelen, İmralı’dan gelen mesajlar, bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiye alacağı şeyler değil” diyen Dervişoğlu, “Bu ses nereden geldi şimdi? Dikkat ederseniz İtalya’dan geldi. İtalya neresi? Abdullah Öcalan denen cani Suriye’den çıktıktan sonra ilk ikametgahlarından biri. Dolayısıyla muhattabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise aydınlatıcı bilgileri vermesi gereken bu devleti yönetenlerdir” dedi.

“Bizim söylediğimiz hiçbir şey sürpriz değil”

Türkiye’nin milli varlığı üzerinde oyun oynanan bir ülke konumunda olduğunu belirten Dervişoğlu, “Bu toplantıyı yapanlar da Ortadoğu coğrafyasını nasıl şekillendirmeye çalıştıklarını ifade ediyorlar. Yani bizim söylediğimiz hiçbir şey sürpriz değil. Bugüne kadar ne söylediysek bulunduğumuz yerdeyiz. Keşke haklı çıkmasaydık da diyoruz” dedi.

“Türkiye karanlık bir yere doğru sürükleniyor”

Dervişoğlu şöyle devam etti:

“Türkiye Cumhuriyetsizleştirmek isteniyor. Türkiye Türksüzleştirilmek isteniyor. Türkiye’nin üniter yapısına son derece dikkate alınması gereken tecavüzler var. Üniter devlet yapısıyla birlikte vatandaşlık tanımı üzerinde bir takım tartışmalar yaşanacak. Bu milli birliğimize ve vatan bütünlüğümüze zarar verecek diye defaatle ifade ettim. Bu ciddi bir milli güvenlik tehdididir. Ona da işaret ettim. Dolayısıyla bu arkadaşlar milletin vicdanında kirlenmiş doğrularla hareket etmek yerine, milletle olmak, milletle oturmak, milletle karar vermek yerine batılı emperyalistlerin, Trump’ın sofrasına oturarak bir takım kararlar verme tercihinde bulunuyorlar. Türkiye karanlık bir yere doğru sürükleniyor. Terörle mücadele, teröristle müzakere edilerek çözülemez. Terör ve terörizm birbirinden farklı şeylerdir. Terör münferiden de yapılabilir. Ama terörizm bir amaca matuftur. Türkiye’nin başına yarım asırdan beri bela olmuş ve geçmişi olan bir terör kalkışmasının neye malolacağının hesabının doğru yapılması lazım. Ne istendiğine bakılması lazım. Yaşadığımız coğrafyada Türkiye’nin bölünmesi isteniyor. Türk milletinin milli birliğinin ve beraberliğinin dağıtılması hedefleniyor.”

Ne oldu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi. 

Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu. 

Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.

PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.