Almanya'da Paris saldırılarının ardından radikalleşmeye karşı önlemler artırılıyor. Eyaletler bazında alınan önlemlerin yanı sıra Federal İçişleri Bakanlığı ve Federal Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı da harekete geçti. Bu çerçevede emniyet ve istihbarat kurumlarında alınan önlemler kapsamında 4 bin yeni kadro açıldı, bu kurumlara ayrılan bütçe artırıldı.
Radikal İslamcılığın önlenmesi için bakanlığa bağlı kurumlarda yürütülen sosyal projelere de ağırlık verilmeye başlandı. İçişleri Bakanlığı’nın DW Türkçe’ye verdiği bilgilere göre, yayınlar, seminerler ve panellerden oluşan bu çalışmalar için yılında 870 bin euro aktarıldı, önümüzdeki yıl için ise 1,75 milyon euroluk bütçe ayrıldı.
Demokrasiyi Yaşamak
Radikal İslamcılığın önlenmesi alanındaki projeleri destekleyen kurumlardan biri de Federal Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı. Bu bakanlığa bağlı “Demokrasiyi Yaşamak” (Demokratie Leben!) adlı programda, radikal İslamcılıkla da mücadeleye yer ayrıldı.
Bu yılın Ocak ayında başlatılan programın 2019 yılına kadar sürdürülmesi öngörülüyor. 2015 yılında toplam 40,5 milyon euro bütçe ayrılan program kapsamında, ülkenin çeşitli kentlerinde radikal İslamcılığın yayılmasını önlemeyi hedefleyen 23 projenin her birine 130 bin euroya kadar mali destek veriliyor.
Protesto, provokasyon, propaganda
Bu program kapsamında yeni başlatılan projelerden biri “Protesto, Provokasyon, Propaganda-İslamcılığı önlemede öğretmenlere eğitim ve danışmanlık” adını taşıyor. Berlin merkezli Ufuq adlı derneğin yürüttüğü projede, öğretmenleri İslam hakkında bilgilendirecek, öğrencilerdeki radikal İslamcı eğilimleri görebilmelerini sağlayacak meslek içi eğitim verilmesi ve okullara danışmanlık yapılması planlanıyor.
İslamcı terör saldırıları veya Irak ve Suriye’deki çatışmalar Berlin’deki okullarda, öğrenciler arasında veya derslerde de gündeme geliyor. Proje ile ilgili bilgi veren Ufuq derneğinin Eş Başkanı Dr. Jochen Müller, gençlerin çoğunun “dindar” olmadığını ama Müslümanlığa “kimliklerinin bir parçası” olarak sahip çıktıklarını söyledi. Gençlerin aslında “toplum tarafından kabul edilmeyi ve tanınmayı istediklerini” belirten Müller, İslam’a ilişkin konuları da provokasyon aracı olarak kullandıklarına işaret etti.
Müller, Paris’teki son saldırıların ardından bazı okullarda yaşanan durumu da örnek verdi. Müller’in aktardığına göre, bazı Müslüman öğrenciler Paris saldırıları sonrasında kurbanların anısına saygı duruşunda bulunmayı redderek şu soruyu yöneltti: “Beyrut’taki veya Ankara’daki terör saldırılarında hayatlarını kaybedenler için saygı duruşunda bulunmak neden kimsenin aklına gelmedi?”
Bu gençlerin “herkese eşit muamele” konusunda son derece hassas olduğunu belirten Müller, “Ankara’daki saldırıların kurbanlarını Paris’te ölenlerden kendilerine daha yakın hissettiklerini” vurguladı. Bazı gençlerin saygı duruşunda bulunmak istememesinin bir sorun değil, öğrencilerle konu hakkında konuşabilmek için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirten Müller, öğretmenlerin böyle durumlarda çaresiz kalabildiğini de dikkat çekti.
Müller, öğretmenlerden “İslam nedir, İslamcılık hakkında hiçbir bilmiyorum. Medyadan duydum ama derste, sınıfta pedagojik olarak konuyu nasıl işlemeliyim” şeklinde telefonlar aldıklarını aktardı.
Öğretmenlere danışmanlık
Müller, öğretmenlere böyle bir durum karşısında ne yapmaları gerektiği noktasında, “bu tavrın arkasında yatan konuyu ve nedenleri” anlamalarında yardımcı olmayı hedeflediklerini belirterek, bunun “çok kolay olmadığına” dikkati çekti. Müller’e göre, gençler dini konularda kendilerine yol gösterecek birini arıyor. Ancak ailelerinde ve camilerde bu konularda yeterince bilgi alamıyor ve bunun üzerine internete başvuruyorlar. İnternette ise çoğunlukla Selefilerin Müslümanlıkla ilgili görüşleri ile karşılaşıyorlar. Müller, bu nedenle okullarda öğretmenleri bilgilendirecek çalışmaların önemine işaret ediyor.
Proje kapsamında öğretmenlere meslek içi eğitim vermenin yanı sıra sürekli danışmanlık sunulması planlanıyor. Berlin’in farklı semtlerindeki okullardan gelecek talebe göre göre yılda yaklaşık 500 öğretmene ulaşılması hedefleniyor. 2007 yılında kurulan Ufuq adlı dernek, gençlere ve öğretmenlere yönelik olarak İslam, İslamcılık ve İslam düşmanlığı konularında danışmanlık yapıyor, atölye çalışmaları düzenliyor, bilgilendirici yayınlar hazırlıyor.
Demokrasiyi Yaşamak programının yanı sıra Berlin Eyaleti Çalışma, Uyum ve Kadın Senatörlüğü’ne bağlı aşırı sağcılık, ırkçılık ve antisemitizmle mücadele programı tarafından yılda yaklaşık 130 bin euro malî destek alan projenin 2019 yılına kadar sürdürülmesi öngörülüyor.