03 Mart 2025 16:46
Güncelleme: 03 Mart 2025 17:22
T24 Haber Merkezi
AKP MYK'nın sona ermesinin ardından gündemi değerlendiren parti Sözcüsü Ömer Çelik, çözüm sürecine ilişkin olarak; "MYK toplantısına girerken 'devlet hangi tavizi verdi' şeklinde konuşulduğunu görüyoruz. Devletin ve milletin nitelikleri konusunda herhangi bir al ver süreci yoktur. Esas olan bütün sorunların demokrasi yolu ile çözülmesidir. Bu sorunların çözümü daha çok demokrasidir. Siyasetin işlem gücünün daha da artırılmasıdır" dedi.
Ne oldu?MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi. Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu. PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Abdullah Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi. PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı. |
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ramazan ayıyla beraber daha çok barışa ve huzuru temenni ediyoruz. Gazze'den yansıyan iftara hazırlık görüntüleri bile inandığı değerlere bağlı olan halkın bütün dünyaya nasıl insanlık dersi verdiğini gösterdi. O enkazın ortasında bile Ramazan'ı aksatmıyor, iftarda ellerinde ne varsa onunla hazırlık gerçekleştiriyorlar.
BU MYK'da Ramazan ayında yapılacak etkinliklerle ilgili birer sunum yapıldı. Ülkemizin her bölgesinde, her semtinde her evinde vatandaşımızla birlikte olmak için bir eylem planı hazırlandı. Genel Başkanı'mızın onayına sunuluyor. Partimiz Ramazan'ın her safhasında vatandaşla beraber olmak için bu çalışmaları yapacak
Terörsüz Türkiye hedefi için ortaya çıkanlar konusunda çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun verdiği mesajlar dünyada anlamlı bir mesaj olmuştur. Bölgeyi kaosa götürmek isteyenlerin, bölge halklarına daha çok acı ve gözyaşı döktürmek isteyenlerin siyaseti dikkate alındığında, vatandaşlarımızın hepsinin birlikteliğinde iç cepheyi güçlendirme açısından verilen mesaj, hem terörsüz Türkiye yaklaşımındaki mesaj bütün Orta Doğu'yu kapsayacak vizyonun çekirdeğidir. Irak, Suriye açısından da herhangi şekilde terör oluşumlarını istemediğimizi de bu şekilde ortaya koyduk. İlkeler açık ve net; silahların bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi, bütün şubeleri ile feshedilmesi. Adına ne denirse densin bütün bu terör yapılarının bölgedeki istikrarsızlık unsuru olmaktan çıkarılması hedefimizdir. Kardeşliğin daha da güçlenmesi için kardeşlik siyasetini ortaya koymaya çalıştık. Biz herhangi bir devlet ya da ona bağlı vekil unsurlar herhangi bir şekilde Kürt, Arap, Türk kardeşlerimize, kim olursa olsun bölge halkına silah çekerse Türkiye bunun karşısında olacak dedik ve bunu kararlı şekilde sürdürüyoruz.
Çok geniş ve çok boyutlu yaklaşımımız var. Terör örgütlerinin feshedilmesi için bir adım atmaya kalkılsa bazı devletler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını gördük.
Suriye'deki devrimden sonra en çarpıcı haberlerden biri bazı devlet üslerinde bazı terör örgütlerine ait kıyafetlerin bulunmasıydı. A karargahı ele geçirildiğinde B karargahının kıyafetleri bulunur. Bunlar bize fikir veren olaylardır. Karmaşık tabloların bölgede olduğunu, örtülü faaliyetleri yakından biliyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız terörsüz Türkiye için çalışmalara gerekli özenin gösterilmesinin altını çizdi. Kullanılan dilden sabotajlara kadar her türlü konuya dikkat etmek gerekir.
Bazı devletlerin bölgedeki terörün sona ermemesi için bir takım vekil güçlerle yapacakları sabotajlara karşı da teyakkuz halindeyiz. Verilen bir taviz yoktur. Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundan hem biz hem bölgedeki ülkeler kazançlı çıkacaktır.
MYK toplantısına girerken 'devlet hangi tavizi verdi' şeklinde konuşulduğunu görüyoruz. Devletin ve milletin nitelikleri konusunda herhangi bir al ver süreci yoktur. Esas olan bütün sorunların demokrasi yolu ile çözülmesidir. Bu sorunların çözümü daha çok demokrasidir. Siyasetin işlem gücünün daha da artırılmasıdır. Bazı kişilerin şehit ailelerine dönük yanlış söylem kullanıyor. Cumhurbaşkanımız her zaman ilk iftarını şehit aileleri ile yapmıştır. Şehitlerimiz bu ülkenin birliği için bu fedakarlığı yaptı, bunun farkındayız, bunu başımızın üzerinde taşıyoruz. Bu emanete, yani vatanımızın hür ve bağımsız olmasına, birliğimizin korunmasına, geleceğine en sağlam adımlarla yürümesine sahip çıkacağız. Şehit ailelerini incitecek hiçbir adımın ortaya çıkmayacaktır. Bizim asla kabul etmeyeceğimiz bir takım iddialarda bulunuluyor. Anayasa, bayrak, devlet, millet tanımı ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılacağı dair iddialarda bulunuluyor.
Kardeşlik siyasetimizden vazgeçmeyeceğiz. Tarih bilincimiz Türk-Kürt birlikteliğinin, Alevi Sünni birlikteliğinin mümkün kılındığını göstermiştir. Bunu Türkiye'nin düşmanları istemez. Aramıza fitne sokmaya çalışanlarının yaptığı düşmanlık hepimizi hedef almakta. Bunun önünde engel olanlara direniriz. Terör örgütünün lağvedilmesi ile bu sonuca ulaşacağız. Bir takım sözlerin verilip tutulmamasına karşı, terörden nemalanmaya çalışanlara karşı dikkatimizi koruyacağız.
ABD yönetimi ile Avrupa arasındaki Ukrayna merkezli başlayan, NATO'ya sıçrayan ve daha geniş yelpazede görülen tartışma, belli konularda çatışma anlamına gelecek söylemler yeni durumun ortaya çıktığını gösteriyor. İkinci dünya savaşı sonrasında kurulan düzenin sona erdiğini gösteriyor. Bu düzenin yaşaması ile görevli kurumların etkinliğinin olmaması uzun zamandır tartışılıyordu. Şimdi bir tablo ortaya çıkıyor. Stratejik bir ayrışma noktasına gelindiği görülüyor.
İslam ve Türk düşmanlığı temelinde yürüyen bu aşırı sağ, merkez sağ ve merkez sol siyaset direnç gösteremedi. Bu aşırı sağı büyüttü. AB'nin değerler temelinde bir araya gelmeyi becerememesi Türkiye'ye karşı uyguladığı ikiyüzlülüktür.
Değerler konusunda bu ikiyüzlülüğü yapanlar fasılların açılmasını bile engellediler. Bunun olmadığı durumda aşırı sağ giderek yükseldi. AB'nin yaşadığı bütün sorunların çözümü Türkiye'dedir. Türkiye'nin bir boyutu ile güçlü bir Avrupa devleti olmuştur. Avrupa demokrasileri ile aynı paradigmayla konuşabilen demokrasiye sahiptir.
Avrupalılar güvenlik konusunda hemen Türkiye'yi hatırlıyor ama gelin refahı paylaşalım dediğimizde Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Umarım bu sefer savunma meseleleri anlamında Türkiye'yi muhatap almazlar. Her konuda Türkiye ile net iletişim içine girerler. AB'nin Türkiye ile iş birliği yapmasından başka çözüm yolu yoktur.
Avrupalılar güvenlik konusunda hemen Türkiye'yi hatırlıyor ama gelin refahı paylaşalım, gelin demokratik değerleri paylaşalım dediğimizde Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Umarım bu sefer savunma meseleleri anlamında Türkiye'yi muhatap almazlar. Her konuda Türkiye ile net iletişim içine girerler. AB'nin Türkiye ile iş birliği yapmasından başka çözüm yolu yoktur. Eğer Türkiye ile doğru ilişki kurarlarsa bu krizde önemli aşamayı geçmiş olurlar.
Bir kısmı maalesef dönüyor devlete hükümete 'Bu sürecin karşısında ne verdiniz?' diyor. Bunu söyledik, bu süreç bir alver meselesi değil. Birileri devlete şartlar dayatmaya kalkıyor hukuk ve siyaset alanında. Bu iki yaklaşımı dışarıda tutuyoruz. Bu iki yaklaşım doğru değil. O sebeple Özgür Bey'in ilk yaptıkları yazılı açıklama gayet dengeli ve sağduyulu gözüküyordu. 24 saat içinde başka söylemler gelmeye başladı. CHP'nin de bu konunu çözümüyle ilgili yayınladığı raporlar, ileri ifadeler ve öneriler vardı. Bunu geçmişte tartıştık. Sayın Özel'in AYM'den, Yargıtay'dan üyeler, yüksek yargıçlar bu konuyu çalışıyor gibisinden verdiği bilgi doğru değil. 1 ay içerisinde bir şey görüyorum. Özgür Bey mümkün olduğu kadar dikkatli konuşmaya çalışıyordu. 1-1,3 aylık süreçte TSK'da komuta kademesinde, komutanlarımızın ismini vererek hedef aldığında, bu bilgiye nasıl ulaştığı konusunda 'Ben duydum, bana söylediler' diyordu. Böyle bir çerçeve olmaz. En basit akıl yürütme şunu söylüyor; geçmişte orduda yer almış, daha sonra emekli olmuş ve şu anda CHP'de görev yapan birilerinin sayın Özel'e dedikodu aktardığı, onun da bilgi zannettiği ortaya çıkıyor. Bunu dış politikayla ilgili olarak da yaşadık. 'Ben duydum' diyordu. Muhtemelen emekli diplomatların CHP'de görev yaparken ürettikleri bir şey. Bu şekilde politika olmaz."
© Tüm hakları saklıdır.