Gündem
BBC Türkçe

'Oğlumu 1994'te kaybettim, kalbi bu yıl durdu'

1994 yılında İtalya'da tatil yaptıkları sırada açılan bir ateş sonucu oğullarını kaybeden bir anne ve babanın, çocuklarının organlarını bağışlama kararı, 10 yıl içinde ülkedeki organ bağışı oranının 3 katına çıkmasını sağladı. Yedi yaşında hayatını kaybed

06 Mayıs 2017 13:25

29 Eylül 1994 gecesi, ailesi ile güney İtalya'ya tatile giden yedi yaşındaki Nicholas Green arabayla seyahat ettikleri sırada bir başka araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Bu olayı bir daha hiçbir zaman unutamayan anne ve babası Reg ile Maggie, oğullarının organlarını bağışlamaya karar verdi.

Bu karar ise İtalya'da organ bağışının 10 yıl içinde üç katına çıkmasını sağladığı için "Nicholas etkisi" olarak adlandrılıyor.

Amerikalı çift Reg ve Maggie Green, o gece bir araba tarafından takip edildiklerini, ardından da arabalarına ateş açıldığını anlatıyor.

Açılan ateş sonucu arabanın arka koltuğunda oturan Nicholas hayatını kaybederken kız kardeşi Eleanor ise sağ kurtulmayı başarıyor.

Nicholas komaya girdikten sonra hastanede hayatını kaybediyor. Ailesi ise organlarını bağışlama kararı alıyor.

Nicholas'ı arabanın arka koltuğunda öyle gördüğü anın hayatının en 'kasvetli' dakikası olduğunu anlatan 88 yaşındaki baba Green, yaşadıklarından yola çıkarak 'Nicholas Etkisi' adında bir kitap yazdı.

Kitap, Jamie Lee Curtis ve Alan Bates'in başrolünde oynadığı 'Nicholas'ın Hediyesi' adlı filmin de esin kaynağı.

İtalya'da suçluların yakalanmaları olasılığını artırması dolayısıyla çocukları öldürmedikleri biliniyor. Nicholas'ın durumunda da ateş açan Francesco Mesiano ve Michele Iannello bulunuyor.

Hala hırsızlık amacıyla mı yoksa yanlışlıkla mı Greenler'in arabasını hedef aldıkları bilinmezken suçlulardan birinin İtalya'nın en iyi avukatlarından birini tuttuğu ve mafya bağlantılarının bulunduğu biliniyor.

Green, tatil yaptıkları sırada küçük bir Amerikalı çocuğun öldürülmesinin İtalyanların utanmasına sebep olduğunu ve bu yüzden organ bağışının kaçınılmaz bir hale geldiğini anlatıyor.

Green, Avrupa'da organ bağışında son sırada olan bir ülkede organ bağışının bu kadar artmasının inanılmaz olduğunu söylüyor.

1993 yılında Nicholas vurulmadan önce yılda 6.2 milyon kişi organlarını bağışlarken bu rakam 2006'da 20 milyona çıktı.

1999 yılında ise biri hayatını kaybettiğinde başka bir sebep gösterilmediği takdirde organlarının bağışlanmasına karar verildi. Fransa, Yunanistan, Portekiz ve İspanya'da da aynı uygulama söz konusu.

İtalya'da Nicholas'ın adı 120 yere verildi:

Aile, dört ay sonra tekrar Sicilya'ya giderek Nicholas'ın organlarının bağışlandığı kişilerle buluştu.

Green organların bağışlandığı kişilerle bir araya geldiği anın çok yoğun olduğunu anlatıyor:

"Kapı açıldı ve altısı içeri girdi, o an inanılmazdı. Bazıları gülümsüyordu, bazılarının gözünde yaş vardı, bazıları ise yaşadıkları için utanıyordu.

Bu insanların çoğu ölümün kıyısındaydı. Bunun ne kadar büyük bir şey olduğu ilk defa o zaman çarptı.

Aynı zamanda bundan fazlasıyla etkilenen ebeveynler, büyükanneler ve büyükbabalar vardı. Eğer kurtarmasaydınız hayatları kötü olacak çok daha fazla insan olduğunu hissediyordunuz."

Green ailesi Eleanor'ın yalnız büyümemesi için Mayıs ayında 21 yaşına girecek olan Laura ve Martin adında ikizleri dünyaya getirdi.

Reg Green, oğulları hayatını kaybettiğinden beri gerçekten mutlu olduğu tek bir anın olmadığını anlatıyor.

Nicholas Etkisi ise bu durumla başa çıkmalarını sağlıyor.

Green her yıl iki defa organ bağışına dikkat çekmek için İtalya'ya gidiyor.

En son Nicholas'ın karaciğerini aldıktan sonra hayata dönen ve dünyaya getirdiği oğluna Nicholas adını veren Maria Pia Pedala ile bir araya geldi.

Nicholas'ın kalbini alan Andrea Mongiardo ise Nicholas'tan daha uzun süre kalbiyle yaşadıktan sonra bu yıl hayatını kaybetti.

Ancak baba Green, oğlunun kaybıyla organ bağışı sayesinde binlerce kişinin olumlu bir şekilde etkilendiğinin farkında.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir