Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz, 'Himmet' operasyonu kapsamında 105 kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, "Fethullah Gülen cemaatine karşı operasyonlar tam gaz sürüyor. Önceki gün de 105 gözaltı ile sonuçlanan bir operasyon yapıldı" dedi. “Neci' olursa olsun, İslam’ı kendi siyasal toplumsal amaçları için kullananların çok ciddi ahlaki sorunları var. Fakir fukaraya yardım edeceğiz, çocuk okutacağız, cami yaptıracağız, Kuran kursu açacağız diyerek inanmış, saf Müslümanlardan yardım paralarını topluyorlar ve sonra bu paranın bir bölümünü 'amacı dışında' kullanmakta da bir sakınca görmüyorlar" ifadelerini kullanan Yılmaz, "Deyim yerindeyse, ülkenin saf mütedeyyin Müslümanlarını önüne gelen 'çarpıyor'! Hacı amcalar, hacı teyzeler, biriktirdikleri üç kuruşu bu cemaat ve derneklere kaptırıyor. Önüne gelen hacı amcaları çarpıyor!" diye yazdı.
Mehmet Yılmaz'ın, "Önüne gelen hacı amcaları çarpıyor!" başlığıyla yayımlanan (20 Nisan 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Fethullah Gülen cemaatine karşı operasyonlar tam gaz sürüyor. Önceki gün de 105 gözaltı ile sonuçlanan bir operasyon yapıldı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamadaki şu bölümü dikkatlerinize sunmak isterim:
“Yapılan tahkikat sonucunda, burs, kurban parası, abonelik ücretleri ve himmet olarak verilen ve toplanılan paraların, yardım ve bağışta bulunan kişilere vaat edilen amaçlar doğrultusunda kullanılmadığı, dini duygular istismar edilerek toplanılan para ve çeklerin, Bank Asya’nın bazı şubelerindeki belirli hesaplara aktarıldığı, bu hesaplarla ve hesap sahipleri ile bağlantısı ve ticari ilişkileri bulunmayan örgüt yöneticilerince kullanıldığına yönelik bilgi ve bulgulara ulaşılmıştır.”
Çok tanıdık bir suçlama.
Deniz Feneri davasına siyasetin müdahalesinden önce bakan Savcı Abdülvahap Yaren, Afrika’daki aç çocuk fotoğraflarını göstererek şöyle konuşmuştu:
“Yardım paralarının buralara gitmesi gerekiyordu. Peki, nereye gitti? Evli kadın, evli adamlar, metreslerini elinde tutmak için zekât paralarını bu şirketlere hisse payı olarak aktarmışlar. Niye? Cinsel istismara, şantaja devam etmek için. İşte bunun için mala el koyduk. Zekât hırsızlarını koruma altına alan bir güç var.”
Hatırlarsınız, Almanya’da sürdürülen bir başka soruşturma da İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı ile ilgiliydi.
Savcılık bu teşkilatın 2005–2009 yılları arasında “kurban keseceğim” diyerek toplam 377 bin bağışçıdan kurban başına 100 Euro topladığını ama bu paranın 11 milyon Euro’luk bölümünün amaç dışı kullanıldığını tespit etmişti.
Yine Almanya’da mahkemenin “yüzyılın dolandırıcılığı” olarak tanımladığı Deniz Feneri e.V. davasının sanıkları fakirlere yardım için toplanan 41 milyon 423 bin Euro’yu amaç dışı kullanmak ve dolandırıcılık suçlarından mahkûm olmuştu.
Ortaya çıkıyor ki “neci” olursa olsun, İslam’ı kendi siyasal toplumsal amaçları için kullananların çok ciddi ahlaki sorunları var.
Fakir fukaraya yardım edeceğiz, çocuk okutacağız, cami yaptıracağız, Kuran kursu açacağız diyerek inanmış, saf Müslümanlardan yardım paralarını topluyorlar ve sonra bu paranın bir bölümünü “amacı dışında” kullanmakta da bir sakınca görmüyorlar.
Deyim yerindeyse, ülkenin saf mütedeyyin Müslümanlarını önüne gelen “çarpıyor”!
Hacı amcalar, hacı teyzeler, biriktirdikleri üç kuruşu bu cemaat ve derneklere kaptırıyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayın