08 Nisan 2025 17:52
Güncelleme: 09 Nisan 2025 00:24
Üniversite öğrencileri, Kadıköy’de yer alan Festivalpark’ta “Gençlik Dayanışma Sahnesi” için Kadıköy Rıhtım'da buluştu. Polis, alanı abluka altına aldı. Öğrenciler, sokak eylemlerinde tutuklanan sıra arkadaşları için çağrı yaparak; “Mahir’e, Ekrem’e, öğrenciye özgürlük”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Ekrem dışarı, Tayyip içeri”, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Ablukanın açılmasıyla öğrenciler Festivalpark'a yürüdü.
Adamlar, Dolu Kadehi Ters Tut, Yaşlı Amca gibi grupların sahne alacağı festival için Kadıköy Rıhtım’dan İstanbul Üniversitesi, Koç Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi, Galatasaray, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi gibi okulların öğrencileri kortej halinde yürüyerek konser alanına geçti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla İstanbul Üniversitesi’nin başlattığı protestolar, tutuklanmasıyla ivme kazanarak devam etti. Ekonomik boykotton yürüşlere farklı şekillerde protestolarını sürdüren öğrenciler, bugün Kadıköy’de yer alan Festivalpark’ta Gençlik Dayanışma Sahnesi’ni kurdu. Protestolarda tutuklanan 301 öğrencinin serbest bırakılması için çağrı yapan öğrenciler “Mahir’e, Ekrem’e, öğrenciye özgürlük”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Ekrem dışarı, Tayyip içeri” “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Rıhtımda öğrencilere CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek de katıldı. Konser, Adamlar'ın sahneye çıkmasıyla başladı.
Gençlik Dayanışma Sahnesi’nde konuşan bir lise öğrencisi, "Onların küçümsediği Z kuşağı, zincirleri kıran kuşak olacak" dedi. Anne-Baba Dayanışma Ağı'nden bir kişi, "Zor günler geçiriyoruz ama bizim bir sürü kızımız oğlumuz var" diye kullandı. Sahnede konuşma yapan sanatçı Ufuk Beydemir, "Öğrenciler olarak gösterdiğiniz dayanışma hepimize güç veriyor. Sanatçılar olarak sizlerin yanındayız” ifadelerini kullandı. Polisin gözaltına alınan kadın ve LGBTİ+'lara "cinsel şiddet" iddiaları üzerine konuşma yapan öğrenci, "İşkence insanlık suçudur!’ diyerek erkek devlet şiddetine karşı bir araya geldik. Tam da bu yüzden hayatlarımızın her anında olan erkek egemen zihniyeti; dilimizde ve söylemlerimizde yıkmak, küfrü ve eril söylemleri üretmemek iktidarın kadın düşmanlığına ve nefret politikalarına karşı da mücadele etmek demektir" diye konuştu.
İstanbul’un çeşitli noktalarından vapur ve Marmaray kullanarak Kadıköy Rıhtım’a gelen öğrencileri polis alanda abluka altına aldı. Polis öğrencilerin Festivalpark’a yürüyüşüne izin vermedi. Ablukaya ve yürüyüş yasağına tepki gösteren öğrenciler, “Polis simit sat onurlu yaşa” sloganı attı.
Gençlik Dayanışma Sahnesi ile protestolarını sürdürecek olan binlerce öğrenci, Kadıköy Rıhtımda toplanıp sahil şeridi üzerinden okul kortejleri halinde Festivalpark’a yürüdü.
Öğrenciler “Gençlik Dayanışma Sahnesi” için Kadıköy Rıhtım’a geldi; polis ablukası açıldı, yürüyüş başladı, "Ekrem dışarı, Tayyip içeri!" sloganları atıldı.
Festivalpark’a yürüyen öğrencilere tutuklanan öğrencilerin ailelerinin oluşturduğu Anne-Baba Dayanışma Ağı da katıldı. Yürüyen öğrencileri festival alanı girişinde karşılayan aileler, “Gençler serbest bırakılsın” sloganı attı.
Anne Baba Dayanışma Ağı adına yapılan konuşma şöyle:
"Zor günler geçiriyoruz ama bizim bir sürü kızımız oğlumuz var. Yüz binlerce insan sizinle dayanışma içinde. Sıra arkadaşlarınızı hukuksuz yere tutukladılar. Onlardan sizlere selam var. Sizleri çok özlüyorlar. Bu ülkenin gençleri ayağa kalktığında nasıl korkuyu aştıklarını gördüler. Sizinle buluşmak istiyorlar, aranıza dönmek istiyorlar. Biz çok kısa sürede ülke gündemine anneler babalar olarak girdik. Biz aileler birbirimize emanetiz, sokak sokak kanal kanal geziyoruz. Bizi gündem eden medyaya teşekkür ediyoruz. Korkuyu aştık, bakın gözlerimize hiç korkudan eser var mı? İktidara sesleniyoruz, çocuklarımızı serbest bırakın
Sizler bizlere, bizler sizlere emanetiz. Sıra arkadaşlarınız sizleri çok özlemiş, sizler de onları özlediniz. Ama neşelerinden hiçbir şey kaybetmediler, bunu bilmenizi istiyorlar. Neşenizi kaybetmeyin.
"Yarın diyorlar ki, şiddete hayır, KADES'i indirin. Biz nasıl güvenip de polisten, devletten yardım isteyeceğiz? Devletin polisine güvenmek imkansız. Herkese bizi bu günde yanlış bırakmadığınız için teşekkür ederiz" dedi. Bir başka kadın ise "Ben hepinizle gurur duyuyorum. Çocuğumu Saraçhane'ye ben yolladım. Ben bir anneyim, çocuğumu haksızlığa boyun eğmemesi için yetiştirdim. Benim kendi yolladığım çocuk, Vatan Emniyet'e alındı. Bilgi almak istedim, bana bilgi veremeyeceklerini söylediler. Çocuğumu Gayrettepe'ye yolladılar, hiç göremedim. Herkesle onur duyuyorum, ben dimdik duran bir çocuk yetiştirdim"
Kadıköy Rıhtım’daki polis ablukasını aşan öğrenciler Festivalpark’a ulaştı. 19 Mart'tan bu güne sürdürülen eylemler hakkında konuşan öğrencilerin temsilcisi konuşma yaptı. Konser öncesinde yapılan konuşma şöyle:
"Sokaklarında olarak bugün seyirciler olarak Kadıköy'de Miran'a gelen bütün arkadaşlarımızı selamlıyoruz. Arkadaşlar bugün burada İstanbul'daki pek çok üniversiteden öğrentiler olarak toplanttık. Dayanışma konserimize de başlamadan önce söylemek istediğimiz birkaç kelamımız olacak.
Bilindiği üzere İmamoğlu'nun diploma iptaliyle başlayan demokrasi seferberliğini öğrenciler olarak bizler sırtladık. Önce Bayazıt'taki barikatı aşıp Saraçhane'yi bir direniş alanına çevirdik.
Günlerce üniversitelerimizdeki hayatı durdurduk. Ardından birleştik, İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu'nu kurduk. On binlerce öğrenci hep birlikte Şişli Belediyesi'ne yürüdük.
Ancak bugün birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımızın bir kısmı ne yazık ki aramızda değil. Çünkü demokratik haklarının gasp edilmesine izin vermedikleri için kayyum rejimine karşı haklı ve meşru bir mücadele verdikleri için tutuklandılar. Oysa demokratik hak ve özgürlükleri savunmak suç değildir.
Bugün tutsak olan arkadaşlarımızın uğradığı baskıların hiçbiri hukuki dayanağı yoktur. Bugün tutuklu olan arkadaşlarımızın sesine ses olmak için burada toplandık. Tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Bizler çok iyi biliyoruz ki bugün hapishanelerde mahkum edilen arkadaşlarımız suç işledikleri için değil koltuğunu kaybetmek üzere olan tek adam rejimine tehdit oldukları için tutuklandılar. Kayyum rejimine ve temsil ettiği sermaye kesimlerinin biz öğrenciler, emekçiler, ezilen halklarla yine demokratik alanları genişletmekten hiçbir menfaatleri yok.
Bu doğrultuda biz öğrenciler olarak önce sıra arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Seferberlik süresince inşa ettiğimiz komiteleri, kurulları ve diğer seferberlik örgütlerini kalıcılaştıralım. Öğrenci Temsilci Kurulları (ÖTK) seçimleri aracılığıyla demokratik haklarımız olan seçme ve seçim hakkını kullanarak okullarımıza temsilci seçme hakkımızı kazanalım.
Ayrıca emekçilere sesleniyoruz. Mücadelemizi birleştirelim. En temel demokratik haklarımızın dahi boş verilençabasına karşı hep birlikte olalım.
Biz öğrenciler yola açtık. Ancak bu seferberliği ileri taşımak için kader ortaklığımızı mücadele ortaklığına çevirmemiz gerekir. Başta Türk-İş, Hak İş, Kes ve DİSK gibi konfederasyonlarla bağımsız mücadeleci sendikalar olmak üzere tüm sendikalara ve emek örgütlerine çağrımızdır.
Öğrencilerin özgürlük talepleriyle işçilerin üretimden gelen gücünü birleştirelim. Mücadelemizi genel greve büyütelim."
Festival Adamlar'ın sahneye çıkmasıyla başladı. Grubun solisti, Tolga Akdoğan sahnede "Tutsak öğrencilere özgürlük" dedi.
"Kendi sıralarımızdan örgütleniyor. Kendi sözümüzü söylüyor. Memleketin her köşesinde direnişi büyütüyoruz.
Sınıflarda, okullarda, sokaklarda biz varız. Bize zevk uşağı apolitik dediler. Ilgisiz dediler.
Ekran başından kalkmaz dediler. Ama biz onların bu ezberlerini parçalıyoruz. Biz suskunluğa değil dayanışmayla, öfkeyle ve inatla büyüyoruz.
Onların küçümsediği kuşak zincirleri kıran kuşak olacak."
Bana Sor, şarkısını söylemeden önce sahnede konuşma yapan Ufuk Beydemir, “Anayasal hakkımızı kullanarak buradayız. Öğrenciler olarak gösterdiğiniz dayanışma hepimize güç veriyor. Sanatçılar olarak sizlerin yanındayız” dedi.
Tutuklu MSGSÜ öğrencisi Ayşıl'ın mektubunu okuyan öğrenci şöyle konuştu:
"Marmara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan herkese selam getirdim. Bizim keyfimiz çoğunlukla yerinde. Birbirimize sahip çıkıp sürekli desteklemeye özen gösteriyoruz.
Bizim için yaptıklarınızı gördükçe, duydukça motivasyonumuz artıyor. Hep beraberken çabaladığımız taleplerimizi adım adım kazanımlara çevirmelerinize şahit olmak çok özel. Kendinize dikkat edin. Biz de aranıza geri döneceğiz."
Ayşıl'ın mektubunu okuyan öğrencinin konuşmasının geri kalanı şöyle:
"Bu kalabalık ve dahası seni bekliyo Ayşıl
Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak iktidarın saldırılarına karşı hayatlarımızın her anında mücadele ederken,19 Mart’tan bu yana da kampüslerden sokağa, binlerce sıra arkadaşımızla irademize, geleceğimize sahip çıkmak için alanlardayiz
Kampüslerimizden alışık olduğumuz kayyum uygulamalarına karşı demokratik üniversite, tek adam uygulamalarına karşı da demokratik yaşam talebini yükselttik.
Kampüslerimizdeki ÖGB saldırılarına, sokaklardaki polis barikatlarına karşı mücadele ederken, gözaltında kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik dayatılan çıplak arama işkencesine, cinsel şiddet ve tacize karşı susmadık.‘ susmayacagiz
İşkence insanlık suçudur!’ diyerek erkek devlet şiddetine karşı bir araya geldik. Tam da bu yüzden hayatlarımızın her anında olan erkek egemen zihniyeti; dilimizde ve söylemlerimizde yıkmak, küfrü ve eril söylemleri üretmemek iktidarın kadın düşmanlığına ve nefret politikalarına karşı da mücadele etmek demektir.
Bu söylemlerin üretilmesini kabul etmiyoruz çünkü cinsiyetçi dili üretmek demek, erkek egemenliğini de yeniden üretmek demektir.
LGBTİ+fobik yaklaşımı sürdürmek demek:
İktidarın LGBTİ+'ların temel hak ve özgürlüklerine saldırarak çıkarttığı yasa tasalarını meşrulaştırmasına, LGBTİ+'ların toplumdan ötekileştirilmesine yol açmak demektir.
Irkçı söylem ve tehditlerde bulunmak demek:
Öfkeyi bizleri kutuplaştıranlara değil alanda birlikte olduğumuz arkadaşlarımıza yönlendirerek şiddetin her türlüsüne alan açmak demektir.
Bu mücadeleyi kapsayıcı, eşitlikçi ve erkek egemenliğinden arınmış bir hale dönüştürmek için gerek üniversitelerimizde aldığımız forumlarda gerekse birlikte direndiğimiz eylem alanlarında kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak sesimiz yükseltmeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha yineliyoruz. Bizler erkek devlet şiddetinin uygulamalarına karşı; 8 Martlarda, 25 Kasımlarda , Onur Yürüyüşleri'nde ve hayatlarımızın her anında isyanımızla var olurken ‘Küfürde nesne değil, direnişte özneyiz!’ diyoruz!
Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz"
Binlerce öğrencinin katıldığı konser, Can Kazaz'ın sahneye çıkmasıyla sonlandı. Öğrenciler halaylar ve sloganlarla polis müdahalesi olmadan yapılan protestoyu kutladı. Öğrenciler yarın Şişli Belediyesi'nin önünde yapılacak mitinge çağrı yaptı
© Tüm hakları saklıdır.